Utu

Vikipedi, özgür ansiklopedi
02.47, 7 Aralık 2020 tarihinde Khutuck Bot (mesaj | katkılar) tarafından oluşturulmuş 24354883 numaralı sürüm (Bot v3: Kaynak ve içerik düzenleme (hata bildir))
Şamaş
Silindir mühürde Şamaş

Şamaş veya Sama, Asur ve Babil'de tapınılan Güneş-tanrının Akadca ismidir. Sümer mitolojisindeki Utu'nun karşılığıdır. Babası Sin (Nanna - Ay), ikiz kız kardeşi ise İştar'dır (İnanna - Dünya). Şamaş Arapçaya Şems olarak geçmiştir. Şems güneş demektir. Abduşşems, güneşin kulu anlamında güneşe tapanların aldıkları bir isimdir. Şamaş'ın batı dillerindeki değişmiş şekli Sun (İngilizce), Sonne (Almanca)'dır.

Gök cisimlerine tapınılan dönemlerde haftanın bir günü güneşe ayrılmıştı. Güneş günü anlamında Sunday (İngilizce), Sonntag (Almanca) güneş tapınmasından kalan isimlerdendir.

Asur ve Babil uygarlığında Şamaş olarak bilinen Utu Sümerlerin ana tanrıçasıdır. Sovyetler birligi zamanında kısıtlı imkânlarla 1970 yıllarında Türkmenistan karakum çölünde bulunan gonur tepe "aci köy" (Adji kui) vaha şehirlerini ilk keşfeden Rus arkeolog Victor İvanoviç Sarianidi doğu blokunun yıkılmasından sonra 2007'de İtalya Ligabue arkeoloji araştırma enstitüsünün yardımlarıyla İtalyan arkeolog Gabriela Rossi osmida önderliğinde Türkmenistan devletininde yardımlarıyla Türkmen arkeolog ve antropolaglarla beraber Karakumda büyük bir medeniyeti yeryüzüne çıkarmışlardır.

Silindir biçimindeki damgalarda insanlığın ilk kağanı Etana'ın Tanrıça Utu ile hikâyesi anlatılır.

Tarihçe

Etana ve Tanrıça Utu efsanesi'nin kaynağı Sümerlerin göç ettigi Karakum medeniyeti ürünüdür.

Karakum, acı köy kalıntılarında 40 bin sene öncesinden kalma Tanrıça Utu ve Etana'nın pişmiş topraktan yapılmış heykelcikleri bulunmuştur.

Karakum'da keşfedilen şehirler enaz beş bin yıl öncesinden kurulmuş, tarımın, sanatın ve ticaretin yapıldığı bronz çağında olmasına rağmen antik yunan medeniyetine eşdeğer gelişmiş bir medeniyettir.

Yazıyı ilk kesfeden Sümerler, silindir damgalarda anlattıkları hikâyelerini tarihi belge niteliğindeki yazıtlarında yazılı olarak da anlatmışlardır.

Silindir damgalarda Tanrıça Utu ve insanlığın ilk kağanı Etana Hikâyesinin öncesi ve sonrası ;

Bir zamanlar hayat ağacında yılanla Kartal barış içinde yaşamaktaydılar.
Bir gün Kartalın beyninde kötü düşünceler oluşur.
Kartal yavrularıyla beraber yılananın yumurtalarını yer.
Yılan intikam almak için Tanrıça Utu'dan yardım ister, Tanrıça Utu yılana bir hayvan leş'inin içine gizlenmesini ve kartalı tuzağa düşürmesini tavsiye eder.
Yılan bir leş'in içine gizlenir, leş'i yemeye gelen kartalı tuzağa düşürür ve intikamını alır, uçamayacak duruma gelen yaralı kartalı bir çukurun içine atar.
Etana'nın çocuğu olmaz, neslini devam ettirmek ister.
çocuk olmasını sağlayan bitki Tanrıça Utu'dadır.
Etana Kartaldan yardım ister, pazarlık yapar " Beni Tanrıça Utu'nun huzuruna çıkarırsan ben de senin yaralarını iyileştiririm " der.
Kartal Etananın önerisini kabul eder.
Uzun zaman yolculuk yaparlar, çok yükseklere çıkarlar dünya görünmez olur, seyahatın sonunda Utu'ya ulaşırlar.
Etana Tanrıça Utu'nun huzuruna çıkar, sorununu anlatır.
Etena'yı dinleyen Utu Etenaya hayat suyu dolu bir kadeh verir.
Böylelikle Etana neslini devam ettirir ve insanlığın ilk kağanı olur.

Anaerkil toplumdan Etana ile Babaerkil bir yapıya doğru evrilme bu şekilde olmuştur. Etananin çocukları Etana gibi babadan oğula geçen hükümdar, yönetici, din bilgini Kağanlar olarak Tanrıça Utu'un temsilcileri olurlar. Bu olaydan sonra Dünyada Kadın yöneticilerin yerini Erkekler almaya başlamıştır.

Ayrıca bakınız

Kaynakça