Angiosarkoma

Vikipedi, özgür ansiklopedi

Angiosarkom (Anjiyosarkom; Angiosarcoma), endotel hücrelerinin kanseridir. Mikroskopla yapılan incelemelerde, damarları çok iyi taklit ettiği saptanan tipleri hemangioma’lara çok benzer; bu tip tümörler "hemangiosarkoma" olarak adlandırılır. Taklit düzeylerinin ileri derecede azaldığı olgularda kanserin kökeninin anlaşılması güç olabilir. Angiosarkoma, orta ve ileri yaşlarda ortaya çıkar. Deri, meme dokusu ve karaciğer tümörleri görece sıktır.[1][2][3][4][5]

Nedenler[değiştir | kaynağı değiştir]

Karaciğerdeki angiosarkomların oluşmasında toksik kimyasalların etksi önemlidir. Bunlar arasında arsenik içeren tarım ilaçları, radyolojide bir zamanlar kontrast maddesi olarak kullanılmış olan thorotrast, plastiklerde bulunan polivinil klorür (PVC) ve küflenmiş gıda maddelerindeki aflatoksinler önemlidir. Radyasyonun angiosarkom oluşmasında fiziksel kökenli bir risk faktörüdür.[1][2][3][5]

Angiosarkom: Endotel hücrelerin taklit eden iri ve aktif kanser hücreleri

Meme kanseri tedavisi için radikal mastektomi geçiren hastalarda oluşan uzun süreli lenfödemler angiosarkom gelişmesi için risk faktörüdür; bu hastalardaki tümörler “lenfangiosarkoma” olarak nitelenir.[1][2][3][5]

Derideki bir angiosarkoma yakınmalara neden olmayan, çok sayıda, küçük ve kesin sınırlı minik oluşum olarak başlar. Bu yanıltıcı ve önemsenmeyen tablo bir süre sonra grimsi-beyaz renkli, yumuşak ancak diri kıvamlı iri bir kitleye dönüşür. Sınırları belirsizleşir. Kitlelerin ortası nekrozlaşır ve kanama başlar.[1][2][3][5]

Mikroskopla yapılan incelemelerde, kanser hücresi niteliği kazanmış (atipik) endotel hücrelerden oluşan, ancak damar olarak nitelendirilebilecek boşlukların/yarıkların çok az olduğu bir yapı saptanır. Kesin tanı, endotel hücrelerini işaretleyebilen özel boyama yöntemleri (markerler) ile yapılabilir.[2]

Tedavi ve Prognoz[değiştir | kaynağı değiştir]

Angisarkomlar bulundukları bölgedeki dokuların içlerine girer (yerel invazyon), uzak doku ve organlara yayılırlar (metastaz). İlk tanıdan sonraki yaşam süresi, tümörün erken tanısıyla yakından ilgilidir.[1][2][3][4][5] Erken tanı konan ve metastaz olmayan olguların tümüne cerrahi girişim yapılması uygundur; ameliyat sonrası tedavisi radyoterapi ya da kemoterapi yöntemiyle sürdürülen hastaların %60’ında yaşam süresi 5 yılı aşabilmektedir. Geç tanılı ve metastazlı olgularda aynı tedavi yöntemin uygulanması sonrasında, hastaların ortalama yaşam süresinin 7 ay kadar olduğu belirlenmiştir.[4]

Kaynakça[değiştir | kaynağı değiştir]

  1. ^ a b c d e Fury MG, Antonescu CR, Van Zee KJ, et al. A 14-year retrospective review of angiosarcoma: clinical characteristics, prognostic factors, and treatment outcomes with surgery and chemotherapy. Cancer Journal, 11:241–247, 2005
  2. ^ a b c d e f Kumar V, Abbas AK, Aster JC. Robbins and Cotran Pathologic Basis of Disease. 9th edt., Elsevier Saunders, Philadelphia, 2015
  3. ^ a b c d e Mark RJ, Poen JC, Tran LM, et al. Angiosarcoma. A report of 67 patients and a review of the literature. Cancer, 77:2400–2406, 1996
  4. ^ a b c Abraham JA, Hornicek FJ, Kaufman AM et al. Treatment and outcome of 82 patients with angiosarcoma. Annals of Surgical Oncology, 14:1953–1967, 2007
  5. ^ a b c d e Weiss SW, Goldblum JR. Enzingers and Weiss’s Soft Tissue Tumors. Mosby, St. Louis, 2001