Mustafa Demir (asker)

Vikipedi, özgür ansiklopedi
(Sığırtmaç Mustafa sayfasından yönlendirildi)
Sığırtmaç Mustafa ile Mustafa Kemal Atatürk, 1929
Sığırtmaç Mustafa ile Mustafa Kemal Atatürk, 1930

Mustafa Demir, Yalovalı Sığırtmaç Mustafa (1918 - 15 Ocak 1987), Türk asker, Makbule Atadan'ın manevi oğlu.

11 yaşında iken Mustafa Kemal Atatürk'ün himayesine aldığı bir çocuk olarak tanınmıştır. Atatürk'le tanışma serüveni gazete haberlerine, öykülere hatta şiirlere konu olmuştur.[1]

Yaşamı[değiştir | kaynağı değiştir]

1918 yılında Varna civarında doğdu. Annesinin adı Efide, babasının adı Recep’tir. 3 çocuklu ailenin ortanca evladı idi. Ailesi, bütün varlıklarını Bulgaristan'da bırakarak Türkiye'ye gelmiş bir göçmen aileydi. Çocukken Yalova'da sığırtmaçlık (çobanlık) yaparak ailesinin geçimine katkıda bulunmak zorundaydı. 1929 yılında gezinti yaparken yolunu kaybeden devrin cumhurbaşkanı Atatürk ile karşılaşması, bütün yaşamını etkiledi. Kendisine yolu tarif etmiş ve sorularına rahat tavırlarla cevap vermişti. Paşa, bir süre sonra kendisini buldurup yanına getirtti; tanıştığında sıtma olan Mustafa’yı ailesinin onayını aldıktan sonra tedavi ettirdi ve okuttu.

Okuma-yazma bilmeyen Sığırtmaç Mustafa, sağlığına kavuştuktan sonra okula gönderildi. Beşiktaş'taki 19. İlkokulu, Işık Lisesi'nin orta kısmını ve Kuleli Askeri Lisesi'ni bitirdi. 1941 yılında Kara Harp Okulu’ndan 1941/B’li Tankçı Teğmen olarak mezun oldu ve Türk Silahlı Kuvvetleri’ne katıldı.

Yüzbaşı rütbesindeyken Rıfkiye Hanım ile evlendi. 1954 yılında, Makbule Atadan tarafından manevi evlat olarak kabul edildi. Kızı Tacinur’a ismini Makbule Hanım verdi. Bir süre sonra sağlık sebebiyle orduda Personel sınıfına geçti. Çeşitli askerlik şubelerinde görev aldıktan sonra 1960 yılında kalp rahatsızlığı nedeniyle binbaşı rütbesindeyken emekliye ayrıldı ve ömrünün son yıllarını Yalova’da geçirdi. 15 Ocak 1987'de yaşamını yitirdi ve Yalova’da toprağa verildi.

Atatürk ile tanışması[değiştir | kaynağı değiştir]

Sığırtmaç Mustafa ile Atatürk'ün karşılaşması 1929 yılının Eylül ayında gerçekleşti. 19 Ağustos'ta Yalova'ya gelen Mustafa Kemal, sık sık gezilere çıkarak yöreyi tanımaya çalışmaktaydı. Bir atlı gezi sırasında yanındakilerle birlikte Balabandere civarında yolunu kaybetti. Termal'e gitmek niyetindeki atlılar, sığır gütmekte olan 11 yaşında çıplak ayaklı bir çobanla karşılaştılar. Sıtma nedeniyle karnı şiş, rengi sarı olan çoban, cumhurbaşkanı Mustafa Kemal'i tanımadı. Sorduğu soruları rahat tavırlarla cevaplandırdı ve yolu tarif etti. Davranışlarını beğenerek kendisine bir miktar para vermek isteyen cumhurbaşkanını reddetti; ancak cebindeki cevizleri alması karşılığında parayı kabul etti.[2] Küçük Mustafa'yı unutmayan Mustafa Kemal, kısa bir süre sonra onu buldurtup yanına getirtti ve himayesine aldı.

Popüler kültürdeki yeri[değiştir | kaynağı değiştir]

O devirde kamuoyunda büyük yankı bulan Sığırtmaç Mustafa hikâyesi, Mehmet Selahattin'in bir şiirine konu olmuştur.[kaynak belirtilmeli]

Kaynakça[değiştir | kaynağı değiştir]

  1. ^ "Ahmet Akyol, Atatürk'ün Kenti Yalova, Yalova, 2003, Sayfa 251-253". 20 Mayıs 2013 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Nisan 2009. 
  2. ^ 1927-1938 arasında Atatürk'ün uşaklığını yapmış olan Cemal Granda'ya göre konuşma şöyle cereyan etmiştir: — Adın ne senin?
    — Mustafa...
    — Bu koyunlar kimin?
    — Ağanın...
    — Peki sen kaç paraya çalışıyorsun?..
    — Üç liraya.
    — Sana daha fazla para versem, benim çiftliğime gelir misin?
    — Ağa razı olursa gelirim. Ağanın rızasını alın da ondan sonra...
    — Senin anan, baban yok mu?
    — Yalnız anam var.
    — Bakalım razı olur mu?
    — Onun da rızasını alırsanız razı olur. O zaman ben de çalışır, ona bakarım.
    Atatürk bu sırada cebinden bir sigara çıkarıp çobana uzatır. Çoban onbir-oniki yaşlarındadır. Sigarayı almaz.
    — Sigara içmiyor musun?
    — Daha sırlaşmadım (alışmadım). Bunun üzerine Atatürk cebinden bir 10 lira çıkarıp vermek ister. Çoban bunu da almaz. Bu güzel hali gören Atatürk, parayı alması için ısrar eder. Çoban:
    — Alırım ama, bir şartla, der. Sen de benim vereceğim cevizleri alırsan paranı alırım.
    Atatürk, çobanın cebinden çıkarıp, kendisine uzattığı cevizleri alır, parayı verir...

    Turhan Gürkan, Atatürk'ün Uşağının Gizli Defteri, Fer Yayınları, İstanbul, 1971 s.66-67

Dış bağlantılar[değiştir | kaynağı değiştir]