Tartışma:Bilge Umar

Sayfa içeriği diğer dillerde desteklenmemektedir.
Vikipedi, özgür ansiklopedi

Başlıksız[kaynağı değiştir]

Madde içinde aşağıda da bahsi geçen, ansiklopedik olmayan, hatta saldırgan tavırlar içeren bölüm çıkarıldı. Ayrıca bu tartışma sayfasına, aşağıdaki açıklamanın içine büyük harflerle yazılan bölümler de çıkarıldı. Yorum yapılacağı zaman söylenmek istenenler, daha önce yazılmış olan yorumlar bozulmadan, sayfanın en altına yeni bir bölüm olarak eklenmelidir. Ayrıca yukarıdaki şablonda bağlantıları verilen vikipedi politikalarının yorum yapılmadan önce incelenmesi faydalı olacaktır. Bu politikalara uygun olmayan yorumlar ne maddede ne de tartışma sayfasında yer almalıdır. Ayrıca unutulmamalıdır ki vikipedi bir forum ortamı ya da insanların karşılıklı atıştıkları bir meydan değildir, bir ansiklopedidir. Herkes bu özgür ansiklopediye, ansiklopedik olmak kaydıyla istediği katkıda bulunabilir. Ancak bir kişinin tezlerinin, hipotezlerinin, akademik yeterliğinin tartışılması için bu site kullanılmamalıdır. Kişilerin fikirlerine, yorumlarına, bilgi seviyelerine ilişkin görüşler, burada değil, o kişilere doğrudan ulaşılabilecek yerlerde dile getirilmelidir. İyivikiler... homonihilis ileti 21:30, 19 Mayıs 2008 (UTC)

bılge umar cok degerli bir hukukcudur neden hiç bundan bahsedilmiyor ?bir öğrencisi olarak üzüntü içerisindeyim..

Bilge Umar’ın Açıklaması[kaynağı değiştir]

Google’da Bilge Umar adı yazılıp tıklama yapılınca ilk karşılaşılan bilgi sayfasını, Vikipedi’den alınma yazıyı okudum.

Bu yazıda, ilk satırlar Şükran Kurdakul’un Şairler ve Yazarlar Sözlüğü adlı kitabından alınmıştır ve doğrudur. Sonra, “Ancak” diye başlayan satırlar, tarih ve arkeolojiden anlarlık derecesi Sarıbaba Tepesi üzerindeki en az 3000 yıllık (fotoğrafı Türkiye Halkının Ortaçağ Tarihi kitabımda verilen) çok etkileyici sur kalıntılarını “hellenistik dönemden kalma birkaç sur kalıntısı” diye niteleyebilmesinden, Niketas adını Niketes yazmasından, Düzbel geçidini de Çivril’dedir diye bilmesinden, savaş yerinin “Çivril’de Düzbel geçidinde olduğu gerçeğini [!] neredeyse tüm tarihçiler kabul ettiği halde” demesinden belli olan, o satırları yazmış kişinin kendi uydurmalarıdır. Şöyle ki:

1. Savaş yerinin Çivril yakınında Işıklı’da başlayarak kuzeydoğuya uzanan Kûfi Çayı Vâdisi olduğunu, bu kişinin bilmediği, TTK yayını Belleten’de (c. 54, Nisan 1990, Sayı 209’da) çıkmış yazımda, o sonuca varmamın ayrıntılı gerekçelerini vererek, açıkladım.

2. Düzbel denilen geçit, (Çivril’de değil) Homa/Gümüşsu kasabası doğu yakınındadır.

3. Savaşın orada yapıldığını sadece yüz yılı aşkın zaman önce William Ramsay ile,1972 yılında yayınlanan bir makalesinde Feridun Dirimtekin savunmuştur. Bunu asla tarihçilerin hemen hemen hepsi kabul etmiş değildir ve savaş yeri olarak örneğin Osman Turan, Kumdanlı’yı; Abdülhalik Çay, Karamıkbeli’ni; Ekkehard Eickhoff, Kırkbaş-Terziler köyü üzerinden kuzeye, Akharım’a giden vâdiyi göstermektedir. Buna karşılık, benim yazımın yayınlanmasından önce, çok özel ve kitapçılarda, Üniversite kitaplıklarında buluınmayan bir yayında (Birinci Askerî Tarih Semineri, Ankara 1983, c. II, s. 61-71) yer aldığı için görebilmiş olmadığım bir yazısında, kıdemli arkeolog-tarihçi Kemal Turfan, savaşın Kûfi Çayı vâdisinde yapıldığını ayrıntılı bilgi vererek açıkladıktan başka, daha sonra da, X. Türk Tarih Kongresine aynı içerikte bildiri sunmuştur.

4. Beklenmedik zamanda yitirdiğimiz çok değerli arkadaşım (kendisiyle 5 yıl karşılıklı evlerde oturduk) Prof. Dr. Ümit Serdaroğlu, klâsik arkeologdu; Myrokephalon Savaşı ile ilgili hiçbir yayını yoktur ve benim yazımın gerek yayınlanması öncesinde gerek sonrasında bana o savaşın yeri konusunda tek sözcük bile etmemiştir.

5. Prof. Fahri Işık, Sarıbaba Tepesi üzerindeki Eumeneia/Işıklı akropolisi durumunda olan sur kalıntılarının, benim tarafımdan yayınlanmış resmini görür görmez bunların İÖ 2. binyıldan kalma olduğunu Serdaroğlu gibi o da hemen anlayıp ifade etmiş ve hatta benim onlar hakkında arkhaik surlar dememi eleştirmiş idi. Dolayısiyle o surlara hellenistik sur denmesi gülünçtür.

6. Nikètas, kendi çağında Myriokephalon Kalesi diye anılan yıkıntıların, geçidin içinde olduğunu söyler (Ramsay s. 83-84’e de bakınız), orta yerdedir demez; tam tersine savaş yeri olan vâdiye, Myriokephalon Kalesi’nden hareket ettikten yâni onun önünden geçme sonrasında girildiğini söyler (Türkçe veviride s. 124). Sarıbaba Tepesi üzerindeki arkhaik çağ öncesi sur kalıntıları da, İmparator Manouèl ordusunun geliş yönünden yâni Homa/Gümüşsu tarafından, güney uçtan geçide girildikten hemen sonra sol yanda yukarıdadır. Ayrıca, şurası çok önemli, Kûfi Çayı Vâdisi dışında lokalizasyonları savunanların bir teki bile önerdiği yerde Myriokephalon Kalesi yıkıntıları diye anılmış olabilecek sur, kale yıkıntısı gösterebilmiş değildir.

Vikipedia’da verilen bilgilerin şuınun bunun tarafından yazılıp gönderilmiş olduğu, uzman yazısı olmadığı, onların içeriğindeki yanlışlıklardan dolayı ve üslûplarındaki densizlikten dolayı Vikipedia’nın sorumlu tutulamayacağı yolunda bir çekince notunun web sitesine konmuş olması, görülüyor ki, yeterli değildir. En azından, içerik yanlışları ve münasebetsizlikleri, Vikipedia’nın bilgi kaynağı olarak güvenilirliğine çok ciddî zarar vermektedir. Bu nedenle, yayınlanacak yazıların gerçekten konunun uzmanı olan kişilerce incelemeden geçirilmesi doğru olacaktır. Vikipedia’cılara saygı ile hatırlatırım; ayrıca, bu açıklamama aynı web sitesinde yer verilmesini saygı ile dilerim.

Prof. Dr. Bilge Umar Yeditepe Üniversitesi, İstanbul