Ürün Yaşam Dönemi

Vikipedi, özgür ansiklopedi

Ürün Yaşam Dönemi, 1966'da Raymond Vernon tarafından geliştirilmiştir. Teknolojik Açık Teorisi'nin daha çok gelişmiş hali olarak ifade edilebilir. Teoriye göre esas alınan noktalardan birisi, her ürünün belli bir yaşam süresi vardır ve bu sürede 5 farklı aşamadan geçmektedir:

  • Birinci aşama: Mal sanayileşmiş ülke tarafından icat edilir.
  • İkinci aşama: Mal yaratıcı tarafından ihraç edilir. Taklitçi ülke ithal eder.
  • Üçüncü aşama: Yaratıcı ihracatı artarak sürerken, taklitçi üretime başlar ve ithalatı azalır.
  • Dördüncü aşama: Yaratıcının ihracatı azalarak sona erer ve taklitçi malı ihraç etmeye başlar.
  • Beşinci aşama: Yaratıcı ürünü ithal etmeye başlar, ihracat tümüyle taklitçi tarafından yapılır. Ürün yaşam döngüsü olarak ifade edilen teoriye göre muhtelif perspektifler mevcuttur.

Bu teoriye göre az önce ifade edilen 5 aşama dışında 3 aşamayı ihtiva eden dönemler vardır:

  • İlk aşama, yeni ürün aşamasıdır. Hem üretici hem tüketici tarafından ürünle tanışma aşamasıdır.
  • İkinci aşama ise olgunlaşma aşamasıdır. Bu aşamada ürün karakteri iyice belli olup büyük ölçeklerde üretilmeye başlanmıştır.
  • Üçüncü aşama ise standart ürün aşamasıdır. Bu aşamada ürün iyice belirginleşmiş ve hem üreticiler hem de tüketiciler için kabul edilmiştir.

Yeni bir ürünün üretimini ve ülkeler arası geçiş sürecini konu alan Uluslararası Ürün Yaşam Eğrisi “yenilik” olarak ortaya çıkan malların üretiminde kullanılan parçalar, teknoloji ve yarı mamuller, yeniliğin ortaya çıktığı gelişmiş ülkelerden gelmektedir. Raymond Vernon’a (1966) göre bunun sebebi çok gelişmiş ülkelerin gerek yeni teknolojileri destekleyecek ortam gerekse talep açısından uygun olmalarıdır. Gelişmiş ülkelerdeki tüketicilerin, yüksek gelir düzeyine sahip ve sürekli bir reform arayışı içerisinde olmaları, bu ülkelerdeki firmaları yenilik geliştirme konusunda teşvik etmektedir.

Ürün Yaşam Teorisi esas alınırken ve daha boyutlu hale getirilirken, gelişmiş ülke olarak ABD esas alınmış ve yeni geliştirilen teknolojik ürünlerin öncelikle ABD iç pazarındaki yüksek gelirli tüketicilere sunulduğu öngörülmüştür. Teoriye göre ilk aşamada, üretim faaliyetleri, risk ve belirsizliği önlemek için ABD’nin kontrolünde ve yerel düzeyde gerçekleştirilirken, diğer pazarlardaki tüketicilerden talep gelmeye başlaması ile yeni geliştirilen ürünün üretimi, yavaş yavaş ilk ortaya çıktığı ülkeden diğer gelişmiş ülkelere ve daha sonra da gelişmekte olan ülkelere doğru kaymaktadır. Sonuçta ise ürün, ilk olarak geliştirildiği ülke tarafından ithal edilir duruma gelmektedir. Teknolojiyi arttıran firmalar, üretimi ve gelişimi kendi sınırlarında sürdürmektedir. Bu aşamanın sonuna doğru firmalar ürünü ikinci derecede gelişmiş ülkelere ihraç etmektedir. Böylece, hem yeni ürüne hazır olan kendi pazarındaki talebi doyurmuş olacaktır hem de ikinci derecedeki gelişmiş ülkelere ihracat yoluyla da küreselleşmede ilk adımı atmış olacaktır. Bu dönemin sonunda az da olsa ürünün benzerlerini üreten birkaç yerel ya da yabancı rakip görülmesi mümkündür. Ürün gelişmiş bir ülke tarafından icat edildiğinde ve üretildiğinde ikinci derecede gelişmiş ülkeler tarafından ithal edilmektedir ve piyasa bu şekilde hareketlenmektedir.

Teoriye göre gelişmiş ülkelerin az gelişmiş ülkelerle olan ticareti ve pazarlaması ihtilaf göstermektedir ve ABD gibi ultra güce sahip bir ülkenin Avrupa ülkeleri ile olan ticaret ilişkisi bu teoriye göre belirleyici bir örnek olarak ifade edilebilir. Ürün Yaşam Teorisi uluslararası iktisatta, ürünün küresel geçiş boyutunu-vetiresini ve ürüne yönelik iç ve dış pazar şartlarının dönüşüm aşamalarını farklı koşullar altında ifade etmekte ehemmiyetli bir teoridir. Ürün Yaşam Teorisi, mutlak ve karşılıklı üstünlük teorilerine göre uluslararası pazarlama faaliyetlerinin niteliklerini çok daha farklı boyutlarıyla ifade etmektedir. Fakat teorinin geçerliliği muhtelif varsayımlara dayanmaktadır. Bilimsel, bilgiye ya da ürüne ulaşım ve bilimsel prensipleri anlama ve saptama açısından gelişmiş ülkelerdeki firmalar birbirlerine benzemektedirler. Öte yandan ABD’deki tüketicilerin gelir düzeyi az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerdeki tüketicilerden fazla olduğundan, bu tüketici grubunun talebine yönelik yeni ürünler ilk olarak ABD’de ortaya çıkmaktadır.

Teoriye göre sermaye yoğun mallar gelişmiş ülkelerde, iş gücü yoğun ürünler ise az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde ortaya çıkmaktadır. İfade edilen varsayımlar altında teoriyi ortaya atan Vernon, 1979 yılında yaptığı araştırmalarında ve incelemelerinde, üç ideal tip firmanın ortaya çıkması durumunda, teorinin sürekliliğini yitirebileceğini ifade etmiştir. Zira bu araştırmanın da odak noktasını oluşturan, söz konusu farklılığın günümüzde gerçekleşmiş olmasıdır. İfade edilmelidir ki, esas alınan 3 ideal tipten ilki küresel radar olarak adlandırılmaktadır. Bu firma tiplerinin misal Yahoo!, Discord vb. ortaya çıkmasıyla, teorinin varsayımlarından olan gelişmiş ülkeler arasındaki bilginin akışkanlığı yerini, tüm ülkeler arasındaki bilgi akışkanlığına bırakmıştır. Dolayısıyla, pazarlar, gelişmişlik boyutundan farklı olarak, firmayı yeniliğe, reforma ve üretime teşvik etmede eşit fırsata sahip olabilmektedirler. İkinci sıradaki ideal tip firmalar, örneğin, Fanta, Facebook, Twitter vb. gibi farklı pazarların ayırt edici ihtiyaçlarına göre ürünler ve mallar üretmek yerine tüm ülkeler için standart mallar geliştirmektedirler. Bunun sebebi, bazı ihtiyaçlar açısından tüketici ihtiyaçlarının benzer hale gelmesidir. Öte yandan, firmalar yenilik ve üretim yeri tercihini yalnızca iç pazar odaklı yapmaktadırlar. Ancak yabancı pazarlara ait bazı konularda sorumluluğu yabancı firmalarına bırakmaktadırlar; örneğin Huawei, LG gibi.