Ormanözü, Turhal: Revizyonlar arasındaki fark

Vikipedi, özgür ansiklopedi
[kontrol edilmemiş revizyon][kontrol edilmemiş revizyon]
İçerik silindi İçerik eklendi
Değişiklik özeti yok
Selkem (mesaj | katkılar)
k Düzenlenmesi gerekiyor
235. satır: 235. satır:
[http://www.bogazicielektrik.com.tr Bogazici Elektrik]
[http://www.bogazicielektrik.com.tr Bogazici Elektrik]
[http://www.barisgurenc.com Baris GURENC]
[http://www.barisgurenc.com Baris GURENC]
{{düzenle|Mayıs 2008}}

Sayfanın 12.38, 11 Mayıs 2008 tarihindeki hâli

Şablon:Bilgikutusu Türkiye köy Ormanözü, Tokat ilinin Turhal ilçesine bağlı bir köydür.


Köyümüz Geleneklerimiz  	  Yazdır   	  E-posta
  

ORMANÖZÜ (OVACIK) KÖYÜ

Köye yerleşim tarihi 1750 yılıdır. Ormanözü Köyü'nün ilk gelenleri İran ve Doğu Kökenlidir ve zaten çağrışımları da o yöndedir. 1514 Çaldıran Savaşı sonrası Şah İsmail yenilir, Yavuz Selim'in ağır baskılarından kaçan insanlar kendilerine sığınacak yer ararlar. Darbazoğul ve Ateşalioğlu kaçıp Tunceli'ye İmamoğlu ve Uzunoğlu Sivas Yıldızeli Alayurt Köyüne yerleşir. Karakürtler, Karsa, İnceoğlu Erzurum'a yerleşir. 1 asır kadar sonra Darbazoğlu ve Ateşoğlu bugünkü adı Bekirgil olan, Tunceli'den Sivas Yıldızeli Uzamış Köyüne gelirler. 1 asır kadar da burada kalıp, buradan 4 kabile Turhal'ın Hamidiye Köyüne yerleşirler. Kısa süre burada kalırlar, tahminen 1750 yıllarında ilk önce Darbazoğlu ve Bekirgil arkasından Ateşoğlu Köye yerleşirler. Arkasından devamı gelir; Uzunalioğlu, İmamoğlu, Karakürtlar, Hıdırlar, İnceoğlu, Hasogil devamı gelir. Köyümüzün Anılan Belli Başlı Sülaleri :



SÜLALE ADI :


ATEŞ ALİ GİL: SOYADLARI: GÖYNÜ, ŞAHİN

BEKİR GİL: SOY ADLARI: AKCAKAYA

CUVAL GİL SOYADLARI: DEMİRCİ, KARADEMİR

DARBAZ GİL SOYADLARI: AYYILDIZ, ALDEMİR, DARLAZ

EFSANAGİL, PİNECİGİL, HAMZAGİL SOYADLARI: DENİZHAN, AYDIN, KIZILASLAN

HASOVGİL SOYADLARI: DALDA

HAMOGİL SOYADLARI: SARITAVUK, YAZICI

HABİBGİL SOYADLARI : ÖZDEMİR

İMAM GİL,ALİUSTA,OSMANGİL SOYADLARI: KARABELA, POLAT, BOLAT, TEKDEMİR, KARABOGA, CANPOLAT

İNCEOGLU GİL, TİMİK GİL SOYADLARI: .KILINÇ, AKDOGAN, ALAGEYİK, MUTLU, DALAY, PEKDEMİR

KARA ALİ GİL SOYADLARI: GÜZEL, GÜZELCELİK, GÖREL, DİVRİK

KARAKÜRTLER SOYADLARI : ALABAŞ, GÜVENÇ, GÜRENÇ

KARAMAHMUT GİL SOYADLARI: BAYRİ, ÇİÇEK

UZUN ALİ OGULLARI, MURTAZAGİL, SÜLÜK GİL SOY ADLARI: AKCAN CAĞAN ERASLAN GÜNDOGDU GÖNÜLTAŞ KARAKUŞ YERLİKAYA

MARTİNCİ GİL SOY ADLARI . GÖKTAŞ

PALAZ GİL SOYADLARI: KARADUMAN

LADİGER GİL SOYADLARI: DEMİRHAN

GIRTIL GİL,GAZİ GİL SOYADLARI : GÜRBÜZ


ORMANÖZÜ (OVACIK) KÖYÜ

BULUNDUĞU YER: Tokat ilinin batısında Turhal ilçesinin kuzeyinde Tokat'a 71, Turhal'a 27, Amasya'ya 55 ve Zile'ye 23 km. uzaklıkta ulaşım minübüs, traktör ve Kızoğlu tren istasyonuna kadar trenle. 1300 rakımlı Ulutepe tepesi kuzeyinde Ulutepe kasabası, Sarıkaya köyü, Hasanlı köyü, Eriklitekke köyü, Karacavuş (Kayı) köyüne komşu Amasya Turhal Zile merkezin yer aldığı üçgende yer alan Karadeniz iklimine yakın ulaşım imkanları iyi olup ilçeye kadar asfalttır.

TARİH: Köy Hititler, Romalılar, Bizans ve Firigyalıların yaşamış oldukları şimdiki kilise önü dediğimiz yeri seçmişlerdir. Burada tarihi kalıntılara, mezar yerlerine, küplere raslanmaktadır. İlk yerleşimi 200 yıl öncesine dayanan köyümüze Alayurt, Alan ve Sivas'tan gelen sülaleler vardır. Köyün eski adı ovacıktır. Köyün yine eski geçim kaynakları demircilik, taş işçiliği, hayvancılık, çiftcilik ve değirmencilik yer almıştır.

KÜLTÜR Köyümüze okul 1943 yılında yapılmış olup okul yapılmadan önce öğretim köy odalarında yapılmakta imiş. Köyümüzün ilk eğitmeni Hasan, Hüseyin Göynü olup bir çok öğrenci yetiştirmiştir. Köyümüzde okuma yazma oranı %95 civarındadır. Günümüzde yeni bir teknoloji ve şehir kültürünün hızla gelişmiş olduğu çağımızda, Köyümüzde hala orta Asya kültürünün gelenek ve göreneklerinin bozulmadan devam ediyor olması önemli bir olgudur. Düğün geleneği, oda oyunları, maniler, orta oyunları, batıl inançlar, sosyal ve toplumsal dirliğin ayakta kalmasını sağlayan ahlaki ve insani adetler hala sosyal hayatımıza yön vermektedir.

İSTANBUL'DAKİ ORMANÖZÜ: 1960 ların başından itibarenbaşlayan köyden kente göç olayı ile birlikte ve 1980 Ekonomik politikaların acmış oldugu geçim sıkıntısı sonucu istanbul un çeşitli yerlerine yerleşmişlerdir.Akatlar,Karanfilköy,rumeli Hisarı üstü, Kavacık, Ümraniye, Alemdağ, Cayırova, Yenibosna, Kumburgaz, Silivri, Füruzköy, Haramidere, Çatalca,CEKMEKÖY, Alibeyköy, gibi semtlere yerleşmişlerdir.köylülerimiz sevecen misafirperver sıcak kanlı gelenek ve göreneklerine baglı yardım sever insanlardan oluşmaktadır.

ORMANÖZÜ KÖYÜ DERNEĞİ: Dernek 1999 yılında Akatlar'da köyümüz gençleri tarafından kurulmuştur. İlk ve kurucu başkan Murat Demirci'dir. İlk kırgezisini 23 haziran 2000 de Çatalca da düzenlemiş ve binlerce kişi katılmıştır. Yine 24 Haziran 2001 de Alemdağ Cumhuriyet Köyü piknik alanında gezi yapmıştır. Ve binlerce köylümüz ve dostlarımız katılmıştır. 1 Ekim 2001 günü köyümüzde birinci Erikli Tekke Kurban Kesme Şenliklerine İstanbul'dan dört otobüsle ve çevre köylerden katılanlarla birlikte geleneksel olan asker kurban kesim törenini yapmıştır, 2 Ekim günü gasilhane, kütüphane, hamam, vb lerin yer alacağı köy konağının temelini atmış dört ay gibi kısa bir zamanda tamamlanmıştır. 22, 23, 24 Haziran 2002 Tarihlerinde açılış ve temel atma törenleri için köye bir gezi gercekleştirilmiş Gasıl hane,Köy konagı,Muhtarlık odası gibi birimler köy tüzel kişiliğne devredilerek hizmete acılmıştır..Buradan büyük emekleri geçen Derneğimizin kurucusu değerli insan Genç yaşda Hakka yörüyen MURAT DEMİRCİ yi hürmet ve saygı ile anıyoruz ,o her zaman aramızda mekanı cennet olsun KÖYÜMÜZ DE MEKANLAR: Dereyayla, Ortayayla, Kasımınöyek, Piroğlu, Karapınar önü, Sarılık, Yazı, Almalıeşme, Çöppamuğu, Soğukpınar, Kiliseyini, Dümbelek, Alışlıboyun, Kuzkaya, Karaahmetli, Isıtma, Yelardı, Harmankaşı, Bağlarca, Boğaz, Harmanlar, Gıran, Bulgurpınarı, Katmerkaya, Paralı, Çamlık, Kurtini, Söğütlü, Tuzla, Buğruabdal, Kaynarca, Çadıryeri, Çatındere, Bozburun, Bozkuş,Güllük, ve benzeri gibi birçok mekan bulunmaktadır köyümüzde. Daha detaylı bilği için KÖYÜMÜZ Butonunu tıklayınız...

GELENEKLERİMİZ, GÖRENEKLERİMİZ’den EVLENME AĞIZ ARAMA: Evlenecek çağa gelmiş gencin ailesi tarafından; gelin adayı olarak seçilen kızın evine gönderilen aracının, bu evlilik hakkındaki kızın ailesinin düşüncesini öğrenme girişimidir. DÜNÜRLÜK: Ağız aramaya giden kişinin getirdiği olumlu haber üzerine ikinci aşama olan dünürlük safhası başlar. İki aile de kendilerine yakın buldukları eş dost ve akrabalarını davet ederek kız evinde toplanırlar. Yöremizde yaygın olan uygulamaya göre dünürlük için gelinen birinci gün söz kesilmez. İkinci gece Aynı kişiler kız evinde bir kez daha toplanır ve asıl konuya girilerek detaylar konuşulur, ama söz bu gece de kesilmez. Yani yöre tabiriyle “ kahve içilmez”. Üçüncü gece alınacak eşya ve takılar karara bağlanır, Allahın emri okunur, Kahveler içilir, damat tarafının hazırladığı yemekler yenir ve dünürlük biter. NİŞAN : Kız ve erkek Ailelerinin belirlediği tarihte,davul zurna ya da saz eşliğinde yapılan merasimdir. Bir gün süren bu merasimde, akşam saatlerinde damat adayının ailesi tarafından gelin adayına alınan elbise ve hediyeler, damat tarafında pişirilen yemeklerle birlikte kız evine davul zurna ve ya saz eşliğinde götürülmesi ile biter. Yöre tabiriyle yemeklerin ve hediyelerin götürülme işine “ Kazanlar gidiyor “ denir. DÜĞÜN : Düğün merasimlerinin yöremizde apayrı bir yeri vardır. Yardımlaşmanın üst düzeye çıktığı günlerdir düğün günleri. DANIŞIK EKMEĞİ : Düğün başlamadan bir gün önce damadın ailesi tarafından Köyün ileri gelenlerine verilen yemektir. Yemekte düğün ile ilgili hazırlıklar konuşulur, çevre köylerden gelecek misafirlerin ağırlanması, bu misafirleri hangi ailelerin konuk edeceği kararlaştırılır. DÜĞÜNDE BİRİNCİ GÜN: Damadın evine bayrak asılarak düğüne başlanır. Davul zurna ya da saz eşliğinde ev ev dolaşılarak komşular düğün kahvesi içmeye davet edilir. Davete katılan aileler evlerinden düğün evine giderken “bulgur, nohut, fasulye,un” gibi tabaklar dolusu hediyelerle gider. Hanımların bu hediyelerine karşılık düğün evinde onlara arasına pekmez konmuş yufka ikram edilir. Kahve içmeye davet edilen erkekler ise çalgıcılara ( davul zurna ve ya saz ) bahşiş verip, düğün evinde kahvelerini içer kahveciye de bahşiş bıraktıktan sonra “Hayırlı olsun” dilekleri ile evden ayrılırlar. DÜĞÜNDE İKİNCİ GÜN: Bu gün damat yıkanma günüdür. Bir gün önceden tespit edilen gençler düğün evine, pişirilecek yemeklerde kullanılmak üzere dağa Odun kesmeye giderler. Bir başka grup ise bir sonraki gün pişirilecek olan düğün yemeğinin hazırlıklarına başlarlar Damat yıkanmaya gitmeden önce traş olur. Kız tarafının damat için hazırladığı bohça çalgıcılar eşliğinde alınarak damat tarafına getirilir. Belirlenen ( evinin dışında bir yer ) yerde yıkanan damat bir meydana oturtularak küçük bir töreleme ( takı ) merasimi yapılır. Düğüne davet edilen çevre köylerden misafirler gelmeye başlar. Misafirler Köy girişinde çalgıcılar eşliğinde karşılanarak düğün evine getirilirler. DÜĞÜNDE ÜÇÜNCÜ GÜN: Bu gün gelinin yıkanma günüdür. Yine kendi evinin dışında tespit edilen, ama damadın yıkandığı bölgenin tersi bir yerde yıkanmak için konvoy eşliğinde götürülen gelin damat tarafının gönderdiği elbiseleri giyer. Hem gelinin hem de damadın yıkandıktan sonra giyecekleri elbiseleri taşıyan kişi bu bohçaları başkasına kaptırmamalıdır. Çünkü kaptırır ise almak için bahşiş vermek zorunda kalacaktır. Yıkanmak üzere evden çıkan gelinin atına gelinden önce binen kardeşine düğün kâhyası bahşiş vermek zorundadır. Aynı gün “ kız güreşi “ denen güreş müsabakaları yapılır. Akşam düğün sahibi çevre köylerden gelen misafirleri konakladıkları evlerde ziyaret eder. Bu ziyaretlerde misafirlere yiyecek ve içecek şeyler bırakılır. YOZUCU: Geline kına yakılacağı akşam, damat evinden gelin evine, içinde çeşitli hediyeler ( genelde yiyecek, içecek ) bulunan bir paket ile yakalanmadan girmeye çalışan kişiye denir. Yakalanmadan kız evine girerse yozucu için övünç kaynağı olur. Yakalanırsa kız tarafının vereceği cezaya katlanmak zorundadır. Bu cezalar; merdivene sarma, en ağır işleri yaptırma gibi çeşitlilik arz eder. KINA GECESİ: Damadın evinden bir tepsiye konulan kına, bol miktarda kuru yemiş ve damat tarafının geline aldığı takılarla beraber davul zurna eşliğinde konvoy halinde gelinin evine gidilir, kına yakılana kadar halaylar çekilir, gelinin kınasının yakılması ile kına gecesi son bulur. YİĞİT YOLU: Kına yakıldığı akşam damat tarafının gelinin oturduğu yöredeki gençlere verdiği bahşiştir. Bu bahşiş; ertesi gün gelin damat evine götürülürken gençlerin engel çıkarmasını engellemek için verilir. DÜĞÜNDE DÖRDÜNCÜ GÜN: Bu gün gelin çıkarma ( gelinin damat evine getirilmesi ) günüdür. Bayraktar bayrağıyla en önde, peşinde davul zurna ya da saz, peşlerinde kalabalık bir konvoy, en güzel kıyafetleri ile yenge binenler ( ata binen kadın ve ya kızlar) eşliğinde gelinin evine gelinir. Duvağı bağlanan, elbisesini giyen gelinin beline kuşağı kardeşi bağlar. Bu sırada gelinin annesi ve yakınları kızlarından ayrılacak olmanın verdiği üzüntü ile türküler, maniler eşliğinde ağlarlar. Bu üzüntünün ne denli büyük olduğunu yöremizde söylenen şu veciz söz çok güzel açıklamaktadır. “ aslında dayanılacak iş değil ama, ben de annesini elden aldım.” Aynı zamanda gelinin babasının iç dünyasında kopan fırtınaları anlatan en güzel sözdür. Gelin evden çıkacak iken dayısı tarafından kapı kilitlenir. Düğün kâhyası “dayı yolu” denen bahşişi gelinin dayısına verir ve kapı açılır. Gelinin bineceği at veya vasıtaya kardeşi ondan önce binerek o da bahşişini alır. Gelinin peşinde çeyizini taşıyan atlar ya da araçlar da konvoya katılarak gelin evinden yola çıkılır. Düğün sahibi tarafından yenge binen kadınların süslenmiş atlarına gücü oranında hediyeler takılır, konvoyun önünde at koşturur, düğüne renk katarlar. Gelinin geçtiği yol üzerinde bekleyen çoban tarafından yola bir koç çıkarılır. Gelin bu koçu kendi gücü ile atın öbür tarafına atar ise koç gelinin olur. Atamaz ise çobana bahşiş verilerek razı edilir. Damadın kapısına gelen geline önceden hazırlanmış leblebi, elma gibi çeşitli yemişler atılır. Gelin eve girmeden küp kırılır. Kaynana ve Kayınpeder tarafından yine güçleri oranında geline çeşitli hediyeler verilir. Geline önceden hazırlanan şerbet içirilir. (Her şeyin tatlı olmasını sembolize eder.) Attan ve ya araçtan inen gelin evin eşiğini öperek içeri girer. DUVAK EKMEĞİ(YEMEĞİ): Damat evine gelen gelinin duvağını açmak için gelinin akrabalarının da katıldığı, damat evinde yenen yemektir. Yemekten sonra törenle duvak açılır. AT YATIŞLARI : Gelinin damadın evine gelmesinden sonra düğün alayı at yarışlarının yapılacağı yere yönelir. Davul zurnanın coşkulu müziği eşliğinde yapılan yarışlarda dereceye giren atlara ödül verilir. TAVUK YARIŞI: At yarışının hemen ardından aynı alanda, gençler arasında yapılan koşu ( atletizim ) yarışıdır. Ödül olarak birinci gelene tavuk verildiği için “tavuk yarışı” denir. BÜYÜK GÜREŞ: Gelinin damat evine inmesi (gelmesi)ile çevre köylerden gelen pehlivanların katıldığı güreşler yapılır. Dereceye girenlere ödül verilir. DÜĞÜN YEMEĞİ: Çevre köylerden gelen misafirlerin de katılımı ile düğün evinde geniş çaplı bir yemek verilir. Düğündeki esas töreleme ( takı merasimi ) bu yemekte yapılır. ÇEYİZ ASMA: Gelinin baba evinden koca evine götüreceği eşyaları sergilemesi işidir. Akraba ve komşular hediye ile çeyizi görmeye gelirler. ÇEYİZ YAZMA: Geline ait sergilenen eşyaların yakın akraba, eş-dost eşliğinde listeye yazılması törenidir. Yazma işleminin bitiminde kız tarafında hazırlanan yemekler yenir..

==GELENEKLERİMİZ, GÖRENEKLERİMİZ’den EVLENME AĞIZ ARAMA: Evlenecek çağa gelmiş gencin ailesi tarafından; gelin adayı olarak seçilen kızın evine gönderilen aracının, bu evlilik hakkındaki kızın ailesinin düşüncesini öğrenme girişimidir. DÜNÜRLÜK: Ağız aramaya giden kişinin getirdiği olumlu haber üzerine ikinci aşama olan dünürlük safhası başlar. İki aile de kendilerine yakın buldukları eş dost ve akrabalarını davet ederek kız evinde toplanırlar. Yöremizde yaygın olan uygulamaya göre dünürlük için gelinen birinci gün söz kesilmez. İkinci gece Aynı kişiler kız evinde bir kez daha toplanır ve asıl konuya girilerek detaylar konuşulur, ama söz bu gece de kesilmez. Yani yöre tabiriyle “ kahve içilmez”. Üçüncü gece alınacak eşya ve takılar karara bağlanır, Allahın emri okunur, Kahveler içilir, damat tarafının hazırladığı yemekler yenir ve dünürlük biter. NİŞAN : Kız ve erkek Ailelerinin belirlediği tarihte,davul zurna ya da saz eşliğinde yapılan merasimdir. Bir gün süren bu merasimde, akşam saatlerinde damat adayının ailesi tarafından gelin adayına alınan elbise ve hediyeler, damat tarafında pişirilen yemeklerle birlikte kız evine davul zurna ve ya saz eşliğinde götürülmesi ile biter. Yöre tabiriyle yemeklerin ve hediyelerin götürülme işine “ Kazanlar gidiyor “ denir. DÜĞÜN : Düğün merasimlerinin yöremizde apayrı bir yeri vardır. Yardımlaşmanın üst düzeye çıktığı günlerdir düğün günleri. DANIŞIK EKMEĞİ : Düğün başlamadan bir gün önce damadın ailesi tarafından Köyün ileri gelenlerine verilen yemektir. Yemekte düğün ile ilgili hazırlıklar konuşulur, çevre köylerden gelecek misafirlerin ağırlanması, bu misafirleri hangi ailelerin konuk edeceği kararlaştırılır. DÜĞÜNDE BİRİNCİ GÜN: Damadın evine bayrak asılarak düğüne başlanır. Davul zurna ya da saz eşliğinde ev ev dolaşılarak komşular düğün kahvesi içmeye davet edilir. Davete katılan aileler evlerinden düğün evine giderken “bulgur, nohut, fasulye,un” gibi tabaklar dolusu hediyelerle gider. Hanımların bu hediyelerine karşılık düğün evinde onlara arasına pekmez konmuş yufka ikram edilir. Kahve içmeye davet edilen erkekler ise çalgıcılara ( davul zurna ve ya saz ) bahşiş verip, düğün evinde kahvelerini içer kahveciye de bahşiş bıraktıktan sonra “Hayırlı olsun” dilekleri ile evden ayrılırlar. DÜĞÜNDE İKİNCİ GÜN: Bu gün damat yıkanma günüdür. Bir gün önceden tespit edilen gençler düğün evine, pişirilecek yemeklerde kullanılmak üzere dağa Odun kesmeye giderler. Bir başka grup ise bir sonraki gün pişirilecek olan düğün yemeğinin hazırlıklarına başlarlar Damat yıkanmaya gitmeden önce traş olur. Kız tarafının damat için hazırladığı bohça çalgıcılar eşliğinde alınarak damat tarafına getirilir. Belirlenen ( evinin dışında bir yer ) yerde yıkanan damat bir meydana oturtularak küçük bir töreleme ( takı ) merasimi yapılır. Düğüne davet edilen çevre köylerden misafirler gelmeye başlar. Misafirler Köy girişinde çalgıcılar eşliğinde karşılanarak düğün evine getirilirler. DÜĞÜNDE ÜÇÜNCÜ GÜN: Bu gün gelinin yıkanma günüdür. Yine kendi evinin dışında tespit edilen, ama damadın yıkandığı bölgenin tersi bir yerde yıkanmak için konvoy eşliğinde götürülen gelin damat tarafının gönderdiği elbiseleri giyer. Hem gelinin hem de damadın yıkandıktan sonra giyecekleri elbiseleri taşıyan kişi bu bohçaları başkasına kaptırmamalıdır. Çünkü kaptırır ise almak için bahşiş vermek zorunda kalacaktır. Yıkanmak üzere evden çıkan gelinin atına gelinden önce binen kardeşine düğün kâhyası bahşiş vermek zorundadır. Aynı gün “ kız güreşi “ denen güreş müsabakaları yapılır. Akşam düğün sahibi çevre köylerden gelen misafirleri konakladıkları evlerde ziyaret eder. Bu ziyaretlerde misafirlere yiyecek ve içecek şeyler bırakılır. YOZUCU: Geline kına yakılacağı akşam, damat evinden gelin evine, içinde çeşitli hediyeler ( genelde yiyecek, içecek ) bulunan bir paket ile yakalanmadan girmeye çalışan kişiye denir. Yakalanmadan kız evine girerse yozucu için övünç kaynağı olur. Yakalanırsa kız tarafının vereceği cezaya katlanmak zorundadır. Bu cezalar; merdivene sarma, en ağır işleri yaptırma gibi çeşitlilik arz eder. KINA GECESİ: Damadın evinden bir tepsiye konulan kına, bol miktarda kuru yemiş ve damat tarafının geline aldığı takılarla beraber davul zurna eşliğinde konvoy halinde gelinin evine gidilir, kına yakılana kadar halaylar çekilir, gelinin kınasının yakılması ile kına gecesi son bulur. YİĞİT YOLU: Kına yakıldığı akşam damat tarafının gelinin oturduğu yöredeki gençlere verdiği bahşiştir. Bu bahşiş; ertesi gün gelin damat evine götürülürken gençlerin engel çıkarmasını engellemek için verilir. DÜĞÜNDE DÖRDÜNCÜ GÜN: Bu gün gelin çıkarma ( gelinin damat evine getirilmesi ) günüdür. Bayraktar bayrağıyla en önde, peşinde davul zurna ya da saz, peşlerinde kalabalık bir konvoy, en güzel kıyafetleri ile yenge binenler ( ata binen kadın ve ya kızlar) eşliğinde gelinin evine gelinir. Duvağı bağlanan, elbisesini giyen gelinin beline kuşağı kardeşi bağlar. Bu sırada gelinin annesi ve yakınları kızlarından ayrılacak olmanın verdiği üzüntü ile türküler, maniler eşliğinde ağlarlar. Bu üzüntünün ne denli büyük olduğunu yöremizde söylenen şu veciz söz çok güzel açıklamaktadır. “ aslında dayanılacak iş değil ama, ben de annesini elden aldım.” Aynı zamanda gelinin babasının iç dünyasında kopan fırtınaları anlatan en güzel sözdür. Gelin evden çıkacak iken dayısı tarafından kapı kilitlenir. Düğün kâhyası “dayı yolu” denen bahşişi gelinin dayısına verir ve kapı açılır. Gelinin bineceği at veya vasıtaya kardeşi ondan önce binerek o da bahşişini alır. Gelinin peşinde çeyizini taşıyan atlar ya da araçlar da konvoya katılarak gelin evinden yola çıkılır. Düğün sahibi tarafından yenge binen kadınların süslenmiş atlarına gücü oranında hediyeler takılır, konvoyun önünde at koşturur, düğüne renk katarlar. Gelinin geçtiği yol üzerinde bekleyen çoban tarafından yola bir koç çıkarılır. Gelin bu koçu kendi gücü ile atın öbür tarafına atar ise koç gelinin olur. Atamaz ise çobana bahşiş verilerek razı edilir. Damadın kapısına gelen geline önceden hazırlanmış leblebi, elma gibi çeşitli yemişler atılır. Gelin eve girmeden küp kırılır. Kaynana ve Kayınpeder tarafından yine güçleri oranında geline çeşitli hediyeler verilir. Geline önceden hazırlanan şerbet içirilir. (Her şeyin tatlı olmasını sembolize eder.) Attan ve ya araçtan inen gelin evin eşiğini öperek içeri girer. DUVAK EKMEĞİ(YEMEĞİ): Damat evine gelen gelinin duvağını açmak için gelinin akrabalarının da katıldığı, damat evinde yenen yemektir. Yemekten sonra törenle duvak açılır. AT YATIŞLARI : Gelinin damadın evine gelmesinden sonra düğün alayı at yarışlarının yapılacağı yere yönelir. Davul zurnanın coşkulu müziği eşliğinde yapılan yarışlarda dereceye giren atlara ödül verilir. TAVUK YARIŞI: At yarışının hemen ardından aynı alanda, gençler arasında yapılan koşu ( atletizim ) yarışıdır. Ödül olarak birinci gelene tavuk verildiği için “tavuk yarışı” denir. BÜYÜK GÜREŞ: Gelinin damat evine inmesi (gelmesi)ile çevre köylerden gelen pehlivanların katıldığı güreşler yapılır. Dereceye girenlere ödül verilir. DÜĞÜN YEMEĞİ: Çevre köylerden gelen misafirlerin de katılımı ile düğün evinde geniş çaplı bir yemek verilir. Düğündeki esas töreleme ( takı merasimi ) bu yemekte yapılır. ÇEYİZ ASMA: Gelinin baba evinden koca evine götüreceği eşyaları sergilemesi işidir. Akraba ve komşular hediye ile çeyizi görmeye gelirler. ÇEYİZ YAZMA: Geline ait sergilenen eşyaların yakın akraba, eş-dost eşliğinde listeye yazılması törenidir. Yazma işleminin bitiminde kız tarafında hazırlanan yemekler yenir.

Coğrafya

Tokat iline 71 km, Turhal ilçesine 27 km uzaklıktadır.

İklim

Köyün iklimi, Karadeniz iklimi etki alanı içerisindedir.

Nüfus

Yıllara göre köy nüfus verileri
2007
2000 315
1997 267

Ekonomi

Köyün ekonomisi tarım ve hayvancılığa dayalıdır.

Muhtarlık

Yerleşim yerinin köy tüzel kişiliği alması ile birlikte köyün tüzel kişiliğini temsil etmesi için köy muhtarlık seçimleri de yapılmaktadır.

Seçildikleri yıllara göre köy muhtarları:

2004 - Naci Kılınç
1999 -
1994 -
1989 -
1984 -

Altyapı bilgileri

Köyde, ilköğretim okulu vardır ancak kullanılamamaktadır. Köyün hem içme suyu şebekesi hem kanalizasyon şebekesi vardır. Ptt şubesi ve ptt acentesi yoktur. Sağlık ocağı ve sağlık evi yoktur. Köye ayrıca ulaşımı sağlayan yol asfalt olup köyde elektrik ve sabit telefon vardır. KADİR AKCAN

Dış bağlantılar

Bogazici Elektrik Baris GURENC