Mehmed Emin Tokadi

Vikipedi, özgür ansiklopedi

'Mehmed Emin Tokadî (d. 1664 - 1745),[1] tam adı Mehmed Emin b. Derviş Hasan b. Ömer en-Nakkaş et-Tokadî, aslen Tokatlı, lakabı Cemaleddin, künyesi Ebul Emâne ve Ebu Mansur, mahlâsı Âriftir. Dedesi Ömer en-Nakkaş aslen Diyarbakırlı idi. Şeyhi Aziz Mahmud Ermevî'nin ölümü üzerine Tokat'a yerleşmiştir.

İstanbul'a gelişi[değiştir | kaynağı değiştir]

Mehmed Emin Tokadî Efendi küçük yaştan itibaren memleketinde çeşitli hocalardan ders görmüş, zeki ve kabiliyetli olduğu için zahiri ilimlerde kısa zamanda ilerlemişti. Daha ileri derecede ders alacak bir hoca bulamayınca İstanbul'a gitmeyi ve tahsilini sürdürmeye karar verdi. İstanbul'da önce talebelik yaparak, sonra da ders okutarak ve memurluk yaparak takriben 15 sene geçiren Tokadî Efendi, 40 yaşlarında bulunduğu sırada tayini Edirne'ye çıkan Kîsedar Ali Efendi ile birlikte Edirne'ye taşındı.

Edirne'de geçen günleri[değiştir | kaynağı değiştir]

Edirne'de hem görevini sürdürdü hem de Ali Efendi'nin oğlunu okutmaya devam etti. Ancak kısa bir süre sonra Ali Efendi'nin oğlu öldü. Tokadii Efendi bu ölüm olayına çok üzüldüğü gibi haddinden fazla da etkilendi. Hatta bir müddet dışarı çıkmayı terk ederek evine kapandı ve ince tefekkürlerde bulundu. Hayat, ölüm ve ölümden sonraki ahiret hayatı gibi konula üzerinde çok derin düşüncelere daldı. Sonunda, zaten fazla değer vermediği dünya hayatının fani olduğunu çok açık bir şekilde gördü ve dünyaya aşırı derecede bağlanmanın insana fayda değil zarar verebileceğini gördü. Kendisini yeniden hesaba çekti, sonra da tamamen Allah'a yönelmeye karar verdi. Kendini yenileme işni en güzel bir şekilde başarmak için de hacca gitmeye ve her şeye oradan başlamaya niyet etti. Sabahleyin evden çıkıp bir işine giderken yolu Kâdirî dergahının önüne çıktı. Hiç ilgisi bulunmadığı halde dergahın o günkü şeyhi Kasab-zade Mehmed Efendi içeriden kendisini çağırttı ve hacca gideceğini müjdeleyerek hazırlık yapmasını söyledi.

Hacca gidişi ve Mekke'de kalışı[değiştir | kaynağı değiştir]

Bir yıl sonra gerekli hazırlıkları tamamlayarak kafileleriyle birlikte hac yoluna çıktı. Mekke-i Mükerremede hac vazifesini ifa ettikten sonra Kasabzade Mehmed Efendi'nin tavsiyesine uyarak orada bulunan Nakşi şeyhi Ahmed Yekdest Cüryânî'yi buldu ve kendisine intisab etti. Üç yıl sonra Medine-i Münevvere'ye gidip Peygamberin Ravza-i Mutahhara'sını ziyaret etti. Burada büyük manevi feyizler aldıktan sonra Mekke'ye geri döndü. Halini gören Ahmed Yekdest Cüryânî onun manevi açıdan gerekli olgunluğa eriştiğine kani olunca İstanbul'a dönmesine izin verdi.

İstanbul'da hizmet günleri[değiştir | kaynağı değiştir]

İstanbul'da beş sene boyunca Zeyrekte oturan ve ileri gelen şahsiyetlerden biri olan Hüseyin Paşazade Mehmed Efendi'nin evinde misafir kaldı. Bir taraftan kendisini manevi açıdan ilerletti, diğer taraftan sohbet yoluyla dini hizmetlerde bulundu. Şehzade Camii ile Sultan Mahmud Camii'nde ders halkaları kurdu ve kalabalık talebe gruplarına çeşitli dersler okuttu. Birçok tarikat büyüğü ile görüştü ve onlardan manen faydalandığı gibi kendilerine de büyük manevi faydalar sağladı.

Tasavvufi sohbetler yoluyla irşad hizmetleri[değiştir | kaynağı değiştir]

Nakşibendi yolunun ileri gelenlerinden Mevlana Hace Ziyauddin, Halvetiyye'nin büyüklerinden Mevlana Şeyh İsa-yı Mahvî ve Sünbüliyye'nin meşhurlarından Seyyid Nureddin Sünbülî ile görüşüp sohbet ettiği kimselerden bir kısmı olmuştur. Tokadî Efendi bu dönemde Nakşibendiyye Tarikatı yanında Kadiriyye, Şazeliyye ve Şuttari Tarikatlarının büyüklerinden de feyz aldı ve önemli ilerlemeler kaydetti. Bu arada sohbet yolu ile din hizmetlerinde bulundu.

Habeşistan, Kudüs ve Hicaz'da katiplik görevi[değiştir | kaynağı değiştir]

İstanbul'da beş yıl sonra ev sahibi Hüseyin Paşa-zade Mehmed Efendi önce Habeşistan'a, kısa bir müddet sonra da Kudüs Eyaletine vali olarak tayin edilmiş, ancak bir yıl sonra Mekke'ye gönderilerek buranın su yollarını tamir etmekle görevlendirilmiştir. Bu esnada valinin kâtibi olan Tokadî Efendi de hep beraberinde bulundu. Altı sene süren görev boyunca pek çok kimse ile görüştü ve sohbet etti. Bu arada zahiri ve batini ilimlerde büyük merhaleler katetti. Mekke'de devrin önemli şeyhlerinden ve muhaddislerinden Ahmed en-Nahlî el-Mekkî'den hadis dinledi ve rivayet için icazet aldı. Yine görev gereği değişik yerlere yaptığı çeşitli seyahatler esnasında Şeyh Ahmed ed-Dimyatî, Mevlana Hüseyin Alem er-Rufaî ve Şeyh Cum'a gibi önemli tasavvuf erbabı ile görüştü ve onlarda gördüğü pek çok manevi hali şahsında topladı. Medine'de ise özellikle Şeyh Abdurrahim en-Nakşibendî ile çok uzun ve samimi sohetleri olmuş, ayrıca Şeyhul-Harem olan Darus-saade Ağası Hacı Beşir Ağa ile iyi dostluk kurmuştur.

İstanbul'da yerleşik hayata geçişi[değiştir | kaynağı değiştir]

Mekke’de su yollarının tamiri bittikten sonra H. 1129 (M. 1716) senesinde İstanbul’a çağrılan Hüseyin Paşa-zade Mehmed Efendi ile birlikte Tokadî Efendi de İstanbul’a döndü. Burada üç sene süre ile yine Zeyrek – Filyokuşu’ndaki evde misafir olarak kaldı ve irşad hizmetleri ile meşgul oldu. 1132 (1719) yılında Hüseyin Paşa-zade vefat edince bu defa yine Filyokuşu civarından bir ev kiralayarak oraya taşındı. Bir müddet sonra da evlenerek tamamen bu muhite yerleşti ve hizmetlerini devam ettirdi.

Eyüp Sultan'da ve Ravza-i Mutahhara'da türbedarlığı[değiştir | kaynağı değiştir]

Bu sırada Ebu Eyyub el-Ensari’nin türbesine türbedarlık teklifi geldi. O da bu teklifi kabul etti ve bir müddet burada görev yaptı. Bu esnada zaten var olan ziyaretçi akını kat kat artmış ve Eyüp Sultan’ı ziyaret ile birlikte kendisini de görmek için insanlar akın akın buraya yönlenmişti. Gelenler arasında alimler, salihler, dervişler, ve sıradan kimseler olmak üzere her tabakadan insan vardı. Gelen ziyaretçilerden bazısının hallerini ve burada sergiledikleri yanlış davranışları beğenmediği ve durdurmaya da muvaffak olamadığı için birkaç ay sonra bu vazifesinden ayrıldı. Ancak burada gördüğü yakın alaka göz önüne alınarak bu defa Peygamber’in Ravza-i Mutahhara’sında hizmette bulunmak üzere Medine’ye gönderildi. Çok üzün sürmediği anlaşılan Medine’deki vazifesinden sonra yeniden İstanbul’a dönmüş ve aynı muhitte yaşamaya ve irşad hizmetlerini ifa etmeye devam etmiştir.

Aksaray'da kısa süreli misafirliği[değiştir | kaynağı değiştir]

Tokadî Efendi’nin talebesi ve müridi olan Yeğen Mehmed Paşa H. 1150 (M. 1737) yılında Sadrazam olunca hocası ve şeyhine çok yakın ilgi gösterdi ve onu Aksaray’da kendi evinin karşısına bulunan kızına ait bir eve yerleştirdi. Mehmed Paşa’nın zaferle neticelenen Belgrat seferi dönüşü, Tokadî Efendi arzusuna binaen yeniden Filyokuşu’ndaki evine dönmüş ve hayatını orada sürdürmüştür.

Şeyh Ahmed Buhari Tekkesi Postnişinliği[değiştir | kaynağı değiştir]

Şeyh Ahmed Buharî Tekkesi Ayvansaray’da sur dibinde bulunmaktadır. Tokadî Efendi’nin arkadaşlarından Tatar Ahmed Efendi buranın postnişini iken H. 1156 (M. 1743) tarihinde vefat edince devrin Şeyhulislam’ı Mustafa Efendi onun yerine Tokadî Efendi’yi postnişin olarak tayin etmiştir. Ancak Tokadî Efendi bu göreve layık olmadığını ve daha uygun bir kimsenin bulunmasını gerektiğini söyledi. Buna rağmen Şeyhulislam israrlı davrandı ve neticede Tokadî Efendi bu görevi Filyokuşu’ndaki evinden idare etmek şartıyla kabul etti. Burada H. 1158 (M. 1745) yılında ölümüne kadar iki sene postnişinlik yapmıştır.

Ölümü[değiştir | kaynağı değiştir]

Mehmed Emin Tokadi'nin türbesi ve Kur'an okuyan ziyaretçiler.

Zeyrek’te evinin yanında bulunan Pîrî Paşa Medresesi önündeki kabristana gömülmüştür.[1] Makamı Fatih'te Unkapanı'ndan Bozdoğan su kemerine doğru çıkarken sağda kalmaktadır.

Ayrıca bakınız[değiştir | kaynağı değiştir]

Kaynakça[değiştir | kaynağı değiştir]

  1. ^ a b Mehmed Emin Tokadî Efendi - Hayatı, Kişiliği, Eserleri ve Menkıbeler'i, Mehmet Efendioğlu, İstanbul 2000