Hak Dini Kur'an Dili

Vikipedi, özgür ansiklopedi
Hak Dīni Kur'an Dili
YazarMuhammed Hamdi Yazır
DilTürkçe
Sayfa5500

Hak Dini Kur'an Dili, Muhammed Hamdi Yazır tarafından yazılmış Kur'an tefsiri kitabı.[1]

Tarihçe[değiştir | kaynağı değiştir]

Cumhuriyet’in kurulmasıyla birlikte, muasırlaşmanın bir gereği olarak medreseler kapatılmış, yeni eğitim sisteminde din ve Arapça eğitimine son verilmişti. Fakat İslâm kültürünün asırlar önce yerleştiği Türkiye'de dinî ihtiyaçları karşılayacak okulların ortadan kaldırılması, ülkede dinî boşluk meydana getirmişti. Öyle ki, bu boşlukta dinî konularda ehliyetsiz kişilerce ticarî amaçlarla Kur’an tercümeleri hazırlandı. Bunlar arasında Yüce Beyan’ın aslından ziyade Batı dillerindeki tercümeleri esas alınan, tahriflerle dolu çalışmalar da bulunuyordu.[kaynak belirtilmeli]

Konu TBMM’ye taşındı. En azından Kur’an merkezli temel İslamî kültürün millete kendi diliyle öğretilmesine karar verildi. Böylelikle Kur’an ve temel hadis kitaplarının Türkçeye çevrilmesi için Diyanet İşleri Riyâseti görevlendirildi. Dönemin Diyanet İşleri Reisi Rifat Börekçi ve yardımcısı Ahmet Hamdi Akseki’nin ısrarları ile meâl görevi Mehmed Akif Ersoy’a, tefsir görevi de Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır’a verildi.

Bir süre sonra Mısır’a giden Mehmet Akif meâl çalışmasına orada devam etti. Hatta yazdığı meâlleri Elmalılı’ya gönderiyor, o da tefsirine bu meâlleri ekliyordu. Fakat bir süre sonra Mehmet Akif, yazdığı Kur'ân'ın meâlinin ileride Türkçe ibâdet maksadıyla kullanılabileceği endişesi ile geri adım attı ve tamamladığı meâli TBMM’ye vermedi. Bu nedenle meâl yazma işi de Elmalılı Hamdi’ye verildi. Kur'ân'ın tefsiriyle birlikte meâlini de yazan Elmalılı, 1926’da başladığı görevi 1938’de tamamladı.

İslâm âlimleri tarafından en güvenilir Türkçe tefsir olarak kabul edilmektedir.[kaynak belirtilmeli]

Kâzım Karabekir'in belirttiğine göre, Atatürk ona din ile ilgili olarak, dini olanların (bir dine mensup olanların) kazanamayacağını ve fakir kalmaya mahkûm olduklarını söyleyip netice olarak önce din anlayışını kaldırmak gerektiğini söylemiş[2] ve bu sebeple Kur'an'ın anlaşılarak okunmasına önem verip Türkçeye çevrilmesini emretmiştir.[3][4]

Diyanet'le Muhammed Hamdi Yazır arasında imzalanan tefsir protokolü[değiştir | kaynağı değiştir]

  1. Ayetler arasında münasebetler gösterilecek.
  2. Ayetlerin nüzül (iniş) sebepleri kaydedilecek.
  3. Kıraat-ı Aşere'yi (10 okuma tarzını) geçmemek üzere kıraatler hakkında bilgi verilecek.
  4. Gerektiği yerlerde kelime ve terkiplerin dil izâhı yapılacak.
  5. İ'tikat'ta Ehl-i Sünnet ve amelde Hanefî mezhebine bağlı kalınmak üzere ayetlerin ihtivâ ettiği dini, şer'i, hukûkî, içtimaî ve ahlâkî hükümler açıklanacak.
  6. Ayetlerin imâ ve işarette bulunduğu ilmî ve felsefî konularla ilgili bilgiler verilecek. Özellikle tevhid konusunu ihtivâ eden ibret ve öğüt mahiyeti taşıyan ayetler genişçe izâh edilecek.
  7. Konuyla doğrudan ya da dolaylı ilgisi bulunan İslâm Tarihi olayları anlatılacak.
  8. Batılı müelliflerin yanlış yaptıkları noktalarda okuyucunun dikkatini çeken noktalar konularak gerekli açıklamalar yapılacak.

Tefsiri üzerine değerlendirmeler[değiştir | kaynağı değiştir]

Üzerinde değişiklik yönlerinin işlendiği altı yüksek lisans, bir doktora tezi yapılmıştır. Hakkında pek çok sempozyumlarda bildiriler sunulan yapılmıştır.

Ünlü tefsir alimi Hasan Basri Çantay'a göre;

Erkan-ı Harbiye Haritası'nı andıran bir şaheser

Doç. Dr. Abdulvahap Öztürk'e göre;

Elmalı tefsiri ve meali Türkiye için sahasında baş yapıt olduğunda şüphe yoktur. Okuyucularımızın da bunu bildikleri için Elmalı'yı tercih ettiklerini gayet iyi anlıyoruz. Bunda da haklılar. Elmalı, benzetmede hata olmasın, Osmanlı dönemi içindeki benzer eserler arasında diğerlerinki ile Fuzuli'nin eseri gibidir.

İşte bu niteliğinden dolayıdır ki bizim gördüğümüz kadarı ile şu özellikleri taşımaktadır:

  1. Lafızdan çok manaya önem verilmiştir.
  2. Şiirsel bir dille yazılmıştır. Şurası bir gerçektir ki Kur’an-ı Kerim şiir değildir. Ancak kendine has fasıla denen ve düz yazıdaki secileri karşılayan tarafı gayet açıktır. İşte Elmalı Merhum bu ahengi vermek istemiştir. Bunu kitabın her tarafında görmek mümkün olduğu gibi daha çok kısa surelerde açıkça görmekteyiz.
  3. Bir önceki maddedeki şiirselliği korumak için konuşur gibi devrik cümle kullanıyor. Yine bu özelliği kaçırmamak için şiirselliği temin eden kelimeyi kullanıyor, bir kapalılık kalırsa parantez içinde açıklıyor.
  4. Elmalı daha çok Türkçe deyimle karşılık veriyor.

Kaynakça[değiştir | kaynağı değiştir]

  1. ^ "Arşivlenmiş kopya". 16 Şubat 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 21 Ocak 2020. 
  2. ^ Kâzım Karabekir Anlatıyor, Uğur Mumcu, Tekin Yayınevi, 5. Basım, s.40, 1993
  3. ^ "Atatürk'ün Fikir ve Düşünceleri". T.C. Başbakanlık Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Atatürk Araştırma Merkezi Başkanlığı. 27 Ağustos 2013 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 22 Mayıs 2014. 
  4. ^ "Atatürk'ün Kur'an'a Bakışı" (PDF). Osman Zümrüt. Ondokuz Mayıs Üniversitesi. 22 Mayıs 2014 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 22 Mayıs 2014. 

Dış bağlantılar[değiştir | kaynağı değiştir]