G noktası: Revizyonlar arasındaki fark

Vikipedi, özgür ansiklopedi
[kontrol edilmemiş revizyon][kontrol edilmemiş revizyon]
İçerik silindi İçerik eklendi
Tantraakademi (mesaj | katkılar)
Değişiklik özeti yok
Tantraakademi (mesaj | katkılar)
Değişiklik özeti yok
46. satır: 46. satır:
''' G- NOKTASI NASIL BULUNUR?'''
''' G- NOKTASI NASIL BULUNUR?'''


G- Noktasını ararken öncelikle dikkat edeceğiniz nokta mesanedeki idrarı boşaltmaktır, çünkü alttan uygulanacak olan basınç mesaneyi sıkıştıracak ve idrarın geldiği hissini uyandıracaktır.
G- Noktasını ararken öncelikle dikkat edeceğiniz nokta mesanedeki idrarı boşaltmaktır,
çünkü alttan uygulanacak olan basınç mesaneyi sıkıştıracak ve idrarın geldiği hissini uyandıracaktır. PC kasının farkında olan kadınlar bu kası sıkıp gevşetirlerse uyarı
PC kasının farkında olan kadınlar bu kası sıkıp gevşetirlerse uyarı sırasında G- Noktasının daha fazla hissederler.
sırasında G- Noktasının daha fazla hissederler.


Başlangıçta yukarıdaki şekildeki ararsanız bulmanız çok zor olacaktır. Çünkü yer çekimiyle iç pelvis organları aşağı doğru ve vajinanın uzağına doğru çekilir. Oturarak arama daha iyi, belki de tuvaletin üstünde oturarak arama daha da mantıklı, böylece idrar kaçırma korkusu da ortadan kalkacaktır.
Başlangıçta yukarıdaki şekildeki ararsanız bulmanız çok zor olacaktır. Çünkü yer çekimiyle iç pelvis organları aşağı doğru ve vajinanın uzağına doğru çekilir. Oturarak arama daha iyi, belki de tuvaletin üstünde oturarak arama daha da mantıklı, böylece idrar kaçırma korkusu da ortadan kalkacaktır.


G- Noktasını kendi kendinize arıyorsanız, cinsel yönden uyarılmış olmak için bunu mastürbasyon sırasında yapın. Eğer eşinizle arıyorsanız bunu mutlaka orgazm olmaya yakın yapın. Çünkü G- Noktasının daha iyi hissedilmesi için bu yapının da kanla dolup kabarmış olması gerekmektedir, bu şişkinliği iki parmağınızı içeri sokup parmaklarınızın arasında hissedebilirsiniz.
G- Noktasını kendi kendinize arıyorsanız, cinsel yönden uyarılmış olmak için bunu mastürbasyon sırasında yapın. Eğer eşinizle arıyorsanız bunu mutlaka orgazm olmaya yakın yapın. Çünkü G- Noktasının daha iyi hissedilmesi için bu yapının da kanla dolup kabarmış olması gerekmektedir, bu şişkinliği iki parmağınızı içeri sokup parmaklarınızın arasında hissedebilirsiniz.
71. satır: 72. satır:
Daha sonra Kinsey ve Masters & Johnson bu olgudan bahsedecek ve bunun önemsiz olduğunu, stres inkontinansına bağlı olacağını söyleyecekler, bir 20-25 yıl konu kapanacak ve kimse kadın ejakülasyonunu sorgulamayacaktı. Ama Masters & Johnson, daha ilerde kendileriyle çelişen bir açıklama daha yapacaklardı[8]:
Daha sonra Kinsey ve Masters & Johnson bu olgudan bahsedecek ve bunun önemsiz olduğunu, stres inkontinansına bağlı olacağını söyleyecekler, bir 20-25 yıl konu kapanacak ve kimse kadın ejakülasyonunu sorgulamayacaktı. Ama Masters & Johnson, daha ilerde kendileriyle çelişen bir açıklama daha yapacaklardı[8]:


‘Kadınların büyük çoğunluğu orgazm sırasında boşalmazlar, ama bazı kadınlarda yapısı idrar yapısına benzemeyen bir kadın ejakülatı da saptadık’
Kadınların büyük çoğunluğu orgazm sırasında boşalmazlar, ama bazı kadınlarda yapısı idrar yapısına benzemeyen bir kadın ejakülatı da saptadık’


Ama bunu yine stres inkontinansına bağlayacaklardı. Daha sonra Helen Singer Kaplan, Beverly Whipple, Alice K. Ladas, John D. Perry gibi araştırmacılar, Masters & Johnson’ın bu görüşüne karşı çıkacaklardı. Beverly Whipple bu konuda üç makale yayınlayacak ve farklı görüşleri ortaya koyacaktı[9]. Whipple ve arkadaşları sadece kadın ejakülasyonunu açıklamakla kalmıyorlar, aynı zamanda kadında yeni bir orgazm teorisiyle birlikte geliyorlardı.
Ama bunu yine stres inkontinansına bağlayacaklardı. Daha sonra Helen Singer Kaplan, Beverly Whipple, Alice K. Ladas, John D. Perry gibi araştırmacılar, Masters & Johnson’ın bu görüşüne karşı çıkacaklardı. Beverly Whipple bu konuda üç makale yayınlayacak ve farklı görüşleri ortaya koyacaktı[9]. Whipple ve arkadaşları sadece kadın ejakülasyonunu açıklamakla kalmıyorlar, aynı zamanda kadında yeni bir orgazm teorisiyle birlikte geliyorlardı.


1980’lerin başında tartışma daha da kızıştı ve G-Noktasının varlığı hem Amerikan medyasında hem de bilim ortamlarında en çok tartışılan konu oldu. Kadın ejakülasyonu da G-Noktası konusuna bağlı olarak tartışılmaya başlandı. Pek çok bilim adamı G-Noktasının var olduğunun kabul edilebilmesi için, tüm kadınlarda gösterilmesi gerektiğini söylüyorlardı. Bunun karşısındaki araştırmacılar ise, pek çok kadında bu yapının hissedilemeyecek kadar rüdimenter kaldığını ama bu durumun, var olan diğer kadınlardaki G-Noktalarının yadsınmasına yola açmayacağını söylüyorlardı. G-Noktası konusunda halen bir konsensusa varılamamıştır. Bilim insanları kadınların kaçta kaçında bu oluşumun gözlenebileceği konusunda bile birleşememişlerdir. Şimdilik tahmin edilen oran % 20-25’tir. Fakat bilimsel olarak kadınların binde birinde bile G-Noktası saptanıyorsa, aynı şekilde çok azında bile yapısı idrara benzemeyen kadın ejakülatı tespit edilmişse, bu fenomen yeterlidir ve Kadın cinselliği hakkında normal ve genelden farklı bazı durumların da varlığına işaret eder. Araştırılması gereklidir.
1980’lerin başında tartışma daha da kızıştı ve G-Noktasının varlığı hem Amerikan medyasında hem de bilim ortamlarında en çok tartışılan konu oldu. Kadın ejakülasyonu da G-Noktası konusuna bağlı olarak tartışılmaya başlandı. Pek çok bilim adamı G-Noktasının var olduğunun kabul edilebilmesi için, tüm kadınlarda gösterilmesi gerektiğini söylüyorlardı. Bunun karşısındaki araştırmacılar ise, pek çok kadında bu yapının hissedilemeyecek kadar rüdimenter kaldığını ama bu durumun, var olan diğer kadınlardaki G-Noktalarının yadsınmasına yola açmayacağını söylüyorlardı. G-Noktası konusunda halen bir konsensusa varılamamıştır. Bilim insanları kadınların kaçta kaçında bu oluşumun gözlenebileceği konusunda bile birleşememişlerdir. Şimdilik tahmin edilen oran % 20-25’tir. Fakat bilimsel olarak kadınların binde birinde bile G-Noktası saptanıyorsa, aynı şekilde çok azında bile yapısı idrara benzemeyen kadın ejakülatı tespit edilmişse, bu fenomen yeterlidir ve Kadın cinselliği hakkında normal ve genelden farklı bazı durumların da varlığına işaret eder. Araştırılması gereklidir.

Sayfanın 03.09, 4 Ocak 2011 tarihindeki hâli

G Noktası

Gräfenberg noktası, ya da kısaca G-noktası, os pubis kemiğinin arkasında üretra'yı çevreleyen bir jenital bölgedir. Alman jinekolog Ernst Gräfenberg'e atfen isimlendirilmiştir.

Kadın cinselliğindeki önemi son 10 yılda artan bir şekilde tartışılmaya başlanmıştır. Kadın orgazmının sadece klitoris değil G-noktası tarafından da ve çok güçlü bir şekilde tetiklenebileceği iddia edilmektedir.

Konumu itibarıyla cinsel ilişki esnasında yeterli bir şekilde uyarılamadığı için, genelde bir çok kadının bu erojen noktadan habersiz bir şekilde yaşadığı iddia edilmektedir. Uyarı için en iyi yol, erkeğin avucu yukarı bakacak şekilde orta parmağını 2. boğuma kadar sokarak hafifçe kıvırması ve parmak ucuyla vajina duvarını ileri geri uyarmasıdır.

GRAFENBERG NOKTASI (G- NOKTASI)

(Aşağıdaki bölüm Doç. Dr. Ümit Sayın'ın "Derin Seks: Cinsellikte Farklı Boyutlar, Yeni Açılımlar, İst.: Klan Yayınları, 2010" isimli kitabından yazarın izniyle alınmıştır. Daha detaylı bilgi için: http://www.tantraakademi.com ; http://www.seksterapi.org ; http://www.expanded-orgasms.com ; http://www.expandedorgasms.net )


Yıllardır Batı’da tartışılan Grafenberg Noktası (G-Noktası) bir sürü kadının kafasını ve ellerini yormuştu. Bahsedilen noktayı bir türlü bulamıyorlardı. Türk kadınlarının da pek çoğu aradılar taradılar ve sonunda bulduklarını iddia ettiler! Kadınca Raporuna (1993) 1535 kadının % 17.8’i, Hülya Raporuna (2003) göre de 700 kadının % 25.6’sı G-Noktalarının uyarıldığından bahsetmişler. Türkiye’deki genel kanı böyle bir noktanın varolmadığıydı. Bazı bilimsel merkezler, basın ‘Böyle bir nokta yoktur!’ diye kesip attı.

Aslında vajinal orgazm olan kadınların büyük çoğunluğu cinsel ilişki sırasında bu noktayı bir ölçüde hissederler, çünkü vajinal orgazmın gelişmesinden yapı sorumlu olduğu iddia ediliyor, son çalışmalara ve yayınlara göre.

Batı Avrupa ve Amerika’da kadınların % 70’inin tek başına cinsel ilişkiyle orgazm olamayıp klitoral uyarıya da ihtiyaç duymalarının nedeni büyük olasılıkla G- Noktası uyarımının ayırdında olmamaları, yada G-Noktaları olmaması. Bu sevimli hortlak Pubis kemiğinin altındaki oturduğu yerden, sırıtarak Masters ve Johnson’ı bile kandırmıştı, öyle ki bu araştırıcılar, tüm orgazm olayının klitoral uyarıya bağlı olduğunu ve ‘vajinal orgazm’ diye bir şey olmadığını iddia edecek kadar ileri gittiler, ama belki de Trobriand adası yerlileri bile Margaret Mead’e söylememiş olsalar da bu büyülü noktayı biliyorlardı[1]; çünkü Malinowski[2] bu yerlilerin hem klitorisi hem de vulvayı uyaracak bir oyun oynadıklarını ve cinsel kültürlerinde kadının cinsel hazzını iki farklı organa bağladıklarını söylüyor, bunlardan birinin klitoris olduğunu diğer organın da bu ilkel insanların hatasından (!) kaynaklandığını belirtiyordu! Panamalı bir kadın ise G-Noktasının kendi kültürlerinde ‘La Bella Loca’ (Güzel Nokta) olarak bilindiğini ve her kızın bunun 13-16 yaşlarında keşfettiğini söylüyor[3].

G- Noktası Ernst Grafenberg adlı jinekolog tarafından 1944’de tanımlanmış. Helen Singer Kaplan vajinanın ön duvarında benzer bir duyarlı bölgeden bahsediyor[4]. John D. Perry ve arkadaşları ise yaklaşık 400 kadında yaptığı deneylerde Grafenberg Noktası isimli bu oluşumun varlığını 1980’lerin başında göstermiş. O dönemden beri de tartışmalar çok ateşlenmiş Amerika’da! Masters ve Johnson’dan sonra cinsellik konusundaki en önemli buluş herhalde Grafenberg Noktasının keşfidir.

G- NOKTASI TAM ANLAMIYLA NEREDE?

Grafenberg Noktası vajinanın ön duvarında, pubis kemiğinin hemen altında, vajinanın hemen girişindeki yumuşak dokunun içine gömülü olan bir yapı. Histolojik olarak ayrımı da yapılmış. Kadınlarda embriyolojik bir prostat kalıntısı veya prostatın ana dokusunun kalıntısı olduğu düşünülüyor. Her kadında lokalizasyonu, büyüklüğü ve uyarılabilirliği farklılıklar gösteriyor. Genellikle pubis kemiğinin arka ucu ile serviksin arasındaki mesafenin ortalarında bir yerde; sağa sola kaydığı da oluyor bu nedenle G- Noktasını, klitorisin saat 12’yi gösterdiği bir saat kadranında saat 11 ile 1 arasında aramak gerekli. G- Noktasının idrar yolu ile komşuluğu çok yakın, aynı zamanda idrar yoluna açılan ince bir kanalı mevcut.

Peki bu nokta o kadar ulu orta yerdeyse neden böylesine kapris yapıyor? Çünkü aranırken düşülen bir sürü hata var:

1-G-Noktası cinsel yönden uyarılmamış bir kadında bulunamaz. Ortaya çıkışı ve hissedilişi ancak plato evresini sonuna doğrudur.

2-Dergilerde tasvir edilen kadının sırtüstü yattığı pozisyon G- Noktasının en zor bulunduğu pozisyondur.

3- PC kası zayıf olan kadınlarda G- Noktasının bulunması çok zordur, ama bu kasın kuvvetlendirilmesi G- Noktasının hissedilme olasılığını çok artırır

4-Her önünüze gelen kadında vajinal tuşe yaparsanız G- Noktasını bulamazsınız (Örneğin olaya alaycı yaklaşan ve haz duymaktan çok uzak bir fahişede!).

5-G- Noktasını en iyi kadınların kendisi bulur, ama kadınların çoğu bırakın organlarının içerisi dışarısına bile dokunmamış durumdadırlar. Bacaklarının arasındaki erkeklere ait bu kanal bir tabudur pek çoğu için!

6-Kadınlara cinsellikten ve duygusallıktan uzak bir biçimde, bir kumanda düğmesini arar gibi yaklaşırsanız, G- Noktasını bulmanız çok zordur.

7-Uyarının sürdürülmesi sırasında kadınların küçük tuvaletinin gelmesi doğaldır, bu sırada uyarı kesilmemelidir. G-noktasının uyarılması idrar refleksini aktive edecektir.

8-G-Noktasının uyarılması için yapılmış özel bazı vibratörlerle de G-Noktası bulunabilir. Son yıllarda bu amaçla tasarlanmış çok özel vibratör dildolar mevcuttur, artık G-Noktası en iyi bu vibratörlerle bulunabilmektedir. 1993’lerde Avrupa’da bile henüz böyle aletler tasarlanmamıştı.

G- NOKTASI NASIL BULUNUR?

G- Noktasını ararken öncelikle dikkat edeceğiniz nokta mesanedeki idrarı boşaltmaktır, çünkü alttan uygulanacak olan basınç mesaneyi sıkıştıracak ve idrarın geldiği hissini uyandıracaktır. PC kasının farkında olan kadınlar bu kası sıkıp gevşetirlerse uyarı sırasında G- Noktasının daha fazla hissederler.

Başlangıçta yukarıdaki şekildeki ararsanız bulmanız çok zor olacaktır. Çünkü yer çekimiyle iç pelvis organları aşağı doğru ve vajinanın uzağına doğru çekilir. Oturarak arama daha iyi, belki de tuvaletin üstünde oturarak arama daha da mantıklı, böylece idrar kaçırma korkusu da ortadan kalkacaktır.

G- Noktasını kendi kendinize arıyorsanız, cinsel yönden uyarılmış olmak için bunu mastürbasyon sırasında yapın. Eğer eşinizle arıyorsanız bunu mutlaka orgazm olmaya yakın yapın. Çünkü G- Noktasının daha iyi hissedilmesi için bu yapının da kanla dolup kabarmış olması gerekmektedir, bu şişkinliği iki parmağınızı içeri sokup parmaklarınızın arasında hissedebilirsiniz.

G- Noktasını aramak için en mükemmel pozisyon yüzükoyun yatmaktır. Bu sırada işaret parmağı ile orta parmak vajinaya girerken baş parmak da pubis kemiğini tutmalıdır, yani baş parmağınızla işaret parmağınız arasına pubis kemiğini, idrar yolunu ve G- Noktasının bulunduğu yumuşak dokuyu sıkıştırabilmelisiniz. Yavaş yavaş iki parmağınızı hareket ettirerek baş parmağınıza doğru farklı bir his bulacağınız bölgeyi araştırın, bunun için hafif, kesik kesik basınçlar uygulayın. Büyüklüğü bir bezelye tanesi kadar da olabilir, küçük bir ceviz çapında da (ama menopozdan sonra çok küçüldüğünü unutmayın). Eğer eşiniz uyarıyorsa el ayası aşağı gelecek biçimde işaret ve orta parmağını içeri sokmalı ve hemen girişinden itibaren kısa ve kesik kesik, bu yatış pozisyonunuzda aşağı doğru basınçlar uygulamalıdır. Bir vibratör çok daha iyi uyarabilir.

Kadının altta yattığı cinsel ilişki pozisyonlarında penisini hareket yönünün G- Noktasını uyarma ihtimali çok azdır, ama erkeğin arkadan yaklaştığı pozisyonlarda kadının da kalça hareketleri yardımıyla penisin G- Noktasına basınç uygulama olasılığı artar. Bu pozisyonda klitoris uyarılamaz, ama kadınların pek çoğunun böyle bir cinsel birleşmede çok güçlü orgazm olmalarının nedeni G- Noktasının uyarılması ve orgazmı tetiklemesidir.

G- Noktasının uyarılması sırasında üç farklı şey hissedebilirsiniz: birincisi çok güçlü bir zevk, ikincisi gıdıklama tarzında gelen garip tarif edilemez bir haz, üçüncüsü idrar yapma isteği; genellikle de bu sonuncusu görülür. Eğer mesaneniz boşken tuvalet ihtiyacı duyarsanız sakın duraklamayın; doğru yoldasınız demektir. Basıncı ve basınç uygulama frekansını artırarak idrara gitme hissinin çoğalmasını bekleyin ve o vazgeçilmez tuvalete gitme isteğine aldırmadan uyarıya devam edin. Birkaç dakika sonra tuvalete gitme arzusu yerini gıdıklanma tarzında daha önce hiç tanımadığınız bir hisse bırakacaktır. Bu noktada uyarıyı artırarak devam ettirin (eşiniz uyarıyorsa ona devam ettirtin), tabii uyarının en uygun şiddetini siz ayarlayabilirsiniz. Bir süre sonra elinizin altında bu noktanın daha da şiştiğinin göreceksiniz. Bu sırada mutlaka PC kasınızı kullanarak onu hızlı hızlı kasıp gevşetin. Biraz sonra patlayıcı tarzda bir orgazm yaşamanız olasıdır. Fakat ilk deneyimde başarılı olamazsanız, tekrar tekrar denemeyi sürdürün; bu vajina duvarlarını algılamanızın hassaslaşmasını ve G- Noktasını diğer yapılardan daha kolaylıkla ayırt etmenizi sağlayacaktır; en az yüz kez denemeden pes etmeyin! G- Noktasını bulamamanıza imkan yok, çünkü kadınların belki de % 20-25’İnde Grafenberg noktası var, ancak geri kalanlarda farkedilmeyecek kadar atrofik olabilir.

G-Noktasını uyarırken karşılaşabileceğiniz alışılmamış bir deneyim vajinadan meyaz sütümsü bir sıvının gelebilme olasılığıdır. Kadınların pek çoğu bunun idrar olduğunu düşünüp, çok rahatsız olmuşlar ve G-Noktasını uyarmaktan ‘altına yapmak’ fikri yüzünden vazgeçmişler. Bu sıvı idrar değil; yapılan çalışmalar bu sıvıda üre ve kreatinin (idrarda bulunan iki madde) miktarının idrara oranla çok düşük olduğunu, glukoz ve asit fosfataz miktarının ise aynı prostat salgısındaki gibi çok yüksek olduğunu göstermiş[5]. G- Noktasını aynı erkeklerin prostat bezi gibi aktivite göstermekte ve prostat sıvısına benzer bir sıvı salgılamakta, bu salgı orgazm sırasında PC kaslarının da kasılması sayesinde ya idrar yolu aracılığıyla dışarı atılmakta ya da gerisin geriye mesaneye boşaltılmakta. Erkeklerdeki prostat adeta kadınlarda atrofiye uğrayıp neredeyse ölmüş olmasına rağmen orgazm sırasında hortluyor ve sperm içermese de ‘işte buradayım’ dercesine ‘kadın ejakülasyonunu’ sağlıyor. Bu olguyu kadınların küçük bir kısmı yaşıyabiliyorlar. Kadınlar bu ejakülasyon sırasında çok zevk almaktalar ve G- Noktası orgazmını yaşayan kadınlar bunun klitoral orgazmdan kat kat güçlü olduğunu söylüyorlar ve neden o ana dek yaşamadıklarını anlamadıklarını ifade ediyorlar; öyle ki kadınların pek çoğu ilk G- Noktası orgazmını yaşarlarken gözlerinden yaş bile geliyor, bir yay gibi kıvrılıp bir sürü kendilerinden geçebiliyorlar. Fakat Türkiye’de hâlâ dergiler ve doktorlar insanların ‘bu G- Noktası safsatalarına’ inanmamalarını söylemekteler, hadi bunu söyleyen erkekleri hoş görelim de kadınlara ne demeli?... Herkese yeni ve mutlu arayışlar...

KADINLARDA EJAKÜLASYON

Anketlerle yapılan araştırmalarda kadınların % 35-50’i hayatlarında ejakülasyon benzeri bir olguyu yaşadıklarını söylemişlerdir[6]. Bu araştırmaları yapan bilim adamları çalışmalarında daha ziyade G-Noktasının uyarılmasını ve bu bölgenin uyarılmasının kadın ejakülasyonuna yol açabileceğini düşünüyorlardı. Diğer bazı çalışmalar ise çalışma grubundaki kadınların % 10-69’unun benzer ejakülasyon olgularını yaşadığını yazmaktaydı[7]. Kadın ejakülasyonunda belirtilen miktarlar yaklaşık 1-5 ml arasındaydı. Bazı çalışmalar bunun çoğunun idrar olduğunu iddia etse de yapılan biyokimyasal çalışmalar, bunun idrar içerse bile, tam anlamıyla idrar olmadığını belirtmekteydi.

Aslında kadın ejakülasyonundan Ananda Ranga, Kama Sutra isimli Hint cinsellik kitaplarında veya eski Çin, Japon cinsellik el kitaplarında bahsediliyordu. Yani doğu kültürü böyle bir olgunun varlığını çoktan kültürlerine geçirmişti.

Kraft Ebbing’in cinsel sapışları anlattığı ünlü kitabı Psychopatia Sexualis’te (1886) kadın ejakülasyonundan bir sapıklık olarak bahsediliyor ve adına kitaptaki ‘Congenital Sexual Inversion in Women’ (Kadınlarda Konjenital Cinsel Eşcinsellik) isimli bölümde değiniliyor, Nöroasteni ve homoseksüalite gibi bozukluklara bağlanıyordu.

Daha sonra Kinsey ve Masters & Johnson bu olgudan bahsedecek ve bunun önemsiz olduğunu, stres inkontinansına bağlı olacağını söyleyecekler, bir 20-25 yıl konu kapanacak ve kimse kadın ejakülasyonunu sorgulamayacaktı. Ama Masters & Johnson, daha ilerde kendileriyle çelişen bir açıklama daha yapacaklardı[8]:

Kadınların büyük çoğunluğu orgazm sırasında boşalmazlar, ama bazı kadınlarda yapısı idrar yapısına benzemeyen bir kadın ejakülatı da saptadık’

Ama bunu yine stres inkontinansına bağlayacaklardı. Daha sonra Helen Singer Kaplan, Beverly Whipple, Alice K. Ladas, John D. Perry gibi araştırmacılar, Masters & Johnson’ın bu görüşüne karşı çıkacaklardı. Beverly Whipple bu konuda üç makale yayınlayacak ve farklı görüşleri ortaya koyacaktı[9]. Whipple ve arkadaşları sadece kadın ejakülasyonunu açıklamakla kalmıyorlar, aynı zamanda kadında yeni bir orgazm teorisiyle birlikte geliyorlardı.

1980’lerin başında tartışma daha da kızıştı ve G-Noktasının varlığı hem Amerikan medyasında hem de bilim ortamlarında en çok tartışılan konu oldu. Kadın ejakülasyonu da G-Noktası konusuna bağlı olarak tartışılmaya başlandı. Pek çok bilim adamı G-Noktasının var olduğunun kabul edilebilmesi için, tüm kadınlarda gösterilmesi gerektiğini söylüyorlardı. Bunun karşısındaki araştırmacılar ise, pek çok kadında bu yapının hissedilemeyecek kadar rüdimenter kaldığını ama bu durumun, var olan diğer kadınlardaki G-Noktalarının yadsınmasına yola açmayacağını söylüyorlardı. G-Noktası konusunda halen bir konsensusa varılamamıştır. Bilim insanları kadınların kaçta kaçında bu oluşumun gözlenebileceği konusunda bile birleşememişlerdir. Şimdilik tahmin edilen oran % 20-25’tir. Fakat bilimsel olarak kadınların binde birinde bile G-Noktası saptanıyorsa, aynı şekilde çok azında bile yapısı idrara benzemeyen kadın ejakülatı tespit edilmişse, bu fenomen yeterlidir ve Kadın cinselliği hakkında normal ve genelden farklı bazı durumların da varlığına işaret eder. Araştırılması gereklidir.

Hite Raporunun hala etkisinde olan ve erkeklere başkaldırmış, hatta düşmanlaşmış Feministler G-Noktasını ve kadın ejakülasyonunu bir erkek fantezisi ve boş bir inanç olarak nitelemeye devam etmektedirler. Feminist araştırmacılar G-Noktası kaynaklı orgazm hipotezine ve kadın ejakülasyonuna şiddetle karşı çıkmaktadırlar. Onlara göre orgazm sadece klitoris kökenlidir ve orgazm olmak için bir erkeğe bağımlılıklarına ihtiyaç yoktur. Feministlerin konuya kendi impulslarıyla ve ideolojileriyle mi baktıkları konusu tartışmalıdır; ama bilimsel bir bakışla bakmadıkları kesindir. Hiç kimse sadece kendi deneyimlerinden yola çıkarak bunu tüm topluma genelliyemez.

Kadın Ejakülatının Yapısı

Çalışmalar bahsedilen kadın ejakülatının karşıtlar tarafından iddia edildiği gibi stres inkontinansına bağlı idrar veya lubrikasyon (ıslanma) sıvısı olmadığını ortaya koymaktadır. Bu konuda çalışılan maddeler üre, kreatinin, prostatik asit fosfataz (PAP), prostat spesifik antijen (PSA), glukoz, früktozdu[10]. Kadın ejakülatında idrarla kıyaslandığında daha düşük düzeyde kreatinin ve üre bulunmuştur. Ayrıca orgazma bağlı bu kadın ejakülatında erkek prostat salgısında bulunan PSA, PAP yüksek oranda bulunmuş; idrara şeker hastalığının haricinde çıkmayan Glükoz da kadın ejakülatında bol miktarda tespit edilmiştir. Bu çalışmalar orgazma bağlı kadın ejakülatında prostat salgısı benzeri bir sıvının olduğunu göstermiş, bir miktarda da idrar bulunabileceğine dikkat çekmiştir. Dolayısıyla kadınlardaki boşalma olayı bir idrar kaçırma olayı değildir, kaçırılan da idrar değildir.

Kadınlarda orgazm sırasında ejakülasyon oluyorsa bu orgazm fenomenini nasıl etkiler? Bu konuda çok çeşitli tartışmalar vardır. Öncelikle bu ejakülatın nerden geldiği tartışma konusudur. Bunun kaynağının Skene bezleri olduğu, kadınlarda bulunan, embryolojik kökenli rudimenter bir prostat yapısının varlığı olduğu iddia edilmektedir. Bu durumda G-Noktasının aslında her kadında varolduğu, bazılarında anatomik özelliklerden dolayı açığa çıktığı gündeme gelmektedir. Bu da G-Noktasının var olmadığını savunanları çok zor duruma düşürmektedir. Çünkü zaten G-Noktası hakkındaki hipotez bu yapının embryolojik bir dişi prostatı kalıntısı olduğudur. Erkeklerdeki prostat masajıyla sperm alınması gibi, kadınlarda da benzer bir oluşumun varlığı söz konusu edilmektedir. [11]

Kaynakça:

[1] Margaret Mead, Male and Female, 1962;

[2] B. Malinowski, The Sexual Life of Savages, N.Y.: Harcourt Brace & the World, 1929

[3] Alice Kahn Ladas, Beverly Whipple, John. D. Perry, The G-Spot and other Discoveries About Human Sexuality, N.Y.: Henry Holtand Company 2005, (ilk basım 1983)

[4] Helen Singer Kaplan, The New Sex Therapy, London: Pelican, 1974. S: 50.

[5] Alice Kahn Ladas, Beverly Whipple, John. D. Perry, The G-Spot and other Discoveries About Human Sexuality, N.Y.: Henry Holtand Company 2005, (ilk basım 1983). S:58-84, ve ejakülat ile idrar örneklerinin kıyaslamalı çalışması için bkz S:201.

[6] Bullough B, David M, Whipple B, Dixon J, Allgeier ER, Drury KC., Subjective reports of female orgasmic expulsion of fluid. Nurse Pract, 9 (3): 55–9, 1984; Davidson JK, Darling CA, Conway-Welch, C. The role of the Grafenberg Spot and female gushing in the female orgasmic response: an empirical analysis. J Sex Marital Ther 15 (2): 102–20, 1984; Darling CA, Davidson JK Sr, Conway-Welch C.. Female ejaculation: perceived origins, the Grafenberg spot/area, and sexual responsiveness. Arch Sex Behav 19 (1): 29–47, 1990.

[7] Wimpissinger F, Stifter K, Grin W, Stackl W. The female prostate revisited: perineal ultrasound and biochemical studies of female ejaculate. J Sex Med 4 (5): 1388–93, 2007; Zaviacic M. The human female prostate: From Vestigial Skene's Paraurethral Glands and Ducts to Woman's Functional Prostate. Slovak Academic Press, Bratislava 1999.

[8] Masters WH, Johnson VE, Kolodny RC. Masters and Johnson on Sex and Human Learning. Boston: Little Brown, 1982.

[9] Belzer, EG.. Orgasmic expulsions of women: a review and heuristic inquiry. Journal of Sex Research 17 (1): 1–13, 1981; Addiego, F; Belzer, EG; Comolli, J; Moger, W; Perry, JD; Whipple, B. . Female ejaculation: a case study. Journal of Sex Research 17 (1): 13–21, 1981; Perry, JD; Whipple, B. Pelvic muscle strength of female ejaculators: evidence in support of a new theory of orgasm. Journal of Sex Research 17 (1): 22–39, 1981.

[10] Wimpissinger F, Stifter K, Grin W, Stackl. The female prostate revisited: perineal ultrasound and biochemical studies of female ejaculate. J Sex Med 4 (5): 1388–93, 2007; Zaviacic M. The human female prostate: From Vestigial Skene's Paraurethral Glands and Ducts to Woman's Functional Prostate. Slovak Academic Press, Bratislava 1999; Zaviačič M, Doležalová S, Holomáň IK, Zaviačičová A, Mikulecký M, Valer Brázdil V. Concentrations of Fructose in Female Ejaculate and Urine: A Comparative Biochemical Study. J Sex Res. 24: 319–25, 1988.

[11] Ümit Sayın, Derin Seks:Cinsellikte Yeni Boyutlar, Farklı Açılımlar, İstanbul:Klan Yayınları, 2010. http://www.tantraakademi.com http://www.seksterapi.org http://www.expandedorgasms.net