İçeriğe atla

Yeni Ahit'te Tanrı'nın ismi

Vikipedi, özgür ansiklopedi
(Tanrı'nın ismi Yeni Ahit'te sayfasından yönlendirildi)
Tetragrammaton, Ibranice

Yehova (İbranice: יְהֹוה, YHVH) İbranice Kutsal Yazılarda (Eski Ahit) geçen Tanrı'nın ismidir. İbranice metinde (Biblia Hebraica Stuttgartensia) 6.828 kez geçer.[1] Bu ifade genelde Tetragrammaton ya da Tetragram (sözcük anlamıyla, “Dört harfli”) olarak adlandırılır. Birçok dilbilimcilere göre tanrısal isim „Yehova“ yerine „Yahve“ telaffuz edilmeli.

Ortodoks Yahudiliğin Tanrısal ismi kullanmaması[değiştir | kaynağı değiştir]

Orijinal İbranice metinde Tanrı'nın adı çok sık geçse de, Yahudiler arasında bu adı telaffuz etmenin yanlış olduğu yönünde bir batıl inanç ortaya çıktı. Ortodoks Yahudilerin ne zamandan beri artık Tanrı'nın adını yüksek sesle telaffuz etmeyip onun yerine İbranice sözcükleri ʼelohím (Tanrı, ʼelṓah'ın çoğulu [görkem, yücelik veya egemenlik çoğulu]) ve ʼadhonáj (Egemen Rab) koyduklarını belli değildir.

Tanrısal ismin kullanılmamasının nedeni[değiştir | kaynağı değiştir]

Lakiş mektuplarının bir fragmanı

Tanrısal ismin kullanılmamasının nedenine gelince iki görüş yaygındır:

• Bazıları, adın kusurlu dudaklardan telaffuz edilemeyecek kadar kutsal olduğuna inanıyordu. Muhtemelen en azından kısmen, Üçüncü Emrin "Tanrın Yehova’nın adını boş yere ağza almayacaksın" sözleri yanlış uygulandı (Çıkış 20:7).

10 emirden üçüncüsü elbette Tanrı adının kullanımına karşı değildi. İbranice Kutsal Yazılarda, Tanrı'nın gerçek bir hizmetçisinin bu ismi telaffuz etmekte tereddüt ettiğine dair hiçbir belirti yok. İsmin İbranice Kutsal Yazılarda (M.Ö. 1513 - yaklaşık M.Ö. 443) neredeyse 7.000 kez geçmesi, bu değerlendirmeyi kanıtlıyor.

Örneğin Lakiş mektupları gibi Kutsal Kitap'a ait olmayan ve Filistin'de olağan yazışmalarda kullanılan İbranice yazılı belgeler, adın M.Ö. 7. yüzyılın ikinci yarısında kullanıldığını doğrular.

Lakiş mektupları
Tanrı'nın adının kullanımına ilişkin Kutsal Kitap dışı bir örnek, "Lakiş mektupları"dır. Çömlek parçalarına yazılan bu mektuplar, 1935 ile 1938 yılları arasında İsrail tarihinde önemli bir rol oynayan müstahkem bir şehir olan Lakiş'in harabelerinde keşfedildi. Görünüşe göre M.Ö. 7. yüzyılın sonlarında İsrail ve Babil arasındaki savaş sırasında bir Yahudi karakolunda bulunan bir subay tarafından Ja'oş adlı şefine yazılmıştır.
Okunabilir 8 parçadan 7'si mesajına “jhvh efendimin şimdiki zamanda sağlık görmesini sağlasın.” selamlama ile başlar. Toplamda, 7 mesajda Tanrı'nın adı 11 kez geçiyor, bu da Tanrı'nın adının M.Ö. 7. yüzyılın sonlarına doğru kullanıldığını açıkça gösteriyor.

• Diğer bir görüşe göre, Yahudiler Yahudi olmayanların bu ismi bildiğini ve muhtemelen kötüye kullanmasını önlemek istediler.

Ancak bu görüş de Kutsal Kitap tarafından desteklenmemektedir. İşaya 12:4'te (yaklaşık M.Ö. 730) şunlar yazılıdır: “O’na adıyla yakarın. Halklara O’nun işlerini bildirin. İsminin yüceliğini duyurun. Yehova’ya ilahiler söyleyin, çünkü olağanüstü işler yaptı. Bu bütün dünyada bildiriliyor.” Tanrı'nın adı Yahudi olmayan halklar arasında da duyurulacaktı.

Tanrısal ismin kullanılmamasının var sayılan başlangıcı[değiştir | kaynağı değiştir]

  • Bazı bilginler, tanrısal ismin telaffuz etmesinin yanlış olduğu yönündeki batıl inancın izini Babil sürgününden (M.Ö. 607-537) sonrasına kadar sürüyorlar. Bu teori, İbranice Kutsal Yazıların sonraki yazarlarının Tanrı'nın ismini daha az kullanacağı varsayımına dayanmaktadır. Sürgünden sonraki kitapların tümü bu görüşü desteklemez. Örneğin Malaki, İbranice Kutsal Yazıların son kitaplarından biri olarak (M.Ö. 5. yüzyılın ikinci yarısında) yazılmış gibi görünüyor, ancak Tanrı adına çok büyük bir değer veriyor. Tanrı'nın adı dört bölümde 41 defa geçmektedir. Başka sürgün sonrası kitaplar Haggay (2 bölüm) ve Zekeriya'dır (14 bölüm). Tanrı'nın adı Haggay'da 29, Zekeriya'da 106 kez geçer. Tanrı'nın adı sadece Ester kitabında bulunmaz.
  • Ayrıca birçok referans eserinde adının M.Ö. 300 civarında kullanım dışı kaldığını varsayılmaktadır. İbranice Kutsal Yazıların M.Ö. 280 civarında başlamış olan Yunanca çevirisi olan Septuagint'te tetragramın (veya başka bir yazıya çevrilmiş bir formun) varsayılan yokluğunda bu tarih için bir ipucu görüldü. Septuagint'in bugün bilinen en eksiksiz el yazısı kopyalarının, tetragramın yerine Yunanca Kýrios (Rab) veya Theós (Tanrı) kelimelerini koyma geleneğini tutarlı bir şekilde takip ettiği doğrudur. Bununla birlikte, bu daha genişçe el yazmaları sadece M.S. 4. ve 5. yüzyıllara geriye uzatmaktadır.

Aşağıdaki kodeksler bu elyazmalarına aittir:

  • Kodeks Sinaiticus, 4. yüzyıl
  • Kodeks Vaticanus 1209, 4. yüzyıl
  • Kodeks Alexandrinus, 5. yüzyıl
Fouad papirüsü, M.Ö. 2./1. yüzyıl

Bununla birlikte, geçen yüzyılda, Septuagint'in en eski kopyalarının tanrısal ismi içerdiğini kanıtlayan, parçalar şeklinde de olsa daha eski kopyalar keşfedildi. Bir papirüs rulosunun bu parçaları - bunlar Fouad papirüslerinin listesinde 266 numara ile kaydedildi[2] ve Musa'nın 5. kitabının bir bölümünü içerir - tetragramı olduğu her yerde gösterir. İbranicenin orijinal metni İbranice kare yazıyla görünür. Bilim adamları bu papirüsü M.Ö. 1. yüzyıla tarihlenir. Septuagint'in bu el yazısı, daha önce bahsedilen ve artık Tanrı'nın adını içermeyen daha sonraki el yazmalarından dört veya beş yüzyıl önce yazılmıştır. Septuagint'in şu fragmanları ve İbranice Kutsal Yazıların erken Yunanca çevirileri tanrısal ismini içermektedir:

1. LXXP. Fouad Inv. 266: 117 fragman (M.Ö. 1. yüzyıl) Papirüs Fouad 266'da Tetragrammaton Kanunun Tekrarı kitabının tespit edilmiş olan 49 yerinde bulunur. Tanrı'nın ismi Yunanca metinde İbranice kare yazısıyla şu yerlerde yazılmıştı: Kaanunun Tekrarı 18:5, 5, 7, 15, 16; 19:8, 14; 20:4, 13, 18; 21:1, 8; 23:5; 24:4, 9; 25:15, 16; 26:2, 7, 8, 14; 27:2, 3, 7, 10, 15; 28:1, 1, 7, 8, 9, 13, 61, 62, 64, 65; 29:4, 10, 20, 29; 30:9, 20; 31:3, 26, 27, 29; 32:3, 6, 19.

Bu derlemede tetragram, Kanunun Tekrarı kitabının 49 tanımlanan yerlerinde geçmektedir. Ayrıca tetragram bu koleksiyonda tanımlanamayan parçalarda, yani 116, 117 ve 123 numaralı fragmanlar üç kez bulunur. Mısır'da bulunan bu papirüs, M.Ö. 1. yüzyıla tarihlenir.

Bu papirüsün bir parçası 1944'te W. G. Waddell tarafından yayınlandı.[3] 1948'de Kahire'de (Mısır) Watch Tower Bible and Tract Society'nin iki temsilcisi, papirüsün 18 parçasının fotoğraflarını alabildi ve bunları yayınlamak için izin aldı. Sonuç olarak, bu parçalardan 12 tanesi New World Translation of the Christian Greek Scriptures, 1950, s. 13, 14'te yayınlandı. Bu yayındaki fotoğraflara dayanarak aşağıdaki üç çalışma hazırlanmıştır:

1. A. Vaccari: „Papiro Fuad, Inv. 266. Analisi critica dei Frammenti pubblicati in: ‚New World Translation of the Christian Greek Scriptures‘.[4]

2. W. Baars: „Papyrus Fouad Inv. No. 266“[5]

3. George Howard: „The Oldest Greek Text of Deuteronomy“[6]

Paul E. Kahle, bu papirüs üzerine bir yorumda[7] şöyle yazmıştır: “G. D. KILPATRICK'e bunun bazı başka parçalarının Amerika'da olduğuna işaret ettiği için müteşekkirim. ... yeniden üretildi; hepsi tetragram sunuyor. [Yunanca Kutsal Yazıların Yeni Dünya Çevirisi, 1950, kanıt olarak bir dipnotta verilmiştir.] Roma'daki Papalık İncil Enstitüsü'nden A. VACCARI'ya bu papirüs metninin karakteri hakkında bir bilirkişi raporunu sordum. ... Gösterdiği şey, önümüzde Septuagint metnini Kodeks Vaticanus'tan ve onun en yakın akrabalarından daha güvenilir bir biçimde sunan ve yine Vaticanus'tan 400 yıldan fazla bir zaman önce yazılmış olan bir Grekçe Kutsal Kitap metninin var olmasıdır."[8]

LXXP. Fouad Inv. 266'nın 117 fragmanı Études de Papyrologie eserinde[9] yayınlandı. Zaki Aly ve Ludwig Koenen, papirüsün tüm parçalarının fotoğraf baskısını Three Rolls of the Early Septuagint: Genesis and Deuteronomy başlığı altında yayınladı.[10]

2. LXXVTS 10a: M.Ö. 1. yüzyılın sonu

Septuagint'ın bu fragmanı Tanrısal ismi antik İbranice karakterlerde Tetragram ile aşağıdaki yerlerde verir: Yunus 4:2; Mika 1:1, 3; 4:4, 5, 7; 5:4, 4; Habakkuk 2:14, 16, 20; 3:9; Tsefanya 1:3, 14; 2:10; Zekeriya 1:3, 3, 4; 3:5, 6, 7.

Bu rulo Yahuda çölünde olan bir mağarada (Nahal Hever) bulundu. Rulonun fragmanları Supplements to Vetus Testamentum'da yayınlandı.[11]

3. LXXIEJ 12: M.Ö. 1. yüzyılın sonu

Bu parşömen fragmanı Yunus 3:3'ü içerip Tanrısal ismi antik İbranice karakterlerde Tetragram ile gösterir. Fragman Yahuda çölünde olan bir mağarada (Nahal Hever) bulundu. Israel Exploration Journal'da yayınlandı.[12]

4. LXXVTS 10b: M.S. 1. yüzyılın ortası

Parşömen rulosunda Tanrı'nın ismi antik İbranice karakterlerde Tetragram ile şu yerlerde bulunur: Zekeriya 8:20; 9:1, 1, 4. Yahuda çölünde olan bir mağarada (Nahal Hever) bulundu. Supplements to Vetus Testamentum'da yayınlandı.[13]

5. 4Q LXX Levb: M.Ö. 1. yüzyıl

Bu papirüs el yazması tanrısal ismi Levililer 3:12 ve 4:27'de Yunanca IAŌ harfleri olarak kapsar. O Kumran'da (Qumran) mağara No. 4'te bulundu. Bu el yazmasının bir ön tartışması Supplements to Vetus Testamentum'da yayınlandı.[14]

6. LXXP. Oxy. VII.1007: M.S. 3. yüzyıl

Bu parşömen parçası Tanrı'nın Başlangıç 2:8 ve 18'de geçen ismi iki Jōdh ile gösterir. Bu parşömen yaprağı The Oxyrhynchus Papyri eserinde Arthur S. Hunt tarafından yapılan çeviriler ve yorumlarla yayınlandı.[15]

7. AqBurkitt: 5. yüzyılın sonu / 6. yüzyılın başlangıcı

Aquila tercümesinin Yunanca metninin fragmanları 1. Kırallar 20:13, 13, 14 ve 2. Krallar 23:12, 16, 21, 23, 25, 26, 27'deki ayetlerde antik İbranice karakterlerde Tetragrammaton'u içermektedir. Fragmanlar F. Crawford Burkitt tarafından Fragments of the Books of Kings According to the Translation of Aquila eserinde yayımlandı.[16] Fragmanlar Kahire'de bir sinagogda bulundu.

8. AqTaylor: 5. yüzyılın sonu / 6. yüzyılın başlangıcı

Bu da Aquila'nın çevirisinin fragmanlarıdır. Tanrı'nın ismi (יְהֹוה) antik İbranice karakterlerle şu yerlerde bulunur: Mezmur 91:2, 9; 92:1, 4, 5, 8, 9; 96:7, 7, 8, 9, 10, 13; 97:1, 5, 9, 10, 12; 102:15, 16, 19, 21; 103:1, 2, 6, 8.

Fragmanlar C. Taylor tarafından Hebrew-Greek Cairo Genizah Palimpsests eserinde yayımlandı.[17]

9. SymP. Vindob. G. 39777: M.S. 3./4. yüzyıl

Bu fragman Symmachos'un tercümesinin bir parşömen rulosuna aittir ve Yunanca metinde Tetragram (יְהֹוה) Mezmur 69:13, 30, 31'de (LXX: Mezmur 68:13, 30, 31) geçer. Rulo Viyana'daki Österreichische Nationalbibliothek'te saklanır. Dr. Carl Wessely tarafından Studien zur Palaeographie und Papyruskunde eserinde yayımlandı.[18]

10. Ambrosiana O 39 sup.: 9. yüzyılın sonu

Bu kodeks 5 sütundan oluşur:

1. İbranice metnin Yunanca transkripsiyonu
2. Aquila'nın Yunanca tercümesi
3. Symmachos'un Yunanca tercümesi
4. Septuagint tercümesi
5. Quinta'nın Yunanca tercümesi

Tüm beş sütunda Tanrısal isim şu ayetlerde bulunur: Mezmur 18:30, 31, 41, 46; 28:6, 7, 8; 29:1, 1, 2, 2, 3, 3; 30:1, 2, 4, 7, 8, 10, 10, 12; 31:1, 5, 6, 9, 21, 23, 23, 24; 32:10, 11; 35:1, 22, 24, 27; 36:(başlık), 5; 46:7, 8, 11; 89:49 (sütun 1, 2 ve 4), 51, 52. Palimpsestin faksimile baskısı Giovanni Mercati tarafından yayınlandı[19]

Septuagint'in en eski parçalarının aslında İbranicede Tanrı'nın Adını içerdiği gerçeği hakkında yorum yapan Dr. P. Kahle şunları söyledi: “Artık biliyoruz ki, Yahudiler tarafından Yahudiler için yazılan Yunanca Kutsal Kitap metinlerinde [Septuagint], Tanrı ismi Kyrios olarak tercüme edilmedi, ancak İbranice harflerde Tetragrammaton olarak korundu. Tanrı'nın İbranice adıyla artık hiçbir şey yapamayacakları zaman Hristiyanlar Kyrios'u bu ismin yerine koydular."[20]

Sonuç: Listelenen on parça, İbranice metni Yunancaya çeviren çevirmenlerin, İbranice metinde geçtiği yerlerde Tanrı'nın ismini kullandığını açıkça göstermektedir. Ek olarak, Zekeriya 9:4'te Tetragramın ortaya çıkması, Yahudi Sopherim'in İbranice metinde 134 yerde Tetragramı ʼadhonáj (Egemen Rab) ile değiştirdiği iddiasını doğrular.

Septuagint'in sonraki metinlerde (M.S. 3. yüzyıl) çevirmenler Tanrısal ismin yerine kyrios (Rab, Efendi) ya da theos (Tanrı) koydular.

Tanrısal ismin kullanılmamasının başlangıcı[değiştir | kaynağı değiştir]

Septuagint'in parçaları ve Kutsal Kitap'ın İbranice metninin diğer çevirileri, Tanrısal ismi temsil eden dört İbranice harfin, Septuagint'in bazı baskılarında ve diğer çevirilerde Yunanca Kutsal Yazıların yazılmasından yüzyıllar sonra kullanıldığını kanıtlıyor. Bu nedenle, Tanrı'nın adının - en azından yazılı olarak – milattan önceki zamanda artık bilinmediği veya artık kullanılmadığı varsayımı için geçerli hiçbir argüman yoktur.

Tanrı'nın adına karşı batıl bir tutumun ilk tarihsel kanıtını M.S. 1. yüzyılda bulunabilir.

  • Kâhin ailesinden gelen Yahudi tarihçi Josephus, incelemelerinden birinde Tanrı'nın yanan çalıda Musa'yla konuştuğu olaydan bahsetmiştir: “Orada Tanrı, daha önce kimseye vahyedilmemiş olan adını ona bildirdi. Ama bu ismi telaffuz etme iznim yok."[21]

Josephus'un Tanrı'nın adının Musa'dan önce bilinmediği iddiasının yanlış olduğu gerçeği bir yana, 1. yüzyıl Yahudilerinin Tanrı'nın adının telaffuzu veya kullanımı hakkında genel olarak nasıl düşündüklerini ayrıntılı olarak açıklamamaktadır.

  • Buna karşılık, bir haham öğretileri ve gelenekleri koleksiyonu içeren Yahudilerin Mişnası biraz daha açıktır. Bu koleksiyonun bileşimi, M.S. 2. ve 3. yüzyıllarda yaşamış olan prens Rabbi Yehuda'ya atfedilir.

Mişna'nın bir kısmı açıkça Yeruşalim'in ve mabedinin M.S. 70 yılında yıkılmasından önceki koşullarla ilgilidir. Bununla birlikte, bir bilgin Mişna hakkında şunları yazıyor: “Mişna Geleneğinde kayıtlı herhangi bir olayın tarihsel değerini belirlemek son derece zordur. Diğer zamanların anılarını karartabilecek veya çarpıtabilecek zamanın geçişi; iki isyan ve iki Roma zaferinin yol açtığı siyasi ayaklanmalar, değişimler ve karışıklıklar; Ferisiler tarafından yüksek tutulan (ve görüşleri Mişna'da yer alan) ve Sadukiler'inkilere karşı standartlar . . . - bunlar Mişna'nın konumunu değerlendirmek için tartılması gereken faktörlerdir. Ayrıca, Mişna'nın içeriğinin çoğu, biçim uğruna yazılmış ve tarihsel gerçekleri iletmekle daha az ilgili olan daha çok bilimsel bir incelemedir.”[22] Mişna'da kayıtlı Tanrı'nın İsminin telaffuzuyla ilgili bazı gelenekler şunlardır:

  • Yıllık Kefaret Günü ile bağlantılı olarak, Joma 6:2 şöyle der: “Fakat kâhinler ve halk, başkâhinin Yahve'nin adını açıkça söylediğini duyar duymaz eğildiler, yere kapanıp bağırdılar, yüzleri yerdeyken seslendiler: 'Her zaman ve sonsuza dek krallığının şanlı adı kutsanmış olsun'”:[23]* Kâhinlerin günlük kutsamaları hakkında Sota 7:6'da şöyle okunabilir: "Kutsal yerde [tapınak] isim yazıldığı gibi telaffuz edilir, ancak kırsal bölgede dolaylamaya göre":[24]* Sanhedrin 7:5'e göre, Tanrı'ya küfreden biri, adını açıkça telaffuz ettikçe suçlu bulundu. Birinin küfretmekle suçlandığı bir dava sırasında, tüm tanıklar sorguya çekilinceye kadar bir dolaylama ya da bir yedek isim kullanıldığını söylemeye devam ediyor; daha sonra baş tanık bir kenara çekildi ve muhtemelen Tanrı'nın adını kullanarak duyduklarını açıkça belirtmesi istendi.
  • Sanhedrin 10: 1 “gelecek dünyada hiçbir yeri olmayanları” listeler ve ardından şöyle açıklanır: “Abba Saul diyor ki: Tanrı'nın adını harfleriyle anan bile”:[25]* Mişna'nın ilk bölümünde ayrıca açık bir emir de bulunur: "Herkes komşusunu ' [Tanrı'nın] adıyla selamlasın"; daha sonra Boaz'ın örneğine (Rut 2:4) atıfta bulunulur.[26]

Bu geleneksel inanışlar, M.S. 70 yılında Yeruşalim'in mabedinin yıkılmasından bir süre önce, Tanrısal ismin kullanılmasından kaçınmak için batıl bir eğilim olduğunu gösteriyor. Ancak o zaman bile, Tanrı'nın adı yerine bir dolaylama veya yedek bir adın kullanılması gerektiğini söyleyenler öncelikle kâhinlerdi ve bu yalnızca kırsal yerlerde.

Sonraki yüzyıllarda, İbranice Kutsal Yazıları orijinal dilde okurken, Yahudiler artık Tetragramla temsil edilen Tanrı'nın adını telaffuz etmediler, bunun yerine ʼadhonáj (Egemen Rab) veya ʼelohím (Tanrı) yerine geçtiler. Bu, M.S. birinci binyılın ikinci yarısında seslendirme kullanılmaya başlandığında, Yahudi kopyacıların Tetragrama ʼadhonáj veya ʼelohím terimlerinin sesli harflerini eklemesi gerçeğiyle doğrulanır. Açıkça, okuyucuyu ilahi isim yerine bu kelimeleri telaffuz etmesi gerektiği konusunda bilinçlendirmek istediler. İbranice Kutsal Yazıların Yunanca çevirisi olan Septuagint'in sonraki kopyalarında, okuyucu Tetragram yerine sadece kyrios ve theós'u buldu.

Tanrı'nın adını telaffuz etmenin yanlış olduğu yönündeki batıl inanç, Yahudilerin konuşurken artık Tanrı'nın adını kullanmamaları sonucunu doğurdu, bunun üzerine Tanrı'nın kişisel adı İbranice Kutsal Yazıların Yunanca el yazmalarından da kaldırıldı.

Sonuç: Tanrı'nın adının kullanılmasını yasaklayan batıl inancı M.S. 1. veya 2. yüzyıldan önce tarihlendirmek için makul bir neden yoktur.

Tanrı'nın isminin yerine 'Rab' kavramının kullanılması[değiştir | kaynağı değiştir]

  • M.S. 2. yüzyılda Aquila, Tetragramın hâlâ İbranice karakterlerle göründüğü Yunanca çevirisini hazırladı.
  • M.S. 245 civarında, ünlü bilgin Origenes, kanonik İbranice Kutsal Yazıların 6 sütun halinde bir tercümesi olan Hexapla'sını yaptı:
1. İbranice veya Aramice orijinal
2. Yunanca bir transkripsiyon
3. Aquila'nın Yunanca çevirisi
4. Symmachos'un Yunanca çevirisi
5. Septuagint
6. Theodotion'un Yunanca çevirisi

Profesör W. G. Waddell, bugün bilinen Hexapla parçalarının araştırmalarının sonucu hakkında şunları yazdı: "Origenes'in Hexapla'sında . . . Aquila ve Symmachos'un Yunanca çevirileri ve LXX (Septuagint) YHVH'nin yerlerinde ΠΙΠΙ yazarlar; Hexapla'nın ikinci sütununda Tetragrammaton İbranice karakterlerle yazılmıştır.”[27]

Diğer bilim adamları, Origenes'in Hexapla'sının orijinal metninde, tüm sütunlarda Tetragram için İbranice karakterlerin kullanıldığını varsaymaktadır. Origenes'in kendisi şöyle demiştir: "Daha özenli el yazmalarında bu isim İbranice harflerle yazılmıştır, ancak modern olanlarla değil, eski olanlarla."[28]

  • M.S. 4. yüzyılda Latinceye tercümesi olan Vulgata'yı yaratan Hieronymus, Samuel ve Krallar kitaplarına yazdığı önsözde şunları yazdı: “Ve Tanrı'nın adını, Tetragrammaton'u (yani, יהוה), belirli Yunanca ciltlerde bugüne kadar bile eski harflerle ifade edilmiş buluyoruz.”

M.S. 384'te Roma'da yazılan bir mektupta Hieronymus şunları yazdı: “Dokuzuncu [Tanrı'nın adı], ... [anekphṓnēton] demek ki ağza alınmaz saydıkları Tetragrammaton'dur; ve şu dört harfle yazılmıştır: Jod, He, Wau, He. Karakterlerin benzerliğinden dolayı bazı cahiller genellikle Yunanca kitaplardaki İbranice harfleri ΠΙΠΙ gibi okudular (Roma harfleri PIPI'ya karşılık gelen Yunan harfleri).”[29]

Sonuç: Milattan yüzyıllar sonra, İbranice Kutsal Yazıların Yunanca çevirilerinin metninde birçok yerde Tanrı'nın adı İbranice harflerle geçer.

Yeni Ahit'in yazarları ve Tanrı'nın ismi[değiştir | kaynağı değiştir]

Yeni Ahit'in yazarlarının tutumu[değiştir | kaynağı değiştir]

M.S. 1. yüzyılda İsa Mesih ve öğrencileri hem İbranice Kutsal Kitap metnine hem de Yunanca Septuagint tercümesini kullanabildiler. Her ikisi de tanrısal ismi içeriyordu. Dolayısıyla, İsa ve öğrencileri Kutsal Yazıları ister İbranice ister Yunanca okudukları ya da onlardan iktibas ettikleri zaman Tanrı’nın ismiyle karşılaşıyorlardı.

Tanrı'nın adını kullanmama geleneğinin M.S. 1. yüzyılda yaygın olduğunu varsaysak bile, Yunanca 27 Kutsal Yazının yazarları, Tanrı'nın adının kullanımıyla ilgili olarak Yahudi ruhani liderlerin aşırı görüşünü benimser miydi? Cevap 'hayır' olmalı.

Kutsal Kitap'ın orijinal Yunanca el yazmalarında Tanrı'nın isminin geçtiğini gösteren ikna edici kanıtlar var:

  • İsa, din adamlarının dinsel geleneklerini şu sözlerle kınadı: “İsa şu karşılığı verdi: “İşaya peygamberin siz ikiyüzlüler için yazdığı şu sözler ne kadar yerinde: ‘Bu halk dudaklarıyla beni sayar, fakat yürekleri benden çok uzaktır. Bana ibadet edip duruyorlar ama boşuna; çünkü öğreti olarak insan emirlerini öğretiyorlar.’ Sizler Tanrı’nın emirlerini bırakıp insan geleneklerine bağlanıyorsunuz. Sonra şöyle devam etti: “Kendi geleneklerinizi korumak için Tanrı’nın emirlerini bir kenara itmeyi iyi bilirsiniz.”(Markos 7:6-8)
  • İsa'nın kendisi, Tanrı'nın adının kullanılması konusunda en iyi örneği verdi. Örnek duasını şu sözlerle başladı: “Göklerdeki Babamız, ismin kutsal kılınsın.” (Matta 6:9) Tanrı'nın adı artık bilinmeseydi ya da İsa, Tanrı'nın adının bazı unvanlarla değiştirilmesinin uygun olduğu görüşünde olsaydı, sözleri anlamsız olurdu.
  • İsa dualarından birinde Tanrı'ya şöyle dedi: “Ben de Senin adını onlara bildirdim ve bildireceğim ki, bana duyduğun sevgi onlarda da olsun, ben de onlarla birlik içinde olayım.” (Yuhanna 17:26) İsa bu sözlerle Tanrı'nın adını kullandığını ve hatta diğer insanlara tam anlamıyla bildirdiğini açıkladı. Yunanca metni yazan öğrencileri onun örneğini izlediler (Yuhanna 13:15).
  • İsa'nın Tanrı'nın adını telaffuz etmesine bir örnek: Nasıra'daki havradayken kendisine İşaya peygamberin tomarı verildi. Şu sözleri okudu: “Yehova’nın (İbranice'de Tanrı'nın adı יהוה [YHWH]) ruhu üzerimdedir. Çünkü O beni, yoksullara müjdeyi vermem için meshetti" (Luka 4:18; İşaya 61:1, 2). İsa, İbranice bir tomardan okuduğu için Tanrı'nın adını dile getirdi.

Sonuç: M.S. 1. yüzyıldaki Kutsal Kitap yazarları, hem İbranice Kutsal Yazılara hem de Septuagint'in ilk nüshalarına erişebildiler ve bunların hepsi Tanrı'nın adını içeriyordu. İsa'nın öğrencileri, Tanrı'nın ismine büyük saygı duyan öğretmenleri ve efendileri İsa Mesih'i örnek aldılar. M.S. 1. yüzyılda Tanrı'nın adını kullanmama geleneği yaygın olsaydı bile, İsa'nın düşmanlarının aşırı görüşü benimseyecekleri ve bunun Tanrı'nın adının yerine kendi yazılarında yedek terimler kullanacakları düşünülemez.

İsa'nın öğrencilerinin yazıları[değiştir | kaynağı değiştir]

Tüm elçilerin ve yakın arkadaşları olan Yunanca Kutsal Yazıların yazıcılarının Tetragram kullandığına dair tarihsel işaretler var.

M.S. 4. yüzyılda Vulgata'nın yazarı Hieronymus De viris inlustribus (Ünlü Adamlar Üzerine) eserinde şöyle yazdı: “Aynı zamanda Levi olan ve vergi tahsildarından elçiye geçen Matta, önce sünnetli olan inananların yararına önce Yahudiye'de İbrani dilinde ve (İbrani) karakterlerle Mesih hakkında bir İncil yazdı. Kimin daha sonra Yunancaya çevirdiği kesin olarak belirlenemez. Bu arada İbranice (İncil), şehit Pamphilus'un büyük ölçüde zenginleştirdiği Sezariye kütüphanesinde bugüne kadar korunmuştur. Suriye'nin Beroea kentinde bu cildi kullanan Nasıralı tarafından onu kopyalama izni bana verildi.”[30]

Matta İncili, İbranice Kutsal Yazılardan yüzden fazla alıntı içerir. Alıntılarda ilahi ismin geçtiği her yerde, Matta Tetragramı İbranice İnciline dahil etme sorumluluğuna sahipti. İncil daha sonra Yunancaya çevrildiğinde, Tetragram, zamanın geleneğine uygun olarak Yunanca metnin ortasında çevrilmeden kaldı. Bazı Kutsal Kitap yorumcuları tarafından, raporunu İbranice olarak derledikten sonra, Matta onu Yunancaya çevirdiğine inanılır.

İbranice Kutsal Yazılardan 11 alıntı, Tanrı'nın יהוה (YHWH) adını içerir: Matta 3:3; 4:4, 7, 10; 5:33; 21: 9, 42; 22:37, 44; 23:39; 27:10.

Sadece Matta değil, Yunanca Kutsal Yazıların tüm yazarları, İbranice metinden veya Tanrısal ismin içinde geçtiği Septuagint'ten alıntıladılar.

Örneğin, Elçilerin İşleri 3:22'ye göre Petrus, Kanunun Tekrarı 18:15'ten alıntı yaptı. Şöyle dedi: “Musa şöyle demişti: ‘Yehova (İbranice'de Tanrı'nın adı יהוה [YHWH]) Tanrı size kardeşleriniz arasından benim gibi bir peygamber çıkaracak. Onun size söyleyeceği her şeyi dinlemelisiniz.” (Elçilerin İşleri 3:22) Peygamber Musa yaklaşık 1.500 yıl önce şu peygamberlikte bulundu: “Tanrın Yehova (İbranice'de Tanrı'nın adı יהוה [YHWH]) size aranızdan, kendi kardeşlerinizden benim gibi bir peygamber çıkaracak (onu dinlemelisin).” (Kanunun Tekrarı 18:15)

Orijinal İbranice metinde bu ayette (Kanunun Tekrarı 18:15) Tanrı'nın adı geçmektedir. Tetragram, Kanunun Tekrarı 18:15'te yalnızca orijinal metinde değil, aynı zamanda M.Ö. 1. yüzyıldan kalma Septuagint'in bir papirüs parçasında da görülür. (LXXP. Fouad Inv. 266). Petrus, Mesih'in bir takipçisi olarak kuşkusuz Tanrı'nın adını kullandı. Petrus'un konuşması daha sonra kaleme alındığında, Tetragram M.Ö. birinci yüzyılın ve M.S. birinci yüzyılın adetlerine göre bu yerde (Elçilerin İşleri 3:22) kullanıldı.

Kutsal Kitap bilgini George Howard (Georgia Üniversitesi'nde [ABD]), Yunanca Kutsal Yazılarda Tetragramın kullanımı hakkında şunları yazdı: “Mısır'daki ve Yahudiye çölündeki son keşifler, bize Tanrı'nın adının Hristiyanlık öncesi zamanlarda kullanımı hakkında ilk elden fikir veriyor. Bu keşifler Yeni Ahit'in incelenmesi için önemlidir, çünkü en eski Hristiyan yazılarına edebi bir analoji sağlarlar ve belki de Yeni Antlaşma yazarlarının ilahi ismi nasıl kullandıklarını açıklarlar. Sonraki sayfalarda, Tanrı'nın isminin (יהוה ve kısaltmaları) aslında Eski Ahit'ten olan Yeni Ahit alıntılarla ve Eski Ahit'e yapılan atıflarda yazıldığına ve daha sonra en çok yerine geçen κς (Kyrios'un kısaltması, Rab) ile değiştirildiğine dair bir teori sunacağız. Bize göre, Tetragramın kaldırılması, Yeni Ahit'in metninin el yazmaları geleneğinde yansıtıldığı gibi, milletlerden gelen ilk Hristiyanların 'Rab Tanrı' ve 'Rab Mesih' arasındaki ilişki hakkındaki anlayışında bir kafa karışıklığına yol açtı."[31]

Bu görüş bir "teori" olarak değil, Kutsal Kitap el yazmalarının iletilmesiyle bağlantılı tarihsel gerçeklerin bir sunumu olarak görülmelidir.

Hristiyanların Tanrısal ismi kullanmaması[değiştir | kaynağı değiştir]

Yunanca Kutsal Yazıların mevcut eski el yazmalarında Tanrısal ismin tam biçiminde yer almamasının nedeni olarak, Yunanca Kutsal Yazıların yazarlarının İbranice Kutsal Yazılardan alıntılar yaparken Septuagint tercümesini kullanıp bu çeviride -düşünüldüğü gibi- Tanrısal isim geçmediği için Tanrı'nın adını yazmadıkları uzun zamandır ileri sürüldü. Ancak, üstte gösterildiği gibi, ikinci sebep artık geçerli değildir.

Görünüşe göre, bugüne dek hayatta kalan kopyalar yapılırken (M.S. 3. yüzyıldan itibaren), kyrios veya theós kavramları Tetragramın yerine koyarak İsa'nın elçilerinin ve öğrencilerinin yazılarının orijinal metni değiştirilmişti.[32] Gerçeklerin gösterdiği gibi, İbranice Kutsal Yazıların Yunanca çevirisi olan Septuagint'in sonraki kopyalarında bu yapılmıştı.

Bunun nedeni, Yunanca Kutsal Yazıların yazılmasından sonraki yüzyıllarda, Yunan filozoflarının görüşlerini benimseyen sözde Hristiyanlar tarafından Kutsal Kitap'taki saf gerçeğin tahrif edilmesiydi. Roma kültürü ve dininin de Hristiyan öğretisi üzerinde güçlü bir etkisi vardı. Birçoğu sonunda pagan öğretilerini gerçek olarak kabul etme hatasına düştü.

  • Tarihçi Will Durant şöyle açıklıyor: “Kilise, Hristiyanlık öncesi Roma'da kullanılan bazı dini gelenek ve kült biçimlerini [kabul etti]. ...: pagan rahiplerin omuz atkısı ve diğer kıyafetleri, arınma törenlerinde tütsü ve kutsal su kullanımı, sunak önündeki mumlar ve ebedi ışık, azizler kültü, bazilika mimarisi, kanonik hukukun temeli olarak Roma hukuku, Papa için Pontifeks Maximus unvanı ve dördüncü yüzyılda Latin dili. ... Az sonra, artık Romalı kaymakamlar değil, piskoposlar şehirlerde iktidara sahip oldular; metropolitler ya da başpiskoposlar - onların yerine geçmemişlerse - Roma eyalet valilerini desteklediler ve zamanla eyalet meclislerinin yerini piskoposlar meclisi aldı. Roma Kilisesi, Roma devletinin izinden gitti.”[33]
  • Tarihçi Paul Johnson şöyle yazıyor: “[Mürted] Hristiyanlık karışıklık, çekişme ve bölünme ile başladı ve böyle kaldı. . . . M.S. birinci ve ikinci yüzyıllarda, orta ve doğu Akdeniz bölgeleri, militan bir şekilde yayılan bir dizi dini fikirle dolup taşıyordu. . . . Dolayısıyla, başlangıçtan beri, pek az ortak noktası olan çok sayıda Hristiyanlık çeşidi vardı. . . . Üçüncü yüzyılın ikinci yarısından önce Hristiyanlığın hakim bir çizgisinden bahsetmek yanlış olur. Anlayabildiğimiz kadarıyla, birinci yüzyılın sonunda ve neredeyse ikinci yüzyılın tamamında, çoğu Hristiyan, Hristiyan Gnostisizmin çeşitli biçimlerinin yandaşıydı ya da karizmatik liderler etrafında kümelenen rakip mezheplere aitti. . . . Ortodoksluk, üçüncü yüzyılda Hristiyanlığın çeşitli biçimlerinden sadece biriydi ve belki de Eusebius [dördüncü yüzyılın başlarında] zamanına kadar baskın değildi.”[34]
  • Harvard Üniversitesi'nden Profesör Wolfson, The Crucible of Christianity eserine göre, 2. yüzyılda Hristiyanlığa “felsefeleri bilen paganların” büyük bir akımı olduğunu belirtiyor. Yunanların bilgisine hayran kaldılar ve Yunan felsefesi ile Kutsal Kitap'ın öğretileri arasında benzerlikler gördüklerine inandılar. Profesör Wolfson devam ediyor, “Bazıları bazen felsefenin, tıpkı Kutsal Yazıları doğrudan vahiy yoluyla Yahudilere ilettiği gibi, Tanrı'nın Yunanlara akıl yoluyla verdiği özel bir armağan olduğunu öne sürdüler.” Sonra devam ediyor: “Kilise Babaları ... Kutsal Yazıların basit dilinin arkasına, filozofların akademide, lisede ve Stoa'da [Yunan felsefe okulu] icat edilen belirsiz özel ifadelerde gömülü öğretileri gizlendiğini sistematik olarak kanıtlamayı kabul etti.”
  • “Konstantin'in Hristiyan inancına geçmesinin gerçek nedeni ne olursa olsun, hem krallık hem de Mesih'in Kilisesi için sonuçları geniş kapsamlı bir öneme sahipti. ... Hristiyanlığı alenen ilan etmenin önündeki tüm engeller kaldırıldı ve Hristiyanlık yerleşik devlet dini haline geldi. Bununla birlikte, çoğu zaman, çeşitli şekillerde, örneğin, bu değişikliğin kendisine sağladığı avantajlar vasıtasıyla acı çekmeye başladı, çünkü kendisine karşı iyi niyetli olan dünyevi güçle yakın temasa getirildi. İncilin basitliği lekelendi. Görkemli ayinler ve törenler sokuldu. Hristiyanlığın öğretmenleri dünyevi onurlar ve maaşlar aldı ve Mesih'in krallığı büyük ölçüde bu dünyanın krallığı oldu.”[35][36][37]

Bu gelişme, İsa Mesih ve elçiler Petrus, Yuhanna ve Pavlus tarafından önceden bildirilmişti (Matta 13:24-30, 36-43; Elçilerin İşleri 20:29, 30; 2. Selanikliler 3:2; 1 Timoteos 4:1-3; 2. Petrus 2:1-3; 1. Yuhanna 2:22). Sonuç olarak, Septuagint kopyalarında Tetragram için kýrios'u kullananlar,[38] İsa'nın ilk öğrencileri değil, sözde “Hristiyanlar”dı. Onlar, önceden bildirilen irtidatın açıklığa kavuştuğu ve Hristiyan öğretilerin saflığının bozulduğu sonraki yüzyıllardan kalma insanlardı.

Sonuç: Kuşkusuz, Yunanca Kutsal Yazıların orijinal metninin yazarları, özellikle İbranice Kutsal Yazılardan tetragramın göründüğü pasajlardan alıntı yaptıklarında, Tanrısal ismi kullandılar.

Tanrı'nın isminin tekrar Yeni Ahit'in metnine konulması[değiştir | kaynağı değiştir]

Tanrı'nın ismini kullanan eski çeviriler[değiştir | kaynağı değiştir]

Geçen yüzyıllarda Yunanca Kutsal Yazıların bir kısmının veya tamamının İbranice ve diğer dillerde birçok çevirisi yapıldı. Bu tür çeviriler, Yunanca Kutsal Yazıların çeşitli yerlerinde, yalnızca İbranice Kutsal Yazılardan yapılan alıntılarda değil, aynı zamanda metnin böyle bir yeniden kurulma talep ettiği başka yerlerde de Tanrısal ismi yeniden kullandı.

18. yüzyılından itibaren Yunanca Kutsal Yazıların birçok çevirilerinde Tanrı'nın adı geçiyor.

  • 1774, Johann Christoph Friedrich Schulz (Almanca),[39] en az 20 defa
  • 1781/82, Johann Jakob Stolz (Almanca),[40] en az 108 defa
  • 1789/90, Sebastian Mutschelle (Almanca),[41] 18 defa
  • 1790/91, Dominikus von Brentano (Almanca),[42] en az 1 defa
  • 1805, Johann Babor (Almanca),[43] en az 1 defa
  • 1858, De Wette (Almanca),[44] bir defa (Luka 4:19)
  • 1863, Herman Heinfetter (İngilizce):[45]* 1864, Benjamin Wilson (İngilizce):[46]* 1898, George Barker Stevens (İngilizce):[47]* 1900, W. G. Rutherford (İngilizce):[48]* 1932, Professor Dr. P. Dausch, (Almanca),[49] 1 defa (Luka 20:37)
  • 1946, J. W. C. Wand (İngilizce):[50]* 1991, Claude Tresmontant (Fransızca):[51]* 2002, Heinz Schumacher (Alnanca):[52]* 2006, Instituto Cultural Álef y Tau (İspanyolca):[53]* 2008, Yeni Dünya Tercümesi (Türkçe; > 160 dil),[54] 237 kez.

Luther tercümesinde bile (1545 ve 1546 baskılarında), HERR'in (RAB) özel yazılışı, Yunanca Kutsal Yazıların birçok yerinde Yehova'nın kastedildiğini gösterir. Bu nedenle, D. Martin Luthers Werke adlı bir kitapta Matta 1:20'ye bir notta şu açıklama bulunur: "HERR = Iehova, ilahi majeste".[55]

Aynı şekilde, ilk Elberfelder Bibel editörleri Matta 1:20'ye bir dipnotta şöyle yazmışlardır: “Tanım edatı olmayan 'Rab', burada ve başka birçok yerde 'Yehova' adını ifade eder.”

Tanrı'nın ismini kullanma nedenleri[değiştir | kaynağı değiştir]

Yeni Ahit'te Tanrı'nın ismini kullanan çevirmenler, ilahi ismin nerede Yunanca Κύριος ve Θεός sözcükleriyle değiştirildiğini belirlemeye çalıştı. Bu amaçla, Yunanca Kutsal Yazıların yazarlarının İbranice Kutsal Yazılardan hangi noktalarda ayetler, pasajlar ve ifadeler aktardıkları incelenmiştir. Sonra İbranice metinde ilahi ismin orada görünüp görünmediği belirlendi. Bu şekilde kýrios ve theós 'un kimliği ve hedeflenen kişi tespit edilebildi. Ayrıca, bir çevirinin İbranice tercümelerle uyum içinde olduğuna dikkat edilebilir.

Üstte bahsedilen bazı nedenler, Tanrı'nın adının Yeni Ahit'te yeniden yer almasına yol açmıştır:

1. İsa ve elçiler zamanında dolaşımda olan İbranice Kutsal Yazıların el yazmalarında, metnin tümünde Tetragram (יהוה [YHWH]) görülüyordu. Geçmişte, bu birçok uzman tarafından reddedildi. Bununla birlikte, İbranice Kutsal Yazıların birinci yüzyıldaki kopyaları Kumran'da bulunduğundan, artık hiçbir şüphe kalmadı.

2. İsa ve elçiler zamanında, Tetragram (יהוה [YHWH]) İbranice Kutsal Yazıların Yunanca çevirilerinde (örneğin Septuagint) de bulundu. Yüzyıllar boyunca uzmanlar, Tetragramın İbranice Kutsal Yazıların Yunanca çevirisi olan Septuagint'in el yazmalarında bulunmadığına inanıyorlardı. Daha sonra, yirminci yüzyılın ortalarında, Kutsal Kitap bilginlerinin dikkatleri Yunanca Septuagint'in İsa'nın zamanında var olan çok eski bazı parçalarına çevrildi. Bu parçalar İbranice harflerle Tanrı'nın adını içeriyordu. Bu yüzden aslında o zamanlar Yunanca Kutsal Kitap el yazmalarında göründü. Ancak 4. yüzyılda, bu isim artık Septuagint'in en önemli el yazmalarında - kodeks Vaticanus ve kodeks Sinaiticus gibi - Başlangıç'tan Malaki'ye kadar olan kitaplarda yer almıyordu (daha önceki el yazmalarında hala vardı). Bu nedenle, Yeni Ahit'in bu döneme ait kopyalarında Tanrı'nın adının bulunmaması şaşırtıcı değildir.

3. Yunanca Kutsal Yazıların kendisinde belirtildiği gibi, İsa birçok kez Tanrı'ın adını kullanıp onu insanlara duyurdu. İsa şöyle dedi: “Babamın adıyla geldim” (Yuhanna 5:43; 10:25) ve Tanrı'ya bir duada şöyle dedi: “Senin adını onlara bildirdim" (Yuhanna 17: 6, 11, 12, 26).

4. Yunanca Kutsal Yazılar, İbranice Kutsal Yazıların bir devamı olduğundan, Kutsal Kitabın bu bölümünde isme artık ihtiyaç duyulmadığını düşünmek akla yakın değildir. M.S. 1. yüzyılın ortalarında, öğrenci Yakup Yeruşalim'deki ihtiyarlara şunları söyledi: “Tanrı’nın Kendi ismini taşıyan bir toplum oluşturmak için diğer milletlerden insanlarla nasıl ilgilenmeye başladığını Simeon etraflıca anlattı" (Elçilerin İşleri 15:14). 1. yüzyılda kimse Tanrı'nın adını bilmeyip kullanmasaydı bu ifade anlamlı olmazdı.

5. Yunanca Kutsal Yazılarda Tanrı'nın adının kısaltılmış biçimi geçer. Vahiy 19:1, 3, 4, 6'daki (dipnotlar) "halleluyah" kelimesinde bulunur. "Halleluyah" kelimesinin tam anlamıyla "Yah'ı yüceltin" anlamına gelen İbranice bir ifadeden gelir. "Yah" "Yehova"nın bir kısaltmasıdır. Bundan başka Yunanca Kutsal Yazılarda Tanrı'nın adını içeren birçok kişisel isimler geçmektedir. Örneğin, İsa'nın adı referans kitaplarının gösterdiği gibi, “Yehova kurtuluştur” anlamına gelir.

6. Erken Yahudi kaynaklar, Tanrı'nın adının Yahudi asıllı Hristiyanlar tarafından meydana getirilen yazılarda geçtiğini gösterir. M.S. 300 civarında tamamlanmış olan sözlü Yahudi yasaların bir koleksiyonu olan Tosefta'da Hristiyan kutsal kitaplarının Sebt (Şabat) günündeki yakılması hakkında şöyle söylenir: “İncil’i duyuranlar ve [Yahudi kökenli Hristiyanlar oldukları düşünülen] minim’lerin kitapları ateşten esirgenmez. Tersine, Tanrı’nın isminin geçtiği kısımlar da dahil o kitapların tümüyle yanmasına göz yumulur.”[56] Aynı eser, 2. yüzyılın başlangıcında yaşamış Celileli Haham Yose'yi alıntılamaktadır. Hristiyan yazıların diğer günlerde yapılan yakılması hakkında şunu belirtti: “İş günlerinde, içinde bulunan Tanrı isimleri kesilip saklansın, artakalanı yakılsın.”[56]

7. Bazı uzmanlar, Tanrı'nın adının büyük olasılıkla Yunanca Kutsal Yazıların İbranice Kutsal Yazılardan alıntılarında bulunduğunu kabul ederler. "Yeni Ahit'te Tetragram" başlığı altında The Anchor Bible Dictionary şunu yazıyor: “YA'nin [Yeni Ahit] orijinal metninde EA'dan [Eski Ahit] alıntılandığında birkaç kez hatta her zaman Tetragram (ilahi isim Yahveh) bulunuyordu.”[56] Kutsal Kitap bilgini George Howard şunu belirtti: “Tetragramın, erken Kilise'nin yazıları olan Yunanca Kutsal Kitap'ın [Septuagint] kopyalarında hala yazıldığı için YA [Yeni Ahit] yazıcılarının yazılardan alıntıladıkları zaman Tetragramı Kutsal Kitap metninde muhafaza ettiklerini varsaymak akla yakındır.”[56]

8. Tanınmış Kutsal Kitap çevirmenleri, Yeni Ahit'te Tanrı'nın adını kullandı (üstteki listeye bakınız).

16. yüzyıldan itibaren Yunanca Kutsal Yazıların İbranice çevirilerinde Tetragram çok pasajda geçmektedir. Almancada en az 11 çeviride, Yunanca Kutsal Kitap'ın metninde “Jehova[h]”, “Jhova” (veya "Jahwe", "Jahve") yer alır. Dört çevirmen “Herr” (Rab) sözcüğünden sonra parantez içinde Tanrı'nın ismini koydu. Ayrıca Almanca çevirilerde Tanrısal isim dipnotlarda ve açıklamalarda geçer. Bunun yanında toplam olarak 70'ten fazla Kutsal Kitap yorumları içeren eserde kullanılmaktadır.[56]

9. Afrika, Asya, Avrupa, Pasifik Adaları ve yerli Amerikalılardan konuşulan yüzden fazla dilde yapılan Kutsal Kitap çevirileri, Yunanca Kutsal Yazılarda Tanrı'nın adını içerir. Bu Kutsal Kitaplar'ın tercümanları daha önce verilen nedenlerden dolayı Tanrı'nın adını kullanmaya karar verdi. Yunanca Kutsal Yazıların bu dillerdeki bazı baskıları o kadar eski değildir. Örneğin: Rotumanca Kutsal Kitap (1999) 48 ayette 51 defa "Jihova"ve Endonezyalı Toba-Batak'taki baskı (1989) 110 kez "Jahowa" adını içerir.

Yunanca Kutsal Yazıların metninde Tanrı'nın adının geçtiği diller ve lehçeler
Dil İsim Dil İsim Dil İsim
Almanca Jehova, Jehovah, Jahve Aneityum Ihova Angami Jihova
Arawakan Jehovah Awabakal Yehóa Bangi Yawe
Benga Jĕhova Bolia Yawe Bube Yehovah
Bullom Jehovah Chácobo Jahué Cherokee Yihowa
Chin (Haka) Zahova Choctow Chihowa Dakota Jehowa
Dobuan Ieoba Douala Yehowa Efik Jehovah
Eromanganca Iehōva Ewe Yehowa Fang Jehôva
Fici Jiova Fransızca IHVH, yhwh Iehowa
Galca Iehofah Gilbert Iehova Goaribari (Kerewo lehçesi) Iehova
Grebo Jehova Hawaii Iehowa Hindustani Yihováh
Hiri-Motu Iehova Hocak (Winnebago) Jehowa Hollandaca Jehovah
Hrvatça Jehova İbranice יהוה Ila Yaave
Indonezce YAHWEH İngilizce Jehovah İspanyolca Jehová, Yahvé, YHWH, Yahweh
Kala Lagaw Ya Iehovan Kalanga Yehova, Yahwe Kalenjin Jehovah
Kerewo Iehova Kipsikis Jehoba Konyak Jihova
Korece Yeohowa Kosrae Jeova Kuanua Ieova
Kuliviu Iova Lao Yehowa Lele Jehova
Lewo Yehova Liku (Lusengo lehçesi) Yawe Lingala Yawe
Logo Yehova Lonwolwol Jehovah Lotha Jihova
Luba Yehova Luba-Lulua Yehowa Luena Yehova
Lugbara Yehova Luimbi Yehova Luna Yeoba
Lunda Yehova Luo Yawe Malagassi Jehovah, Iehôvah
Malo Iova Mao Jihova Marques Iehova
Marschall Jeova Mbundu Yehova Mentawai Jehoba
Miriam Iehoua Misima Iehova Mizo Jehovan, Jihova’n
Mohawk Yehovah Mongo Yawe, Yova Mortlock Jioua
Motu Iehova Mpungwe (Myene lehçesi) Jehova Muskog Cehofv
Myene Yeôva Namakuran Yehova Nande Jehova
Narrinyeri Jehovah Nauru Jehova Navajo Jîho’vah
Ndau Jehova Nembe Jehovah Nengone (ya da Maré) Iehova
Ngando Yawe Ntenyi Jihova Ntomba Yawe
Nukuoro Jehova Ojibwa Jehovah Polonyaca Jehowa
Portekizce Iáhve Rarotonga Jehova, Iehova Rerep Iova
Rotuman Jihova Sakau Ihova, Iehova Samoa Ieova
Sangtam Jihova Seneca Ya’wĕn Sengele Yawe
Songe Yehowa Sotho Yehofa Sranaca Jehova
Sukuma Yahuwa, Jakwe Tahiti Iehova Teke-Eboo Yawe
Temne Yehṓfa, Yehofa Thai Yahowa Toaripi Jehova, Iehova
Toba-Batak Jahowa Tonga Jehova Tongaca Jihova, Sihova
Truk Jiowa Tswana Jehofa, Yehova, Yehofa Uripiv Iova
Wampanoag Jehovah Xhosa Yehova Zande Yekova
Zulu Jehova, YAHWE

Diğer dillerde ve lehçelerde, Tanrı'nın isminin türleri dipnotlarda veya açıklamalarda yer alır.

Tanrı'nın adının kısa biçimi olan “Yah”, İbranice halelu-Jáh'ın bir transkripsiyonu olan Yunanca hallēlouiá ifadesinde yer alır: “Yah'ı yüceltin!”: Vahiy (4 kez) 19:1, 3, 4, 6.

Ayrıca bakınız[değiştir | kaynağı değiştir]

Kaynakça[değiştir | kaynağı değiştir]

  1. ^ Wilhelm Gesenius (Hrsg.): Hebräisches und Aramäisches Handwörterbuch über das Alte Testament. Zweite Teillieferung. 18. Auflage. Springer, 1995, ISBN 3-540-58048-4, S. 446.
  2. ^ BILD, cilt 1, s. 326
  3. ^ W. G. Waddell: JThS, Cilt 45, sayfa 158-161
  4. ^ „Papiro Fuad, Inv. 266. Analisi critica dei Frammenti pubblicati in: ‚New World Translation of the Christian Greek Scriptures‘. Brooklyn (N. Y.) 1950 p. 13s.“, yayım: Studia Patristica, Bd. 1, Teil 1, Kurt Aland ve F. L. Cross, Berlin 1957, S. 339—342.
  5. ^ „Papyrus Fouad Inv. No. 266“, yayım: Nederlands Theologisch Tijdschrift, Bd. 13, Wageningen 1959, S. 442—446.
  6. ^ „The Oldest Greek Text of Deuteronomy“, Hebrew Union College Annual, Cilt 42, Cincinnati 1971, S. 125—131.
  7. ^ Die Kairoer Genisa, Berlin 1962, s. 232, 233
  8. ^ Bkz. ayrıca Kurt Aland, FL Cross, Jean Danielou, Harald Riesenfeld ve WC van Unnik, Berlin 1959, s. 614 tarafından düzenlenen Studia Evangelica çalışmasında PE Kahle'nin yorumu.
  9. ^ Études de Papyrologie, Bd. 9, Kairo 1971, S. 81—150, 227, 228
  10. ^ Three Rolls of the Early Septuagint: Genesis and Deuteronomy, „Papyrologische Texte und Abhandlungen“ serisi, Cilt 27, Bonn 1980.
  11. ^ Supplements to Vetus Testamentum, Cilt 10, Leide n 1963, S. 170—178.
  12. ^ Israel Exploration Journal, Cilt 12, 1962, S. 203.
  13. ^ Supplements to Vetus Testamentum, Cilt 10, 1963, S. 178.
  14. ^ Supplements to Vetus Testamentum, Cilt 4, 1957, S. 157.
  15. ^ The Oxyrhynchus Papyri, Böl. VII, Arthur S. Hunt, London 1910, S. 1, 2.
  16. ^ F. Crawford Burkitt: Fragments of the Books of Kings According to the Translation of Aquila, Cambridge 1898 (1897), S. 3—8
  17. ^ C. Taylor: Hebrew-Greek Cairo Genizah Palimpsests, Cambridge 1900, S. 54—65.
  18. ^ Dr. Carl Wessely in Studien zur Palaeographie und Papyruskunde, Cilt 11, Leipzig 1911, S. 171.
  19. ^ Giovanni Mercati: Psalterii Hexapli reliquiae . . . Pars prima. Codex rescriptus Bybliothecae Ambrosianae O 39 sup. phototypice expressus et transcriptus, Roma 1958.
  20. ^ Dr. P. Kahle: Die Kairoer Genisa, Berlin 1962, S. 235
  21. ^ Jüdische Altertümer, übersetzt von H. Clementz, 2. Buch, Kap. 12, Abs. 4, S. 121.
  22. ^ The Mishna, ins Englische übersetzt von H. Danby, London 1954, S. xiv, xv.
  23. ^ Mişna, Joma, tercüme: J. Meinhold, 1913, s. 61
  24. ^ Mişna, Soṭa, tercüme: H. Bietenhard, 1956, s. 117
  25. ^ Mişna, Sanhedrin, Makkōt, tercüman: S. Krauss, 1933, s. 267, 271
  26. ^ Mişna, Berakot, tercüman: O. Holtzmann, 1912, 9:5, s. 97
  27. ^ The Journal of Theological Studies, Oxford, Cilt XLV, 1944, s. 158, 159
  28. ^ P. Kahle'den alıntılanmıştır, Der Hebräische Bibeltext seit Franz Delitzsch, Stuttgart 1961, s. 46
  29. ^ F. Dunand, Papyrus Grecs Bibliques, Kahire 1966, s. 47, dipnot 4
  30. ^ Hieronymus: De viris inlustribus, Bölüm III
  31. ^ Journal of Biblical Literature, Bd. 96, 1977, S. 63
  32. ^ BILD, cilt 1, s. 324
  33. ^ Will Durant: Kulturgeschichte der Menschheit, Cilt 5: Weltreiche des Glaubens
  34. ^ Paul Johnson: A History of Christianity
  35. ^ Henderson and Buck: Theological Dictionary
  36. ^ M’Clintock and Strong's Cyclopædia, Cilt 9, sayfa 488a
  37. ^ Gibbon: Decline and Fall of the Roman Empire, Cilt 1, sayfa 454 vd.
  38. ^ P. Kahle, Cairo Genisa, s. 235
  39. ^ Johann Christoph Friedrich Schulz: Neues Testament 1774, Leipzig, Bd. 1: Die vier Evangelisten
  40. ^ Johann Jakob Stolz: Sämtliche Schriften des Neuen Testaments, zusammen mit Johann Kaspar Haefeli, Zürich 1781/82), 3. Auflage (Zürich und Leipzig 1798)
  41. ^ Sebastian Mutschelle: Die heiligen Schriften des neuen Testaments, München 1789/90
  42. ^ Dominikus von Brentano: Die heilige Schrift des neuen Testaments, Kempten 1790/91
  43. ^ Johann Babor: Uebersetzung des neuen Testaments, Wien 1805
  44. ^ De Wette: Die Heilige Schrift (Heidelberg 1858)
  45. ^ Herman Heinfetter: A Literal Translation of the New Testament . . . From the Text of the Vatican Manuscript, 1863
  46. ^ Benjamin Wilson: The Emphatic Diaglott, 1864
  47. ^ George Barker Stevens: The Epistles of Paul in Modern English, 1898
  48. ^ W. G. Rutherford: St. Paul’s Epistle to the Romans, 1900
  49. ^ Professor Dr. P. Dausch: Bonner Bibel (Bd. 2, 1932)
  50. ^ J. W. C. Wand: The New Testament Letters, 1946
  51. ^ Claude Tresmontant: Les Evangiles, 1991
  52. ^ Heinz Schumacher: Neues Testament mit Anmerkungen, 2002
  53. ^ Instituto Cultural Álef y Tau: Biblia Peshitta en Español, 2006
  54. ^ Watch Tower Society: New World Translation, 1950
  55. ^ D. Martin Luthers Werke, Die Deutsche Bibel, Cilt 6, Weimar 1929, s. 539
  56. ^ a b c d e Watch Tower Society, New World Translation, 2018, Ek A5