İnsan kafatası sembolizmi

Vikipedi, özgür ansiklopedi

İnsan kafatası sembolizmi, insanın kafatasıyla ilgili sembolik bir anlamdır. Kafatasının en çok karşılaşılan sembolik kullanımı ölüm ve yaşam betimlemesidir.

İnsan, diğer kemiklerin taş parçalarına benzediği zamanlarda birkaç parçaya ayrılmış gömülü kafataslarını bile kısmen tanıyabilir. İnsan beyni özel bir yüz tanıma rejyonuna sahiptir ve birkaç noktada, çizgide veya noktalama işaretinde yüz çizgileri bulmaya alışıktır. Yani insan beyni insan kafatası şeklini ve olağan yüz hatlarından ayrı düşünemez. Bu yüzden de, hem ölüm hem de kafatasının önceki hayatı sembolize edilir.

Dahası, insanların görsel olarak hoş bulduğu—tabi bu ölü bir insana ait olan büyük göz yuvalarına sahip kafatası neoteni derecesini göstermektedir. Şöyle ki, insan kafatasları bazen iskeletteki diğer kemiklerden daha büyük bir yapıya sahip oluyorlar ve iğrendirseler bile ilgi çekebiliyorlar. Şimdiki toplumumuz çoğunlukla kafatasını ölüm ve kötülükte bağdaştırıyor. Fakat, bir vücuttaki beşerin itibarını ve şuurun beden buluşunu, kısacası "yaşamı" temsil eden kristal kafatasları gibi objelere sahip olan bazı antik toplumlara göre de tam tersine bir bağdaşımın olduğuna inanılmaktadır.

Unicode ise U+1F480 (💀) karakterini insan kafatası piktogramına karşılık yedeklemektedir.

Örnekler[değiştir | kaynağı değiştir]

New England'ın ilk zamanlarındaki sıklıkla mezar taşlarına kazınmış ve oyulmuş kafatasları yalnızca yaşamın sembolü olabilirler fakat bazen de ölümünden çok yaşamı yücelten bir çift melek kanadı sırtladılar.

Kafatası sembolizminin en bilinen örneklerinden biri Shakespeare'in Hamlet'inde gerçekleşir. Eserin marka karakteri Hamlet eski bir arkadaşının kafatasını tanır: "Vah zavallı Yorick! Onu tanırdım Horatio. Şakaları sonsuz, hayal gücü eşsizdi." Hamlet, ümitsizliğin ve kaba ironik mizahın acı monologunu dile getirmek için esinlendi.

Hamlet'in "Şuradaki dudakları kim bilir kaç kere öpmüştüm" sözleri ve Talmud'dan "Başrahip Rabi Ishmael savaşta ölmüş askerin kopmuş kafasını kucağına koydu ve haykırdı: Ah o kutsal dudaklar! Seni kim küllere boğdu..." alıntısındaki kafatası melankolik bir semboldü.