Tartışma:Meditasyon

Sayfa içeriği diğer dillerde desteklenmemektedir.
Vikipedi, özgür ansiklopedi

Meditasyon Yoga Sistemi'nin Yedinci Basamığıdır[kaynağı değiştir]

Hind Yogası diye bir terim kullanıyor bazıları. Ancak Yoga insanlığın başlangıcında tüm insanlara verilmiş evrensel gelişim sistemidir. Dolayısı ile Yoga üstadlarının Himalayalarda yaşıyor olmaları nedeni ile Yoga'nın Hind insanlarına atfedilemsi çok yanlıştır. Bugünkü Hindistan'a bakıldığında bu durum zaten çok açıktır. Ayrıca Yoga'nın böyle spekülatif isimler altında anılması Yoga'ya çok zarar vermektedir. Yoga'nın Hint Dini ile beraber anılmasına, sanki Yoga dini bir öğreti imiş gibi anlaşılmasına neden olmaktadır. Gerçek Yoga'yı bilenler bu ayrımın farkında olmalı ve Hinduizm tarikatlarının Yoga adı altında spekülasyonlar yapmasına izin vermemelidirler.

Meditasyon Yoga'nın 7. basamağıdır ve Yoga sisteminden ayrı olarak yapıldığında gerçek etkisini göstermez. Özellikle çeşitli Hindu gurularının verdiği mantralarla meditasyon yapılması kişiye yarar yerine zarar verebilir. Meditasyon Yoga'nın ilk 6 basamağı doğru bir şekilde uygulandıktan sonra yapılabilir. zaten kişi ancak bu altı basamağı başarı ile geçtikten sonra gerçek meditasyon yapabilecek düzeye gelebilir.

Yoga Sistemine göre konsantrasyon dikkati dağıtmadan 144 saniye sürerse meditasyon gerçekleşir. Meditasyonun diğer önemli kuralı ise enerjnin suşumna kanalından serbestçe akması ve kişinin uykuya dalmaması için meditasyon daima Yoga duruşlarından birinde yapılır.

Meditasyon devamlıi kesintisiz, bilinçli olmalıdırki kişi bilincin üst mertebelerine ulaşabilsin. Meditasyon bir objeye kesintisiz konsantrasyondan başlayan, bütün düşüncelerin yok olduğu ve yalnızca bir objenin tam şekilde farkına varıldığı bir bilinç halidir. Zihin bu halde tam kontrollü ve her türlü düşünceen özgürdür.

  • kaynak:
  • Prof. Akif Manaf , Yoga Nedir? Ne Değildir?, Inkılap Yayınları
  • Prof. Akif Manaf, Yoga: Asanalar - Duruşlar, İm Yayınları


Transa girmek için ilk adımlar[kaynağı değiştir]

Yukarıdaki alıntı da güzel anlatılmış. Ama biraz daha ayrıntı katarsak son cümleyi şöyle açabiliriz:

"...Meditasyon bir objeye kesintisiz konsantrasyondan başlayan, (kişinin kendisine ait) bütün düşüncelerin(in) yok olduğu ve yalnızca bir objenin (zihnin monotonlaştırarak etki altına alınabilmesi için) tam şekilde farkına varıldığı bir bilinç halidir. Zihin bu halde (dışardan) tam kontrollü ve her türlü (kendine ait) düşünceden özgürdür." (Çünkü transtaki zihin bu şekilde dışarıdan kontrol edilmekte ve dışarıdan gelen düşünceleri, paranormal verileri almakta ya da diğer paranormal etkileri yaşamaktadır.)

Meditasyon merdivenin kaçıncı basamağı olursa olsun, önemli olan son basamakta kişiyi neyin beklediğidir. Bu basamak bazen uyurgezerlik olabilir, bazen astral seyahat ya da başka bir etki. Bazen işin içine trans halinde kendini gösteren cinsel davranışlar bile girer. Basamakları açıklamak güzel de, bütün bunların deneyimlenme nedenlerini açıklayabilmek bence daha da önemlidir. İster yoga, ister meditasyon, isterse de hipnoz vs. olsun, sonuç transtır. Üstelik trans ta son basamakta ulaşılan bir sahne platformu gibidir. Önemli olan bu platformda sahnelenen rüya tiyatrosundaki oyunda nelerin döndüğünü bilmektir. --81.214.110.130 20:19, 9 Kasım 2009 (UTC)

Başlıksız[kaynağı değiştir]

Yogada Meditasyon 8 basamağın üçünü (DHARANA, DHYANA, SAMADHI) oluşturur.O bakımdan YOGA ve MEDİTASYON demek yogayı bilmemekle özdeştir. Meditasyon bir trans durumudur. Trans durumuna gelebilmek için YİNELEME ÇEVRİMLERİ denilen eylemlerde bulunulur. Bu sözle, sesle, veya başka bir şekilde,resimle de yapılabilir. Mesela bir MANTRA defalarca yinelenir. TRANS durumuna giren kişinin sorgulama - kritiği yapma yetisi kalmaz. Bu nedenle telkinleri sorgusuz kabul etme durumu vardır. Aslında OTO-HİPNOZ ile Meditasyon aynı şeydir. Ancak FARKINDALIK MEDİTASYONU adındaki BUDİST MEDİTASYONUNDA transa girilmez.Buna VİPASSANA denir. Diğer pek çok meditasyonda TRANSA girilir. Nedeni de ZİHİN aynı işlemi yinelediği için bir müddet sonra BİLİNÇ bu durumdan çıkıp kurtulmak üzere farklı bir alana kayar...Ama bu alan da aslında ,özgür değildir. Çünkü kısa vadeli bellek ile bağlantısı kesilmiştir. Ve sorgulama kritiği çalışmamaktadır. Bu bakımlardan meditasyonun bir trans durumu olmadığını söyleyenler aslında bu durumun farkında olmadıklarını da göstermiş olmaktadırlar.Klasik Hind Yogası PATANJALİ üstadın 8 basamaklı yogası olarak bilinir.

Bu basamaklar şunlardır;

         1.  Yama:  Ahlaki davranışlar; ahimsa (Şiddet sahibi olmamak), satya (Doğruyu söylemek),   
             Asteya (Çalmamak)
           brahmacharya (Cinsel kontrol sahibi olmak) and aparigraha (gereksiz mal sahibi olmamak).
         2.  Niyama: İyi alışkanlıklara sahip olmak : shaucha(vucudun temiz tutulması)
          , santoSha (olanla yetinmek), tapas (nedamet), svAdhyAya(dinsel kitap okumak),
           IshvarapraNidhAna (Tanrıya teslimiyet)
         3.  Asana: Bedensel Duruşlar
         4.  Pranayama: Nefes Kontrolü
         5.  Pratyahara: Çekilme. Zihin algı organlarından gelen algılara kapalıdır.
         6.  Dharana: Konsantrasyon. Zihin meditasyon nesnesi üzerinde sabitlenmiştir.
         7.  Dhyana: Meditasyon. Bu durumda zihin sadece meditasyon nesnesi ile ilgili düşünceler akımı şeklindedir.
         8.  Samadhi: Trans Durumu. Zihin bu durumda meditasyon nesnesi ile birleşir.İKİLİK ortadan kalkar, Bakan ve bakılan aynıdır. Yani gözleyen ile gözlemlenen arasındaki fark kalkmıştır.İkiis bir olmuşlardır. SAMADHI nin manası budur.

Yukarda anlatılanlar Hindu Yogası olup Patanjali üstadın koyduğu basamaklardır.

Budizm'e gelince, Sakyamuni Buddha'nın bütün ÖĞRETİSİ (DHARMA) ACILARDAN NASIL KURTULACAĞIMIZI anlatan 8 BASAMAKLI YOLDUR. Bu basamaklar aşağıda anlatılmaktadır;

1. Doğru Görüş (sammá-ditthi)

                                                       III. Zeka (paññá)

2. Doğru Düşünme (sammá-sankappa)



3. Doğru Söz (sammá-vácá)

                                                           I. Ahlak (síla)

4. Doğru Eylem (sammá-kammanta)

5. Doğru Yaşam (sammd-djiva)




6. Doğru Gayret (sammá-váyáma)

7. Doğru Farkındalık (sammá-sati)

                                                          II. Konsantrasyon (samádhi)

8. Doğru Konsantrasyon (sammá-samádhi)

1 ve 2 ZEKA , 3,4,5 AHLAK , 6,7,8 SAMADHI yi göstermektedir. Bu 8 basamaklı Asil Yol insanları ACILARDAN kurtarmanın 8 basamağını gösterir. Burada (7) DOĞRU FARKINDALIK samma sati Budist Meditasyon olan Vipassana'yı işaret etmektedir. Her nekadar Batılılar Budizmdeki SAMADHIyi Yani SAMMA - SAMADHI yi Doğru konsantrasyon olarak tercüme etmekteseler de SAMADHİ aslında bir TRANS durumu olup En sonda elde edilen BİRLİK ALGILAMASI olup KONSANTRASYON ile pek ilişkili değildir. SAMADHI bir HİNDU terimi olup BAKANLA BAKILANIN,YANİ ÖZNE İLE NESNENİN BİRLİKTELİĞİ demektir. Her Budist bu basamakları yaşamında uygulamak suretiyle, en sonunda SAMADHIYE ulaşır.

Samadhiye ulaşan kişi de aydınlanmış kişidir. Ve Bu durum onun Nirvanaya varmasını da oluşturur. Zen Budizminde AYDINLANMA SATORİ olarak bilinir.


Buraya kadar olan yukardaki bilgileri yazan BİLİM DEVİNGİN dir.

Budist meditasyon üçlü bir eğitim sistemi içerir: Arınma ("sila"), konsantrasyon ("samadhi") ve idrak etme ("punna"). Öğrenci, işe arınmayla başlar; sıkı bir çileci disiplini izler ve ardından, duyumsal algılarının az çok farkında olmasına rağmen, dış uyaranların düşüncesini etkilemesine izin vermeme becerisini öğrenir ki, bu beceriyi kazanabilmiş olmaya "zihinsel olgunluk" ("sati") denir.

Taoist meditasyonda solunum kontrolüne önem verilir ve meditasyon birtakım aşamalara erişebilme ustalığı olarak kabul edilir. En ileri aşama, soluk alıp vermenin söz konusu olmadığı, "cenin solunumu" denilen aşamadır. Bu noktada nabız durur ve meditasyoncu Taoist meditasyonun en aydınlık biçimi ve son hedefi olduğu belirtilen "Büyük Sükunet" haliyle şuuru "aşar".

Tibet'in spiritüel eğitim yolunda, meditasyon, algılayarak bilgi edinme (okuma, çalışma ve okunanları dinleme), 'kontamplasyon' ve meditasyon biçiminde üç adımlı bir sistemin üçüncü adımını oluşturur. Öğrenci çaba harcayarak bilgi edindikten sonra, öğrendikleri hakkında kontamplasyon yapar ve bunlardan çıkardığı özetleri (ilke ve yasalarla ilgili öz bilgileri) şuuruna aktarır. Yani önce çaba harcayarak bilgiyi öğrenme, sonra kontamplantasyonla bilgiyi gözlemleme ve inceleme ve nihayet bunları "odaklayarak özümleme" şeklinde üç aşamalı bir spiritüel öğrenim söz konusudur.

Zen meditasyonunda ise amaç, insanın, ruhsal deneyimlerle, öz varlığına ve yüksek şuuruna ulaşmasını sağlamaktır. Zen meditasyonunda konsantrasyon objesi, kimi zaman, "koan" denilen, yanıtı aranan, şiir biçimindeki bilmecelerdir. Meditasyon uygulamalarına çeşitli biçimlerde, sufilik ve Musevilik'te de rastlanır. "Transandantal Meditasyon" (TM) denilen sistem ise, Hintli Maharishi Mahesh Yogi tarafından geliştirilmiş, dünyaya tanıtılmış, kişisel mantra’ların kullanıldığı bir meditasyon sistemidir. 1960'lı ve 70'li yıllarda Batıda geniş bir izleyici kitlesi edinmiştir.

eğer bu bilgi yeterli olmazsa size meditasyon hakkında daha ayrıntılı web siteleri adresleri verebilirim. meditasyon ayrı bir sistemdir yoga ayrı bir sistemdir.--Düşünenadam 22:59, 18 Aralık 2006 (UTC)

Bu arada ben bu maddeye göz atmadım birazdan bu maddeye bakacağım . fakat meditasyon ve yoganın iki ayrı şey olduğu tüm ansiklopedilerde yazılıdır. saygılarımla--Düşünenadam 23:00, 18 Aralık 2006 (UTC)

Bu yazı buraya uyuyor[kaynağı değiştir]

"Eğer insanların zihinleriyle oynayabilen "bedensiz ruh varlıklar" varsa insanlara herşeyi inandırabilirler. Hipnoz beyni etkilemek değil midir? Ya da "haberci rüyalar" nedir? Beyine sesler, görüntüler, uykuda veya yarı uykudayken vs. verilebiliyorsa her şey olur. İnsana birçok şey inandırılabilir. Uyuşturucu kullanan kimselerin - bir tür uykululuk hali, beynin çalışmasının yavaşlatılması - halusinasyonlar görmesi tastlantı mıdır? Konular farklı adlar taşısa da - hipnoz, reenkarnasyon, durugörü, telepati, ruhsal irtibat, astral seyahat vs.- özünde aynı şey var; ruhçuluk. Daha doğrusu "bedensiz ruh varlıkların" insanların zihinlerini uyurken rüyalarla, uyanıkken önce çeşitli yöntemlerle uyuşturarak - örneğin hipnoz veya trans - (aracılık eden kişiler olan ve olmayan şekilleriyle) zihinlerini ele geçirmeleri ve sonra da istedikleri sesleri, görüntüleri, bilgileri o kişinin belleğine yerleştirmeleridir. Örneğin bir çocuğun zihnine önceki yaşantısına ait olduğuna dair birtakım veriler yerleştirilirse, bundan reenkarnasyon inancı oluşturulur. Çocuk gider önceki ailesine ait evi eliyle koymuş gibi bulur, aile fertlerini tanır vs. Bazı kişilerin başından geçenlerin anlatıldığı olayların konu edildiği yazılar var. Bütün hepsi ruhçulukla ilgili ve sonuçta insanların beyinlerinin yapay olarak etkilendiği ve yanlış inançların oluşması için maksatlı olarak tertiplenmiş aldatmacalardır. Tabii insan kaynaklı değil. Yoga, meditasyon ve zikir gibi uygulamalar zihnin düşüncelerden arındırılması değil midir? Neden hipnozda birine gevşe, hiç birşey düşünme denir? Pharmakia (bugünkü kullanımı Pharmazie) sözcüğünün ruhçulukta kullanılan ve zihni uyuşturan uyuşturucu maddelerle ilgisi vardır. Amaç beynin kullanılabilir bir hale, kıvama getirilmesidir, yavaşlatılmasıdır ki, "bedensiz ruh varlıklar"ca kontrol edilebilsin. Bir örnek zikirdir: İnsanın zihninden düşünceleri boşaltması zordur. Ama eğer herhangi bir sözcüğü sürekli tekrarlarsanız, aslında aynı etkiyi yapmış olursunuz. Yani zihin karmaşık düşüncelerden sıyrılır ve tekdüze olarak ele geçirilebilir bir kıvama girer. Sözcüğün şu ya da bu olmasının bir önemi yoktur. Amaç kişinin karmaşık düşüncelerinin engellenmesidir. Bu sözcük herhangi bir sözcük olabilir, yeter ki maksat yerine gelsin."

Maddedeki şu ifadelere dikkat edilirse daha iyi anlaşılabilir:[kaynağı değiştir]

Zihni düşüncelerden boşaltarak zemin hazırlamak:[kaynağı değiştir]

Konsantrasyon yöntemi: Dikkatin tek bir noktada toplanmasına dayanır. Zihnin konsantre olduğu bu nokta, soyut bir düşünce, bir mandala, bir yantra (bir geometrik biçim), bir koan (bilmecemsi Zen soruları), bir mantra (bir ses, sözcük, cümle veya şarkı), bir mum alevi, solunum kontrolü veya bir başka şey olabilir. Konsantre olunan şey hangi düşünce ya da hangi konuysa, dış uyaranlardan etkilenmemeyi becererek ve zihne girmeye çalışan konu-dışı fikirleri geri göndererek o konu üzerinde derin ve ayrıntılı bir biçimde ve zorlanmadan düşünmek söz konusudur.

Mantra (zikir) yoluyla beyni düşünemez hale getirmek:[kaynağı değiştir]

Bir ses, bir sözcük, bir cümle veya bir şarkı biçimindeki mantraların tekrarının, özellikle meditasyonun sürekliliğini sağlayan monoton bir uyaran olması bakımından yararı bulunmaktadır. Ayrıca, kimilerine göre, bazı mantralar ses titreşimleri yoluyla yaratılan birtakım tesirlerle de meditasyoncuya yararlı olmaktadırlar. Mantralar dinlere göre ve bir üstadın öğrencisi hakkındaki kişisel belirlemelerine göre değişirler. Meditasyoncu, düşünürken aklına başka şeyler gelirse, sükunetle mantrasını tekrar eder ve ana konuya geri döner. Kısaca, meditasyonda mantra bir anahtar gibi kullanılır.


"...zihnin düşüncesiz kalması, boş tutulması gerekir."..."Zihne gelen tesir bazen ruhsal tekâmül düzeyi yüksek varlıklardan gelir."..."obsesyon denilen büyük bir tehlikeyi davet edebilir." Bu ifadeler tamamen yerindedir.[kaynağı değiştir]

"Bilinç ayrışması" olarak adlandırılan ikinci yöntem ise, ne olup bittiğini tarafsız bir gözlemle izleme yöntemi olarak açıklanabilir. Bu yöntemin en tanınmış şekli Zen'deki zazen uygulamasıdır. Bu ikinci yöntemin Uzakdoğu'da kullanılan bir başka biçimi de şöyle açıklanır: Önceden kararlaştırılmış, konsantre olunacak herhangi bir konu yoktur, zihnin düşüncesiz kalması, boş tutulması gerekir. Meditasyon ilerledikçe zihni boş tutabilme süresi de uzar. Bu boşluk sırasında zihne ilham gelmesi söz konusu olur. Zihne gelen tesir bazen ruhsal tekâmül düzeyi yüksek varlıklardan gelir. Zihnin sükunetle boş bırakılmasının amacı içte sezgisel olarak belirebilecek bu tesirlere yer ayırmaktır. Bu tür sezgiler insana diğer zamanlarda da gelmekle birlikte, meditasyon halinde daha kolay, daha açık, daha güçlü ve daha özgün halde gelirler. Fakat zihni boş tutmaya dayalı yöntemin yeterince bilgi ve görgüye sahip olmadan yapılması obsesyon denilen büyük bir tehlikeyi davet edebilir.

Yogada uygulanan mantraları, yani kutsal sözleri tekrarlayarak gerçekleştirilen meditasyonun sufizmdeki karşılığı “zikir”dir.[kaynağı değiştir]

Meditasyon, yoganın temel taşlarından biridir. Yoga ile ulaşılacak, evrenle birleşip bütünleşme haline meditasyon uygulaması olmadan gelmek mümkün değildir. Bu meditatif hal aslında pek çok dinin pratikleri içinde yerini bulmuş bir uygulamadır. Örneğin, İslam Sufizminde benzer uygulamalara sıklıkla rastlanmaktadır ki, en bilinen örnek “sema” meditatif hal sağlanmadan uygulamada devamlılığın kolay kolay gerçekleşmeyeceği bir çalışmadır. Yogada uygulanan mantraları, yani kutsal sözleri tekrarlayarak gerçekleştirilen meditasyonun sufizmdeki karşılığı “zikir”dir. Uygulamada solunuma ya da sema veya duaya odaklanma gibi farklılıklar olsa da, meditatif hale geçildiğinde karşılaşılan fizyolojik değişimler aynıdır. Bunu yanında her iki meditasyon esnasında da kişilerin neşeli, güçlü duygular, zamansızlık hissi, farkındalıkta artış, zihinsel dinçlik, iyi olma hissi ve genel gevşeme hissettiklerini ifade ettikleri görülmektedir

...farklı bir dördüncü bilinç düzeyi gözlenmiştir.[kaynağı değiştir]

Meditasyonun hem zihinsel bir aktivite hem de bu aktivitenin ardından ulaşılan bir “bilinç hali” olduğu 1970’lerde yapılan çalışmalarda ortaya koyulmuştur. Yapılan çalışmalarda meditasyon yapanlarda tıpta mevcut olan uyku, uyanıklık ve rüya bilinç düzeylerinden farklı bir dördüncü bilinç düzeyi gözlenmiştir.

Gözlemlenen bu dördüncü bilinç kimin bilincidir? Bu "bedensiz ruh varlıklar"ın kontrolündeki bilinç olmasın?--88.247.183.234 21:18, 23 Şubat 2007 (UTC)

Kabala'daki mantra[kaynağı değiştir]

"Harfleri yay üstlerinden geçtikçe titreşen keman telleri gibi gör ve ruhun ilahi müziğinin aynı şekilde hızlanmasına izin ver" - Abraham Ben Samuel Abulafia. ğğ Tzeruf (harf permütasyonu) olarak bilinen meditasyon tekniği, dili onun yapısını bölüp geçen mistiğin akılcılık üstü düzeye çabuk ulaşmasını sağlar. Bu değişik düşünme şeklini uygulayan kabalacı, bir ayeti akılcı anlamını kaybedene değin ve hatta anlamını kaybettikten sonra da zikreder, işte o zaman aniden "anlamın ötesinde bir anlam beliriverir.

Gene aynı teknik: Harfleri öyle düşüneceksin ki, anlamını anlamaz hale geleceksin. Sonra da düşünemez hale gelen beyin kontrol edilebilir bir kıvama girecek. Ya mantraları tekrarlayacaksın, ya uyuşturucu kullanacaksın, ya da düşünmeme tekniğini uygulayacaksın! Öyle ki beynini kontrol edebilsinler.--88.247.183.234 11:24, 4 Mayıs 2007 (UTC)evet


Meditasyonun yanlızca yararı mı var?[kaynağı değiştir]

Meditasyon denilen şey sonuç olarak transa girmek için uygulanan bir tekniktir. İster hipnoz yoluyla olsun, isterse meditasyon ya da başka bir yöntem kullanılsın sonuç farketmez. Sonuçta kişi transa (vecde) girmek için meditasyon yapar. Ruhçuluk ve bununla ilgili konularda sık sık tehlikeli olan yanlar da belirtilirken, burada meditasyonun zararlı yönlerini ele almanın neresi yanlış? Bana göre bütün bunlar ruhçuluğun araçları ve yemleridir. Ama başkalarına göre insanın ruhsal gelişimi için bir yoldur. Bizim de kimseye karışma hakkımız yok, ama birşeyin arkasında dönenleri bilip de yazmazsak, kime ne yararı olur. Maddede ele alınan herşeyin mutlaka iyi birşey olarak mı gösterilmesi gerekiyor? Neden tartışılmadan siliniyor?

Meditasyonun zararları meditasyon yapmaktan çok, son etki olan yaşama bakışın etkilenmesiyle ilgilidir. Meditasyon yapanların görünüşte bundan zihinsel ve bedensel faydalar görmüş olmaları, meditasyonun zararlı bir etkisinin olmadığının kanıtı olarak görülmesini gerektirmemektedir. Meditasyon yapanların bundan fayda görüyor olmaları, zehirli bir maddenin sevilen bir içecekle karıştırılarak alınması örneğindeki gibi aldatıcıdır. Meditasyon yapanların bu yolla edindikleri mesajlar, bu kişilerin yaşama bakışlarını ve yaşam tarzlarını belirler. Bu kişilerin birçoğu kendilerine paranormal yoldan gelen mesajları, ilahi alemden gelen hakikatler olarak görürler ve bir şekilde verilen mesajları Tanrısal kaynaklı yaşam hakikatleri olarak izlemeye çalışırlar. İnsanların manevi alandaki inançları onlara bu tarz gizemli yollarla gelmiştir. Örneğin reenkarnasyon inancı bunlardan birisidir. Reenkarnasyon inancı doğrudan meditasyonla gelmese de bütün bunlar, aynı oltanın farklı yemleri kullanılarak ortaya çıkan şeylerdir.

Meditasyon yapanlar bu yolla gelen paranormal algılamaların kaynağını sorgulama gereği duymadıkları için aldanabileceklerini düşünmezler. Bunun en önemli nedeni, örneğin bu tür deneyimleri yaşarken zihinlerinde mutluluk duygusu hissetmeleri, ya da bedensel faydalar gördükleri gibi, düşüncelerle, bu kaynağın insanlara iyilik yapmayı amaçlayan dost bir kaynak olduğunu sanmaları ve bu şekilde bundan gelebilecek asıl zararları gözardı etmeleridir. Buna verilebilecek belli başlı en temel bir örnek, meditasyon gibi bu tür ruhçuluk deneyimleriyle ortaya çıkmış bir mesaj olan ruhun ölümden sonra da yaşamaya devam ettiği mesajıdır. Buradaki adımlar şu şekilde sıralanabilir:

Meditasyon yaparak transa girilir. Transa giren kişi paranormal bir etkiyle zihninde bir film görmeye başlar. Sonuçta gördüğü filmi gerçek sanarak aldanır. Buradaki evreler:

  • Meditasyon yaparak zihni tek bir noktaya toplamak, ZİHNİN KARMAŞIKLIĞININ AZALTILMASI İÇİN
  • Uyku-uyanıklık arası bir duruma girmek, ZİHİN BU DURUMDA KARMAŞIKLIĞINI AZALTIR
  • Zihnin bu durumdayken düşüncelerden boşalmasını sağlamak, BOŞ ZİHİN
  • Kontrol edilebilir durumdaki zihne paranormal verilerin girmesini sağlamak - TRANS HALİ
Astral seyahate çıkmak. - TRANS HALİNDE İZLENEN FİLM
  • Rüya şeklinde izlenen filmden gelen mesajları almak, - GÖRDÜĞÜ RÜYAYI GERÇEK SANIR VE MESAJI ALIR
Ruh bedenden ayrı olarak yaşayabilir.
Ruh bedenden ayrı olarak öbür aleme seyahat edebilir.
Ruh bedenden ayrı olarak bilinçlidir.
İnsan öldüğünde yalnızca bedeni ölür, ruhu ise bilinçli olarak öbür alemde yaşar.

--81.214.110.130 19:36, 9 Kasım 2009 (UTC)


İslamiyet'te (Tevekkül etmek[1])


<references>

  1. ^ http://www.dingercegi.com/showthread.php?8-Muhammed-Meditasyon-Yapt-m