İkinci Kanal Harekâtı
İkinci Kanal Seferi | |||||||
---|---|---|---|---|---|---|---|
1. Dünya Savaşı'nda Sina ve Filistin Cephesi | |||||||
Alman General Kress von Kressenstein, Türk ve Alman kurmay ve er/erat ile beraber (El Ariş, 1916) | |||||||
| |||||||
Taraflar | |||||||
![]() ![]() | |||||||
Komutanlar ve liderler | |||||||
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() ![]() ![]() ![]() | ||||||
Çatışan birlikler | |||||||
| |||||||
Güçler | |||||||
199.850 insan, 24.500 hayvan, 19.375 deve, Kullanılan silahlar: 101.850 hafif silah (Bu silahların 39.189'u mavzer, 19.859'u Rus tüfenk, 21.000 Martin, 24.816'sı eski silah ve 58.000'i de eski silah), 75 mitralyöz tüfenk ve 244 top.[1][2] |
İkinci Kanal Harekâtı, Osmanlı İmparatorluğu'nun 1. Dünya Savaşı'nın Sina ve Filistin Cephesi sırasında, Süveyş Kanalı'na düzenlediği ikinci harekâttır.[3] Harekâtın amacı İngilizleri Mısır'da tutarak, Batı Cephesi'ne kuvvet göndermelerini engellemek ve mümkün olursa Mısır'ı kurtarmaktı. Eğer kanal geçilebilirse, Mısırlı yurtseverlerin Osmanlı ordusunun yanında, İngilizlere karşı ayaklanacağı umuluyordu. Harekât, 4. Ordu komutanı ve Bahriye Nazırı Cemal Paşa'nın komutasında gerçekleştirilecekti.
27 Temmuz 1916'da 4. Ordu'da görevli bulunan Alman Miralayı Kreß von Kressenstein'in komutasındaki 10.000 kişilik bir kuvvetle gerçekleşti. Ancak ağır bir yenilgi alan Osmanlı kuvvetleri El Ariş'e çekilmek zorunda kaldılar.
Sefer için yapılan hazırlıklar
[değiştir | kaynağı değiştir]Cemal Paşa, İkinci Kanal Seferi için ilk iş olarak İbin'de Kress von Kressentein başkanlığından bir çöl kumandanlığı tesis ettirmiştir. Böyle hem Kanal'a karşı taciz hareketleri idare edilecek, hem de çölde yapılacak olan hazırlıklar koruma altına alınacaktı. Çalışmalarını sürdüren Cemal Paşa, 14/15 Haziran 1915'te Başkumandanlık Vekâleti'ne gönderilmek üzere yirmi altı maddelik uzun bir rapor hazırlamıştır. Söz konusu raporda, yeni bir kanal harekâtının yapılabilmesi için gerekli şartlar özetle şu şekilde belirtilmiştir;[4]
- Mısır seyyar ordusunun nizam-ı harbi rabt edilmiş, işbu nizam-ı harbiye nazaran oluşturulan seyyar ordu 57 tabur piyade, 20 mitralyöz bölüğü, 8 süvari veya hecinsüvari bölüğü ve 23 bataryadır.
- Suriye ve Filistin kuvve-i işgaliyesi ber vech-i ati olmak lazımdır:
- Halep ve Adana mıntıkaları için 9'ar tabur, birer fırka
- Lübnan mıntıkası için 6 taburlu bir fırka.
- Filistin mıntıkası için iki fırkalı bir kolordu (Fırkalar da 9'ar taburlu olacak).
- İhtiyat olmak üzere ayrıca bir fırka.
- Birinci Kanal Harekâtı esnasında İngilizlerin Suriye ve Filistin'e tecavüz etmemeleri, İkinci Kanal Harekâtı esnasında tecavüz etmeyeceklerini ispat etmez. Bilakis sahile pek yakın olan Mısır demiryolunu zapt etmek üzere taarruz etmeleri muhtemeldir. Bu nedenle mükemmel Türk Fırkası olması lazımdır.
- Kanal önünde daha uzun süre kalacak ordunun günlük iaşesinin en son demiryolu noktasından itibaren her gün Kanal'a kadar muntazaman gönderilmesini temin etmek ve her ihtimale binaen bir aylık ihtiyat erzakının harekât başlamadan çöl dahilindeki ambarlara yüklenilmesini sağlamak esastır. Bu esasa nazaran çöl içerisinde Birüssebi ve İbin'de iki adet Çöl Menzil Müfettişliği kurulacaktır.
- Birinci ve üçüncü maddelere nazaran gerek harekât mıntıkasından gerekse çöl ambarlarından erzak ve cephane nakliyatı için araba ve deve miktarları şu şekilde tespit edilmiştir.
- Mevcut malzemeye ilaveten yeni malzemelerin Dersaadet tarafından, 1 Teşrin-i sâni 1331 (14 Kasım 1915) tarihinde kadar Biirüssebi'ye vasıl olması gerekmektedir.
- Acil ulaşım için 120'şer otomobilden oluşan otomobil kıtaları kurulmalıdır. Bu otomobillerle birlikle benzin ve tamirhane heyetinin de gönderilmesi gerekmektedir. Daha önceki listede istenen 4.656 adet arabadan tenzil edilerek, 4156 adet talep ediyorum.
- Çölde sus ihtiyacı için menzil teşkilatlarından faydalanacak. Ayrıca, su nakliyatı için gerekli malzemeler, 1 Teşrin-i evvel 1331 (14 Ekim 1915) tarihine kadar Şam'a vasıl olmalıdır.
- Almanya'dan gönderilmesi lazım olan eşya ve teçhizatın da, 1 Teşrin-i evvel 1331 (14 Ekim 1915) tarihine kadar Şam'a vasıl olması gerekmektedir.
- Tayyare müfrezesi ile telsiz-telgraf memurlarının Almanlardan dikkatle seçilmesini rica ederim.
- Mısır Seferi'nin hususi önemi dolayısıyla orduya aşağıdaki kumanda heyetlerinin ilavesini elzem görüyorum.
- Ordu karargâhı fevkalade noksandır
- Büyük bir olasılıkla harekâtta, Süveyş Kanalı'ı önlerinde haftalarca kalınacaktır.
- İkinci Kanal Harekâtı kumandanlarının, Birinci Kanal Harekâtı'na iştirak etmiş kumandanlardan seçilmesini elzem görüyorum. Bu açıklamaya binaen Suriye Kuvve-i Seyyare Kumandanlığı'na Fahri Paşa'nın, Filistin Kuvve-i Müdfaası Kumandanlığı'na 8. Ordu Kumandanı (Mersinli) Cemal Paşa'nın ve Birinci Kuvve-i Seferiye Kumandanlığı'na da Von Kress Bey'in atanmasını zaruri görüyorum.
- Bütün hazırlıkların esasını deve meselesi teşkil etmektedir. Bu işin yerine getirilmesi için para gönderilmesini talep ediyorum. Ayrıca sıhhıye malzemesi, sıhhıye memuru ve baytar gönderilmesi gerekmektedir.
- Arzettiğim hususlar, Mısır Seferi'nin icrasını temin etmek için asgari miktarlardır.
Araba | Deve | |
---|---|---|
Çöl kadrosu için | _____ | 4.460 |
Su nakliyatı için | _____ | 9.392 |
Erzak nakliyatı için | 4.786 | 14.667 |
Cephane nakliyatı için | 1.533 | 4.509 |
Çöl dahilinde mevk-i muhtelifide bulunacak | _____ | 3.000 |
%10 İhtiyat tanzim | _____ | 3.603 |
%5 İhtiyat tanzim | 316 | _____ |
Toplam | 6.635 | 39.631 |
İkinci Kanal Harekâtı hazırlıklarını büyük bir titizlikle sürdüren Cemal Paşa, yukarıda özetlemeye çalıştığımız raporundaki taleplerin karşılanmaması üzerine, 21 Temmuz 1915'te Enver Paşa'ye yeni bir rapor göndermiş ve deve, para, dekovil ve su malzemesi eksikliğinin giderilmesi yönündeki isteklerini yinelemiştir. Bu sırada Ayınsofar'daki yazlığında bulunan Cemal Paşa, 27 Temmuz - 4 Ağustos tarihli ve Enver Paşa'ya başlıklı raporlarında ise çöl menzil teşkilatı, tayyare-telsiz-telgraf müfrezeleri, personel sayısı ve bir haftalık erzak miktarına dair ayrıntılı bilgilere yer vermiştir. O günkü şartlarda Osmanlı Hükûmeti'nin Paşa'nın bu taleplerini karşılayabilmesi oldukça zor görünüyordu. Bu yüzden Cemal Paşa, müttefik devletlerin özellikle de Almanya'nın yardımı olmaksızın yeni bir Kanal Harekâtı'nın gerçekleştirilemeyeceğini, buna karşılık Almanların bu harekâttan daha büyük kazançlar elde edeceğini düşünmekteydi. Paşa bu konudaki düşüncelerini, 28 Ağustos 1915'te Başkumandanlık Vekâleti'ne göndermiş olduğu telgrafında şu cümlelerle ifade etmiştir: ...İngilizlerin Mısır'ı almak, Almanya'nın menafi-i iktizasından olduğu ve Mısır'ın İngilizleri şimdiden tahmini mümkün olmayan netayice sevkedeceği nazar-ı dikkate alınırsa, Almanya'nın nakit olarak büyük fedakârlıklar icrasından çekinmeyeceğine eminim. Cemal Paşa'nın bu yazısı üzerine harekete geçen Enver Paşa, gerekli para ve malzeme yardımının sağlanması amacıyla Von Kressenstein'ı derhal Almanya'ya göndermiştir. Ancak Almanya, ilk seferdeki başarısızlıktan dolayı olmalı, yardım konusunda fazla istekli davranmamıştır. Ancak Almanya'nın bu konuda tamamen kayıtsız kaldığını söyleyemeyiz. Almanlar Paşa Harekâtı adını verdikleri İkinci Kanal Harekâtı'na, istenilen seviyede olamasa da katkıda bulunmuşlardır. Cemal Paşa'nın Başkumandanlık Vekâleti'ne göndermiş olduğu raporlara göre, bu yardımları şu şekilde sıralayabiliriz:[6]
- Bir tayyare müfrezesi, sekiz mitralyöz bölüğü, bir 15 cm'lik obüs (howitzer) bataryası, bir 10 cm'lik top bataryası, 21 cm'lik havan bataryası, dört sayyare savar takımı.
- Alman subayları yönetiminde iki sahra hastanesi.
- 140 subay ve 1500 er.
- Süveyş Kanal'ı ve çevresini gösterir, 1:250.000 ölçekli ve Cemal Paşa'ya başlıklı 1915 baskılı Almanca haritalar.
Cemal Paşa'nın İkinci Kanal Harekâtı hazırlıkları içerisinde demiryolları önemli bir yer tutmuştur. Paşa, asker ve malzeme sevkiyatının daha rahat yapılabilmesi amacıyla Kanal'a kadar uzanan bir demiryolu projesi başlatmıştır. Hicaz Demiryolu Mısır Şubesi adı verilen ve yapımına, 19 Ocak 1915'te başlanan bu projeyle; Hicaz Demiryolu'nun Mesudiye İstasyonu'ndan başlanarak Remle, Yafa, Kudüs, Biirüssebi ve Hafirülavce ve İsmailiye üzerinden Süveyş Kanalı'na ulaşmak hedeflenmiştir Ayrıca, demiryolu inşaatına Hicaz Demiryolu Mısır Şubesi Ser Mühendisi sıfatıyla Alman Meissner Paşa tayin edilmiştir.[7] Mısır Şubesi, Ekim ortalarında Biirüssebi'ye ulaşmıştır. Evkaf Nazırı ve Şeyhülislam Hayri Bey, 10 ay gibi kısa bir sürede 159 km'lik demiryolu inşaatı nedeniyle 4. Ordu Kumandanı Cemal Paşa'yı tebrik etmiştir. Hattın bu kadar kısa sürede içerisinde tamamlanabilmesine istimlak sorununu yaşanmasının yanı sıra, bu konuda gerekli deneyim ve tecrübeye sahip Cemal Paşa'nın büyük rolü olmuştur. Mısır Şubesi'nin Biirüssebi-Kanal arasındaki kısmının tamamlanabilmesi için çalışmalara ara verilmeden devam edilmiştir. Hicaz Demiryolu idaresi de, projenin devamı konusunda Cemal Paşa'yı desteklemiş ve bu konudaki gayretlerini takdirle karşılamıştır. 1916 yılında inşaat daha da hızlanmış ve Mart ayı itibarıyla harcanan 240.000 Lira'ya ulaşmıştır. Ancak söz konusu proje, Şerif Hüseyin'in isyan hareketi sebebiyle İsmailiye'ye 25 km'lik mesafe kala zorunlu olarak durdurulmuştur. Cemal Paşa, demiryolu hazırlıklarının yanı sıra, Habra'ya kadar 600 km'lik bir şose yol yaptırmıştır. Bunlara ilave olarak da Gazze-Biirüssebi hattından başlayarak Kanal istikametindeki menzil noktalarında kuyular açtırmış, kuzeyden batıya doğru 38 km uzunluğunda sur boruları döşetmiş ve çöl dahilinde yüzlerce km uzunluğunda telgraf hatları inşa ettirmiştir. Paşa, ilkinde olduğu gibi, ikinci sefer için de gönüllü birlikler oluşturulması yolunda bir takım hazırlıklar yapmıştır. Bu amaçla, Havran Mebusu Şekip Arslan Bey'yi bölgedeki bedevilerden gönüllü alayı kurmakla görevlendirmiş, daha sonrada Birinci Kuvve-i Seferiye'yi tesis ettirmiştir.[8]
Ordu karargahını, 14 Ekim 1915'te Kudüs'e taşıyan Cemal Paşa, ay sonuna doğru Halep'e gelmiştir Burada Sevk ve İskan Kanunu'na tabi Ermeniler ile yakından ilgilenen Paşa, 22 Kasım'da hem bunların durumunu görüşmek, hem de Toros-Amanos inşaatına destek bulmak amacıyla İstanbul'a gitmeye karar vermiştir. Ancak Pozantı'ya ulaştığında Enver Paşa'nın gelmeyin emri üzerinde geri dönmek zorunda kalmıştır. Paşa, yaklaşık bir hafta sonra bu defa Enver Paşa tarafından İstanbul'a davet edilince yeniden yola çıkmak zorunda kalmıştır. Yol boyunca sevk edilen Ermenilerle karşılaşan Cemal Paşa: İstanbul'dakiler bunları görmedikleri için rahat davranıyorlar diyerek üzüntüsünü dile getirmiştir. 5 Aralık'ta Harbiye Nezâreti'nde gerçekleşen görüşmede Enver Paşa, Çanakkale Savaşları'nın sona ermesiyle birlikle ağırlığın Kanal'a verileceğini ifade etmiş, Cemal Paşa ise, harekât için gerekli olan 650.000 Lira'nın bir an önce karşılanmasını talep etmiş, ancak kesin bir cevap alamamıştır. Cemal Paşa, arzu ettiği şekilde gerçekleşmeyen bu görüşmenin ardından önce Padişah Mehmed Reşad tarafından kabul edilmiş, daha sonra da Kızılay Hastanesi'ni ziyaret etmiştir. Cemal Paşa, İstanbul ziyareti sonucunda Büyük Mısır Seferi yerine, yalnızca Süveyş Kanalı'ya sınırlı bir harekâtın yapılacağına kanaat getirmişti. Zira, 17 Kasım 1915'te Enver Paşa-Falkenhayn görüşmesi yapılmış ve Almanya'nın Cemal Paşa'nın isteklerinin tamamını yerine getiremeyeceği anlaşılmıştı. Buna rağmen Cemal Paşa seferin, 1916 Şubat ya da Mart ayında yapılmasını istemişti. Yeni plana göre; Kanal geçilmeyecek, Türk kuvvetleri Kanal'ın doğusuna mevzilenerek topçu ateşiyle Kanalı taciz edeceklerdi.[9]
Öte yandan İngilizler, Çanakkale Savaşları'ndan sonra Türklerin Mısır'a karşı yeni bir harekâtta bulunacaklarını tahmin ediyorlardı. Bu nedenle, Mısır'daki İngiliz kuvvetleri Kumandanı General Maxwell, Türklerin 250.000 kişilik bir kuvvetle[10] saldırı hazırlığı içinde olduklarını ileri sürerek ek yardım talebinde bulunmuştu. Bu sırada Mısır'ı ziyaret eden İngiliz General Murary'i tayin ederek Türk harekâtından çekindiğini göstermiştir. İngilizler daha da ileri giderek, savunma planlarını değiştirmişler ve Kanal'ın doğusunda yığınak yapmaya başlamışlardır.[11]
Harbiye Nazırı ve Başkumandan Vekili Enver Paşa, Cemal Paşa tarafından yapılan hazırlıkları yerinde görmek ve kendisine destek vermek amacıyla, 1916 Şubat'ında bölgeye gelmiştir. Cemal Paşa, bu ziyaretten ziyadesiyle memnun kalmıştır. Enver Paşa ise: Çölün bu kadar değişebileceğine hiç ihtimal vermemiştim. Sözleriyle Cemal Paşa'yı kutlamış ve göstermiş olduğu misafirperverlikten dolayı da kendisine teşekkür etmiştir. Enver Paşa, daha sonra Cemal Paşa ile birlikte Mekke ve Medine'yi ziyaret etmiş, bu ziyaret sırasında Mekke Emiri Şerif Hüseyin'le görüşme yapmıştır.[12]
Cemal Paşa, 2 Haziran 1916'da Birinci Kuvve-i Seferiye Kumandanlığına hitaben Fransızca-Türkçe ve zata mahsus olmak üzere, 5 maddelik bir tebliğ yayınlamıştır. Bu tebliğde, Mısır'daki İngiliz kuvvetlerinin takriben, 200.000 civarında olduğu, düşmanın ileri harekâtının önlenmesi için ne gibi tedbirlerin alınması gerektiği ve ricat hareketinin ancak 4. Ordu emrine gerçekleştirilebileceği şeklinde şeklinde ibareler bulunmaktaydı. Söz konusu tebliğin bir diğer amacı ise, Birinci Kuvve-i Seferiye ve onun kumandanı Von Kressenstein'ın, Paşa'nın emri dışında herhangi bir harekette bulunmasını engellemekti. Zira, bu sıralarda Cemal Paşa ile Von Kressenstein arasında bir yetki kargaşası yaşanmaktaydı. Bu kargaşa, ikili arasında bazı tartışmaları bile neden olmuştu. Cemal Paşa bu yüzden, 16 Temmuz 1916'da El Ariş'te bulunan Von Kressenstein'a oldukça sert bir telgraf dahi göndermiştir. Paşa bu telgrafında şu sözleri sarf etmiştir: Erzak sevkiyatı hakkında, üç gün evvel yazdığınız telgraf, bir kolordu kumandanının ordu kumandanına karşı istimali muvafık olmayan lisan ile yazıldığı içün, yalnız erzak nakliyatını tanzim eyledim. İştigal etmemekten başka bir cevap yazmamayı münasip telakki etmiştim. Mademki ısrar ediyorsunuz işte size cevap yazıyorum: Almanya ve Avusturya İmparatorları hazeratı, kendi ordularına mensup olan bir kısım kuvvay-ı askeriye'yi sizin emrinize değil, Osmanlı İmparatoru hazretlerinin emrine tevdi buyurmuşlardır. Siz- tarafı-ı eşref-i padişahi'den Birinci Kuvve-i Seferiye Kumandanlığı'na tayin buyrulduğunuz için, maiyetinizdeki müttefik kuvvetlerin bir kısmında suret-i hususiyede bahsetmekliğiniz münasip değildir. Bütün efâl ve hareketinizde yalnız bana karşı mesul olduğunuzu unutuyor iseniz, bunu derhal hatırlatmak isterim. Almanya ve Avusturya ateşemiliterleriyle sizin aranızda hiçbir münasebet-i resmiyye yoktur ki, onlarla kabiliyet-i nakliyesini hatt-ı azamiye çıkarmak için bütün mevcutiyetimizle çalıştığıma şüphe etmemeniz gerekir.[13]
Cemal Paşa, İkinci Kanal Harekâtı'nın başladığı Ağustos ayına kadar çalışmasına ara vermeden devam etmiş ve bu hususta hiçbir fedakarlıktan çekinmemiştir. Nitekim, 21 Temmuz 1916'da Enver Paşa'ya da göndermiş olduğu telgrafında: Kanal harekatında icrasını mümkün kılmak içün bir buçuk seneden beri mütemadiyen ne derece çalışmış isem, şimdi bu harekatın idamesini temin içün icab eden her şeyin yapılması hususunda dahi hep fazla çalışıyorum... sözleriyle bu gayretlerini açıkça dile getirmişti. Paşa, bu telgrafının devamında cephane ve mühimmat yardımının bi an önce gönderilmesini ve yapmış olduğu onca fedakarlığın karşılıksız bırakılmamasını istemiştir.[14]
Muharebeleri
[değiştir | kaynağı değiştir]- Katya Muharebesi (23 Nisan 1916)
- Romani Muharebesi (3-5 Ağustos 1916)
İkinci Kanal Harekâtının Sonuçları Ve Sonrasında Sina-Filistin Cephesinde Gelişen Olaylar
[değiştir | kaynağı değiştir]Enver Paşa, Mart başlarında Cemal Paşa'ya göndermiş olduğu yazılı emirleriyle Kanal üzerinde tehdit oluşturulması amacıyla hazırlıklara başlanmasını istemişti. Bu arada İngilizler, savunma stratejilerini değiştirerek Süveyş'in doğusunda mevzilenmeye başlamışlardı. Enver ve Cemal Paşaların isteğiyle Von Kressenstein başkanlığında Birinci Kuvve-i Seferiye, 23 Nisan'da bir keşif taarruzu gerçekleştirmiş, Katya önlerinde İngilizlerle yapılan çarpışmalar başarıyla sonuçlandırılmıştı. Enver Paşa elde edilen bu başarılardan dolayı 4. Ordu Kumandanı Cemal Paşa'yı tebrik etmiştir. Katya Muharebesi, Cemal Paşa üzerinde büyük bir etki bırakmış ve stratejisinde değişiklik yapmasına neden olmuştur. Zira, ona göre bu savaş tayyara müfrezelerinin önemini bir kez daha gözler önüne sermişti. Ayrıca, Suriye ve Filistin'in korunması için bölge sahilinde bir denizaltı üssünün kurulması da artık kaçınılmaz olmuştu. Cemal Paşa Hatıralar'ında Katya Muharebesi'nin ardından Von Kressenstein'ın teklifiyle Kanal'a yeni bir taarruz yapılmasına, Filistin'in savunma güvenliğinin elden bırakılmaması şartıyla, onay verdiğini söylemiştir. Oysaki Paşa, bu taarruzu bizzat kendisi istemişti. Zira, daha Birinci Kanal Harekâtı'ndan itibaren bu harekât için büyük hazırlıklar yapmıştı. Hatta, 15 Temmuz 1916'da Şam'dan Enver Paşa'ya göndermiş olduğu telgrafında; malzeme ve mühimmat desteğinin gerekli olduğunu belirttikten sonra, Hicaz'daki Şerif Hüseyin İsyanı'na rağmen Kanal Harekâtı'nı Hicaz Meselesi'ne tercih edeceğini ifade etmişti. Dolayısıyla, yeni taarruz planı tamamen kendisinin isteği doğrultusunda hazırlanmıştı. Paşa'nın taarruz planı gereğince, Kress von Kressentein başkanlığındaki Birinci Kuvve-i Seferiye, 2 Ağustos 1915'te yaklaşık 10.000 kişilik bir kuvvetle Kanal'ın 40 km doğusunda yer alan Romani'ye taarruz etmiştir. Ancak düşman mevzilerinin kuvvetli tahkim edilmesi ve yoğun topçu ateşi nedeniyle 3/4 Ağustos'ta Sina'ya doğru geri çekilmek zorunda kalınmıştır. Cemal Paşa'ya göre Romani başarısızlığının nedenleri İngilzierin mükemmel savunma sistemi kurmaları, şiddetli topçu ateşine maruz kalmaları ve Şerif Hüseyin İsyanı'nın başlamış olmasıdır. Paşa bu başarısızlığa rağmen, 4. Ordu'nun bölgedeki öneminin daha da arttığı iddiasında bulunmuş, bu yüzden Enver Paşa'ya göndermiş olduğu raporunda hem Şerif Hüseyin'e hem de İngiliz taarruzlarına karşı 4. Ordu'nun iki Türk fırkasıyla takviye edilmesi talebinde bulunmuştur.[15]
Öte yandan Cemal Paşa'nın kurmay başkanlığını yapan Alman Von Frankenberg, Romani Muharebesi'ndeki başarısızlığın nedenlerini şu cümlelerle açıklamıştır: Bu harekâtın Türk-Alman çıkarlarına yarar sağlamamış olmasının nedeni bence harekâtın başından sonuna kadar yarım yamalak yapılmış olmasıdır. Neyin elde edilmek istendiği açıkça bilinmiyordu. Bu yüzden amaç ile araç hiçbir zaman birbirine uymadı... Birinci Kuvve-i Seferiye Kumandanı Kress von Kressentein, harekâtın ilkbaharda yapılması gerekirken Temmuz-Ağustos ayında yapılmasının yanlış olduğunu, yaşanan çekirge felaketi nedeniyle erzak temininde güçlük çekildiğini ve Şerif Hüseyin İsyanı dolayısıyla Kanal Harekâtı'nın ikinci plana düştüğünü söyleyerek, Romani Muharebesindeki yenilginin iç yüzünü açıklamaya çalışmıştır. Von Kressenstein daha da ileri ulaştığını iddia etmiştir. Cemal Paşa'ya yakın isimlerden Falih Rıfkı Atay ise, Romani yenilgisinin şu cümlelerle ifade etmiştir: "Üstün kuvvetler karşısında adım adım mağlubiyet".
Cemal Paşa, Romani Muharebesi'nin ardından El-Ariş-Nahil hattında zayıf ileri karakollar kurularak Filistin'e çekilme kararı almıştır. Burada güçlü bir savunma hattı oluşturarak kışın Hicaz'a sefer düzenlemek istemiş, ancak Enver Paşa'nın karşı çıkması nedeniyle bu planını uygulayamamıştır. Bu arada 7 Aralık 1916'da iş başına gelen Lloyd George Hükûmeti, mevcut stratejilerinde yeniden değişikliğe gitmiş ve Sina'dan Türklerin atılması için taarruz emri vermiştir. Birinci Gazze Muharebesi olarak bilinen ilk taarruz harekâtı sonucunda İngiliz birlikleri, 21 Aralık'ta El-Ariş'e girmeyi başarmışlardır. Bu durum üzerine Cemal Paşa için Ariş ile çölü tahliye emri vermekten başka çare kalmamıştır. Yaklaşık üç hafta sonra İngilizler yeniden Gazze üzerine taarruz etmişler, ancak bu defa başarılı olamayarak geri çekilmek zorunda kalmışlardır. Cemal Paşa, 17/20 Nisan 1917 tarihleri arasında gerçekleşen İkinci Gazze Muharebesi sonucunda, İngilizlerin Çanakkale'den sonra bu mağlubiyeti de unutamayacaklarını ve bu zaferle İngiliz kibir ve inadının kırıldığını söylemiştir. Osmanlı Hükûmeti, her iki Gazze Muharebesi'nde göstermiş olduğu üstün başarılarından dolayı Cemal Paşa'nın Murassa Osmâni Nişanı ile taltif edilmesine karar vermiştir.[16]
Ayrıca bakınız
[değiştir | kaynağı değiştir]Kaynakça
[değiştir | kaynağı değiştir]Dipnot
- ^ ATASE Arşivi, K. 168, D. 730, F. 30, 2 Haziran 1332 (15 Haziran 1916).
- ^ Artuç, Nevzat (2023). Cemal Paşa: Askeri ve Siyasi Hayatı. Ankara: Türk Tarih Kurumu. ss. 211-212. Erişim tarihi: 11 Mart 2025.
- ^ Somel, Selçuk Akşin (2012). Historical dictionary of the Ottoman Empire (2. bas.). Lanham, Md.: Scarecrow Press. ISBN 978-0810871687.
- ^ Nevzat Artuç 225.
- ^ Nevzat Artuç 226.
- ^ Nevzat Artuç 227-228-229.
- ^ Nevzat Artuç 229.
- ^ Nevzat Artuç 230-231.
- ^ Nevzat Artuç 231-232.
- ^ Osmanlı IV. Ordusu, 1916 yılından itibaren yeniden yapılanma sürecine girmiştir. General Maxwell'in iddialarının aksine, Haziran ayı itibariyle IV. Ordu genel kuvveti şu şekildeydi: 199.850 insan, 24.500 hayvan, 19.375 deve, 101.850 hafif silah (Bu silahların 39.189'u mavzer, 19.859'u Rus tüfenk, 21.000 Martin, 24.816'sı eski silah ve 58.000'i de eski silah), 75 mitralyöz tüfenk ve 244 top. Bu rakamlar bizzat Cemal Paşa tarafından hazırlanan raporlardan alınmıştır. ATASE Arşivi, K. 168, D. 730, F. 30, 2 Haziran 1332 (15 Haziran 1916). Aynı yıl içinde IV. Ordu'nun aylık masrafı ise, 350.000 Lira'ya ulaşmıştı. Ancak yaşanan ekonomik zorluklar nedeniyle 40.000 Lira'lık ödenekle yetinilmek zorunda kalınmıştır. BOA, DH.ŞFR,65/88, 65/104, 13/15 Haziran 1332 (26/28 Haziran 1916).
- ^ Nevzat Artuç 232.
- ^ Nevzat Artuç 232-233.
- ^ Nevzat Artuç 233-234.
- ^ Nevzat Artuç 234.
- ^ Nevzat Artuç 237-238-239.
- ^ Nevzat Artuç 239-240.
Alıntı
Artuç, Nevzat (2023). Cemal Paşa: Askeri ve Siyasi Hayatı. Ankara: Türk Tarih Kurumu. ss. 211-212. Erişim tarihi: 11 Mart 2025