DMO (haberleşme)

Vikipedi, özgür ansiklopedi


Direct Mode Operation veya kısaca DMO, TETRA standardında Operation'un kısaltmasıdır. TETRA Baz istasyonlarının kapsamı dışında da terminallerin birbirleri ile haberleşebilmelerini sağlar. Bu modda çalışabilen iki terminalden herhangi biri kapsama alanında ise diğer terminalin kapsama alanıdaki terminal üzerinden TETRA altyapısıyla haberleşebilmesine imkân sağlayabilir. Bu sayede, kapsama alanı sınırlarında, kapsama alanının genişlemesini ve kapsama alanının olmadığı yerlerde de haberleşmenin kullanıcılar arasında devam edebilmesini sağlayan özelliktir.

İlk insanlar çeşitli tehlikelerden korunmak yatacak yer bulmak yiyecek sağlamak için birbirlerinden destek görmek zorundaydılar. Bu da sonradan, konuşma ihtiyacını doğurdu. İlk insanların konuşmaları çok değişikti. Az sayıda kelimeleri bir araya getirerek dertlerini anlatmaya çalışıyorlardı. Başlangıçta bir fikri belirtebilmek için birçok sesleri bir araya getirmeyi denediler. Zamanla belli şeyleri anlatabilmek için daima aynı sesleri kullanmanın gerekli olduğunu düşündüler. Böylece, tek tek kelimeler geldi, bunlar sonradan cümlecikler halini aldı ve çeşitli diller doğdu.

Zaman geçtikçe toplumlar kalabalıklaşıyor, ihtiyaçlar da ona göre artıyordu. Çiftçilik, sürücülük, balıkçılık yaparak geçimlerini sağlayan insanlar, büyük topluluklar halinde birlikte çalışmayı uygun buluyorlardı. Zamanla çeşitli topluluklar arasında ticaret de başladı. Böylece, yeni haberleşme ihtiyaçları ortaya çıkınca, insanlar da daha kolay, daha çabuk haberleşmenin yollarını araştırmaya başladılar. Denizdeki gemilere yol göstermek için kıyılarda ateş yakmak adet oldu. Köyler, kasabalar arasında gidip gelen haberciler türedi. Birbirine yakın köylerde geceleri ateş yakılarak haberleşme sağlandı. Bir süre sonra sert zeminlere bir takım şekiller çizerek haberleşmeyi düşündüler.

Habercinin eline verilen üzeri çizilmiş cisimler, bir nevi mektuptu. Fikirleri resimlerle belirtmek alfabenin icadına yol açtı. Yazının icadından sonra insanlar ellerine geçirdikleri her eşyanın üzerine yazı yazmayı denediler. En sonunda, Mısır'da "papirüs" denilen kağıdın bulunmasıyla önemli bir sorun daha çözülmüş oldu. Kağıdın bulunmasından sonra insanlar yazı yazmayı bir sanat haline getirdiler. Böylece edebiyat doğdu. Edebiyat yolundan haberleşme, çeşitli milletlerin kültür durumları hakkında bilgi edinilmesini sağladı. İnsanlar bu yazılı vesikaları toplayıp saklamaya başladılar. Bu da kütüphanenin temelini teşkil etti. Baskı makinesinin bulunması, haberleşmenin kolaylaşmasında çok önemli rol oynadı. 18. yüzyılda endüstri devri başlayınca, insanlar haberleşmede daha ziyade çeşitli makinelerden faydalanmaya başladılar. Buharla işleyen gemiler, telefon, telgraf, radyo, telsiz, sinema, televizyon haberleşmeyi basit bir hale getirdi.