Aşk Gibi Aydınlık Ölüm Gibi Karanlık

Vikipedi, özgür ansiklopedi
Aşk Gibi Aydınlık Ölüm Gibi Karanlık
Ronî Mîna Evîne, Tarî Mîna Mirinê
YazarMehmed Uzun
ÇevirmenMuhsin Kızılkaya
DilKürtçe
TürRoman
Yayım1998 (özgün)
2000 (Türkçe)
YayımcıAvesta Kitap (Kürtçe)
Gendaş Yayınları (Türkçe)
İthaki Yayınları (Türkçe)
Sayfa358
ISBN975-308-163-4
Seri
Dengbêjlerim Aşk Gibi Aydınlık Ölüm Gibi Karanlık Zincirlenmiş Zamanlar Zincirlenmiş Sözcükler

Aşk Gibi Aydınlık Ölüm Gibi Karanlık (Kürtçe: Ronî Mîna Evîne - Tarî Mîna Mirinê), Mehmed Uzun'un 1998 yılında Avesta Kitap'tan çıkardığı romanıdır. Norveç'in yayınevlerinden Cappelen tarafından Norveç'te de yayımlanan roman Baz ve Kevok adındaki protagonistlerin etrafında şekillenmektedir. Kitabın girişinde Gılgamış Destanı'ndan bir alıntı yapılmıştır. Bin yıldan sonra Baz da, aynı fersahlardan geçerek, Dağlar Ülkesi'ne, "karanlık" diyara doğru yola çıkar, ancak amacı Gılgamış'ın amacıyla aynı değildir. Biri ölümsüzlük otunu arar, öteki koynunda ölümü gezdirir. Bu yüzden amaçları gibi kaderleri de birbirine benzemez. Böylece, roman umutsuzlukla son bulur. Selim Temo'ya göre Baz, Gılgamış'ın aksine “ışığı bulduğu yerde kaybeder”.[1]

Yazar Mehmed Uzun, sonraki yıllarda romanın devamını konu alan bir kitap yazmayı planlasa da buna ömrü yetmedi.[2]

Konu[değiştir | kaynağı değiştir]

Romandaki olaylar "Büyük Ülke" adlı bir yerde geçiyor. Büyük Ülke, sömürgeciliği anlatmak için kullanılan bir alegori. Bir askerî darbeyle iktidarı ele geçiren General Serdar tarafından yönetilen ülke, Kürtlerin sömürgecilik baskısını yaşadığı Kürt bölgesinden, Dağlar Ülkesi'nden oluşmaktadır. Darbe sonrası vatanından sürgün edilen halkın zorunlu değişime maruz bırakılmasının etkileri, Büyük Ülke'nin başkentinde yaşayan, 20'li yaşlarında bir üniversite öğrencisi olan Kevok karakteriyle yansıtılmıştır. Kevok da benzer kaderi paylaşan diğer yurttaşları gibi, anadilinden koparılmış bir şekilde, Fransızca eğitim almaktadır. Büyük Ülkenin ikinci resmî dilinin Fransızca olması emperyalist bir bakış açısı sunuyor. Sömürgeciliğin egemen olduğu böyle bir kültürel ortamda neredeyse asimile olan Kevok'un aksine, sevgilisi Jîr, anadilini bilen ve hükûmet tarafından halkına karşı uygulanan baskıcı rejimin farkında olan genç bir devrimcidir. Jîr ile olan ilişkisi sayesinde zamanla kendi halkının durumunun daha çok farkına varan Kevok, sevgilisinin okulu bırakıp mücadeleye katılmasına daha fazla engel olamaz. Önceleri cesaret edemese de, daha sonra Jîr'i bulmak ümidiyle, Kevok da gerillaya katılarak dağlara çıkar. Bir takım mücadelelerden sonra, Kevok Jîr'in izini bulamaz ve Baz komutasındaki silahlı kuvvetler tarafından ele geçirilir. Baz çok küçükken Dağlar Ülkesi'nde esir alınarak kökenlerinden koparılmış bir askerdir. Özünden habersiz bir şekilde, tamamen farklı bir kültürel ortamda hayatını sürdürmesine rağmen Baz, yine de Kevok ile olan görüşmeleri sırasında gerçek kimliğinin, kendi bildiği gibi olmadığını hisseder. General Serdar'ın sağ kolu olan Baz, gerilla eylemleri nedeniyle, Kevok'u defalarca sorguya çeker ve etnik kimliğinden vazgeçerek itaat göstermeye zorlar. Burada Baz, Türk devletinin sömürgeci iradesini temsil ederken, bu rejime karşı Kürt muhalefetini temsil eden Kevok ise sürekli bir direniş gösterir. İkili, sorgular esnasında politik konular hakkında konuşmaya başladıkça, Baz, mensubu olduğu hükûmetin uyguladığı baskıcı politikanın hiç de adil olmadığını düşünmeye başlar. Roman boyunca bu karakterlerin, tamamen zıt konumlarda olsalar bile, arasındaki sınırların o kadar katı olmadığına vurgu yapılıyor. Zamanla Kevok'a aşık olan Baz, gerçek kimliğini öğrenerek, Kevok'la kaçar. Mücadelelerini son aşamada kaybeden Baz ve Kevok'un mağlubiyeti, Kürt halkının verdiği mücadelenin simgesel bir örneğidir.

Yayımlanma[değiştir | kaynağı değiştir]

Roman, Kürtçe olarak yazıldı. Kürtçeden Türkçeye tercüme edilen ilk roman olan Aşk Gibi Aydınlık Ölüm Gibi Karanlık,[3] Türkçeye Muhsin Kızılkaya tarafından çevrilerek 22 Ocak 2000 tarihinde Gendaş Kültür'ün organize ettiği bir panel ve kokteylle Arkadaş Kitabevi'nde tanıtımı yapıldı.[4][5] Diyarbakır 4 No'lu Devlet Güvenlik Mahkemesi, kitap hakkında toplatma kararı aldı[6] fakat kitap İstanbul'da basıldığı için Diyarbakır DGM'nin toplatma yetkisi olmadığından 4 Şubat 2000'de toplatma kararı iptal edildi. İstanbul Devlet Güvenlik Mahkemesi Savcısı Ali Yorulmaz kitapta "Yasadışı terör örgütüne yardım etmek" suçu işlendiğini iddia ederek yazar hakkında üç ile beş yıl, yayıncı hakkında ise altı aydan az olmamak üzere hapis cezası istedi. 4 Nisan 2001 tarihinde yapılan duruşmada esas hakkında görüş belirten savcı beraat talep etti ve mahkeme heyeti, "isnat edilen suçun oluşmadığına" kanaatine vararak oy birliğiyle beraat kararı verdi.[7][8]

Kaynakça[değiştir | kaynağı değiştir]

  1. ^ Temo, Selim (7 Mayıs 2013) [2 Ekim 2007]. "Mehmed Uzun Romanlarında Anlatıcılar". Cafrande. 7 Mayıs 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 1 Aralık 2020. 
  2. ^ Uzun, Mehmed (2008). Ölüm Meleğiyle Randevu. Derleyen: Muhsin Kızılkaya: İthaki Yayınları. s. 179. ISBN 978-975-273-408-1. 
  3. ^ Atikoğlu, Ayça (16 Şubat 2000). "Kürtçe'den Türkçe'ye ilk kez..." Milliyet. 26 Ekim 2000 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 26 Ağustos 2018. 
  4. ^ Uzun, Mehmed (2008). Küllerinden Doğan Dil ve Roman. İthaki. ISBN 9789752731004. 
  5. ^ Azadiya Welat, Çeviren: Metin Aksoy, 29 Ocak-4 Şubat 2000 tarihli sayısı
  6. ^ Uzun, Mehmed (2002). Zincirlenmiş Zamanlar Zincirlenmiş Sözcükler. İthaki. ISBN 9789752732537. 
  7. ^ Varlık, Yasemin (7 Nisan 2001). "Mehmet Uzuna Beraat". Bianet. 8 Mart 2017 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 8 Mart 2017. 
  8. ^ Nilsson, Henrik (28 Kasım 2003). "Henrik Nilsson läser Mehmed Uzun". Sydsvenskan. 16 Ağustos 2018 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 16 Ağustos 2018.